İspanya'daki sel felaketi bize ne anlatıyor? Daha büyük afetler kapıda mı?
- GİRİŞ03.11.2024 09:22
- GÜNCELLEME04.11.2024 09:23
İspanya'da Valencia ve Endülüs bölgelerini yıkıma uğratan selde hayatını kaybedenlerin sayısı 250'yi geçti. Geniş çaplı maddi hasar mevcut. Yüzlerce kişiyse halen kayıp.
Uzmanlar şiddetli selin, bölgenin normalde bir yılda aldığı yağışın sadece 8 saatte düşmesinden kaynaklandığını ifade etti. Bir anormallik olduğu açık. Bu durum, komplo teorileriyle birlikte birçok nedene bağlanabilir. Ancak bilimsel anlamda en elle tutulur yorum, iklim değişikliği olarak göze çarpıyor.
Özellikle Akdeniz'e kıyısı olan ülkelerde aşırı hava olaylarının sıklığı ve şiddeti artıyor. Örneğin, geçtiğimiz yıl Eylül ayında Libya'da meydana gelen selde binlerce kişi hayatını kaybetmişti. Bir yıl sonra, bir başka Akdeniz ülkesi olan İspanya'da benzeri bir felaket yaşanmış oldu.
Peki iklim değişikliği, böylesine büyük bir hasara nasıl yol açıyor? Temelde atmosferdeki sıcaklık ve nem oranının artışıyla yağış biçimleri değişiyor. Bilhassa yoğun yağış dönemlerinde, su buharı yoğun şekilde birikiyor. Ve kısa sürede yeryüzüne inerek ani taşkın riskini artırıyor. İspanya'da yaşanan da tam olarak buydu aslında.
İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ HEM AŞIRI YAĞIŞI HEM DE KURAKLIĞI BERABERİNDE GETİRİYOR
Sıcaklıkların artışının temelde neden olduğu iki faktör var. Aşırı yağış ve yağışın olmadığı dönemlerde kuraklık... Son yıllarda yaşanan kuraklık, iklim değişikliyle birleşince toprağın yapısını olumsuz etkiliyor. Kuruyan toprak geçirgenliğini kaybediyor ve suyun emilmesi zorlaşıyor. Böylece yüzeyde birikme ve sel felaketi daha kolay meydana geliyor.
Akdeniz'de deniz suyu sıcaklıkları, son yıllarda küresel ısınmanın etkisiyle belirgin bir şekilde arttı. Buharlaşmanın fazla olması nedeniyle atmosferde daha fazla nem birikiyor. Biriken nem de fırtınaların ve yoğun yağışların şiddetini artırıyor. Risk sadece İspanya için geçerli değil. Akdeniz'e kıyısı bulunan ülkemiz de dahil aynı tehlikeyle karşı karşıya.
İSPANYA'DAKİ SEL FELAKET İLK DEĞİL
İspanya, 2019 ve 2020 yıllarında da aşırı yağışlara bağlı olarak büyük sel felaketleri yaşadı. Yine Valencia ve Alicante bölgelerinde meydana gelen yoğun yağışlar, geniş tarım alanlarını su altında bıraktı. Ekonomik olarak büyük kayıplara yol açtı.
Altyapı sistemleriyse yeterli değil. Yoğun yağışların yarattığı taşkınlar, yollar, köprüler ve birçok bölgede hasarlara neden olarak yaşamı felç ediyor. Avrupa Çevre Ajansı'nın verilerine göre, Akdeniz havzası, iklim değişikliğinin en fazla etkilediği bölgelerden biri olmaya devam edecek.
Özellikle kıyı bölgelerinde yaşayan nüfus için artan sel riski, bu bölgelerin altyapısının yeniden gözden geçirilmesini gerektiriyor.
PEKİ ÇÖZÜM NE?
Ülkemizi de ilgilendiren iklim değişikliğine bağlı felaketlerin önüne geçilebilmesi için hala yapabilecek şeyler mevcut. Şehirlerde yağmur suyunun emiliminin artırılmasını sağlamak için sistemler kurulmalı..Aşırı hava olaylarına karşı etkili erken uyarı sistemleri geliştirilmeli. Söz konusu sistemlerden faydalanarak, halkın güvenli bölgelere tahliyesini sağlayacak mekanizmalar oluşturulmalı sık sık afet tatbikatlar yapılmalı..
Vatandaşların, iklim değişikliğinin neden olabileceği doğal afetlere karşı bilinçlendirilmesi de önemli bir unsur. Toplumu bu tür olaylara hazırlıklı hale getirmek gerekiyor..
Ayrıca, doğal su havzalarının korunması, akarsu yataklarının suyu yönlendirmesine yardımcı olacaktır. Alçak bölgelerde yapılaşmanın sınırlandırılması da bir başka önemli husus. Baraj kapasitelerinin artırılması da alınabilecek tedbirlerden..
Sözün özü hükümetin ve halkın el ele vererek iklim değişikliyle ilgili atacağı adımlar, Türkiye'de benzeri felaketlerin daha az zayiatla atlatılmasına vesile olabilir.
Nitekim dün Libya'da olan bugün İspanya'da oldu.. Yarın herhangi bir Akdeniz ülkesi böyle bir afetle karşılaşabilir...
Bartu Eken / Haber7
Yorumlar19