Bugüne kadar Türkiye’nin yararına bir şey yaptılar mı?
Veya bir şeyin ucundan tuttular mı?
Hep zarar, hep ziyan..
-Darbe imaları..
-PKK/YPG güzellemeleri..
-‘Mavi Vatan’ı savunur gibi yapmalar..
-Reyhanlı katliamının emrini veren teröristlerle kol kola girmeler..
Özetle; ülke aleyhine nerede ne var bunlar ailecek orada..
‘Yazık’ lafı bile sizin için hiç kalır..
Utanma desen hiç yok..
Emniyet ve savcılık sorgusunun ardından emekli amiraller serbest bırakıldı..
Bu suçsuz bulundukları anlamı taşımaz..
Yargılama devam ediyor..
Bildiriyi yazan emekli amiral olaydan bir hafta önce Rusya’ya gidiyor..
Arkadaş bu pandemi döneminde ne işin var senin Moskova’da?
Kimlerle buluştun?
-Olayın önü-arkası, sağı-solu tekrar tekrar kontrol edilmeli..
Siz bakmayın o küçümseyenlere..
Dalga geçenlere..
-“Emekli amiraller beylik tabancaları ile mi darbe yapacaklar?” diyenlere..
Yakın siyasi tarihin darbe, bildiri ve muhtıralarla dolu olduğu unutulmasın..
Bu konu ‘Dostlarımızla iktidara geleceğiz’ cümlesinden de ayrı düşünülemez:
1-Bildiri siyasi saiklerle gece yarısı yayınlandı..
2-‘Yüce Türk Milleti’ başlığı bilerek atıldı..
3-Olayın arkasında kurmay siyasi akıl olduğu ortaya çıktı..
4-Emekli de olsa ‘emir komuta zinciri’ içinde iktidara ‘had bildirilmek’ istendi..
Hiçbiri göz ardı edilmemeli..
Aksi durumda çok pişman olunur..
 
ANADOLU GEMİSİ VE HAVA-HAVA FÜZELERİ
 
TCG Anadolu çok maksatlı amfibi hücum gemisi bu yıl envantere girecek..
Gemiye SİHA’lar inip kalkabilecek..
HÜRJET aynı şekilde..
Bütün bunlar TCG Anadolu'nun caydırıcılığı için kuvvet çarpanı demek..
Türkiye artık hava-hava füzeleri de üretebiliyor..
Bu teknolojiye sahip sayılı ülkeler arasına girmeyi başardı..
Önemli bir adım..
Ne kadar gurur duysak azdır..
‘Darbeci’ emekli amiraller de gurur duymuş mudur?
Hiç sanmam..
-Mesela bu 14 emekli amirali Emniyete getirir gibi TCG Anadolu'ya da götürseler..
-Türkiye nereden nereye gelmiş gösterseler..
-Silah sistemlerini gözlerine soksalar..
-‘Bak siz darbe peşinde koşarken biz bunları yaptık’ deseler..
-Dört dörtlük güverte temizliği yaptırsalar..
Ne güzel olmaz mı?
 
“EN İYİSİNİ BEN BİLİRİM”
 
Millet olarak böyle bir yapımız var..
Maalesef kurumsal işleyişte de aynı durum söz konusu..
Böyle olunca da işte o ‘vesayet’ tekrar tekrar hortluyor..
Hatırlayın..
AK Parti iktidara gelir gelmez Kıbrıs meselesine el atmıştı..
Problemi çözmek için adım atmaya kalktığında karşısına türlü türlü odaklar çıkmıştı..
‘Devletin bekasını en iyi ben bilirim’ diyen vesayetçiler “Yapamazsın” demişti..
Referandum, Kıbrıs konusunda Batı’nın çifte standardını ortaya koyan en büyük gösterge oldu hâlbuki..
Dış politikada daha sonraki süreçlerde de vesayete karşı ciddi mücadele verildi..
Neler neler başarıldı..
Hepsi milletin desteği ile oldu..
15 Temmuz sonrası ise vesayet tamamen yıkıldı..
Lakin alışkanlıklardan kolayca vazgeçilemiyor..
Sözü tekrar emekli amirallerin bildirisine getireceğiz..
104 emekli amiral..
“En iyisini ben bilirim” anlayışıyla Montrö’den, Kanal İstanbul’a kadar..
İktidara had bildiren muhtıraya imza attı..
Hem de Yüce Türk Milleti adına!
O kadar alışmışlar ki Yüce Türk Milleti adına karar vermeye..
Çünkü aldıkları hiçbir karar, attıkları hiçbir adım sorgulanmamış..
Onlar ne yapsa doğrudur anlayışı!
Yüce Türk Milleti için iyi olanı onlardan başkası bilemez zaten!
Yargılama neticesini hep birlikte göreceğiz..
Ama asıl önemlisi bu “had bildirme” anlayışından nasıl kurtulacağımız..
Gerçekten üzücü..
Dış politikadaki başarıyı..
Terörle mücadelede alınan mesafeyi..
Büyümeyi, değişimi görmek istemiyorlar..
Çok yazık..
 
POST TRUTH POLITICS
 
Ne diyordu CHP?
Herkesle kavgalıyız, herkesle çatışıyoruz..
Ne işimiz var Suriye’de, Libya’da, Doğu Akdeniz’de?
Yurtta sulh, cihanda sulh..
Yani Türkiye, çıkarlarını sorgulamasın..
Kafasını kuma gömsün..
Neme lazım, dışarıda ne oluyorsa olsun..
PKK/YPG sınırımızda terör devleti kursun..
Mavi Vatan'daki gazı İsrail, Yunanistan çıkarsın..
Hep söylenir ya;
-“Türkiye Doğu ile Batı arasında köprüdür..”
Bu cümle şimdilerde, yeni yeni vücut bulmaya başladı..
Ankara her yere uzanıyor, ulaşıyor..
Avrupa Birliği komisyon ve parlamento başkanları geldi..
Almanya, Rusya, Ukrayna ve Mısır’la temaslar..
Batı’ya yüz vermeyen Libya tam kadro Ankara’ya indi..
Muhalefet (post-truth politics) anlayışıyla seçmenini karanlık denizlere atıyor..
Post-truth politics: Bir şeyin kanıtlarla çürütülmesine karşın siyasetçilerin yalanla doğru gösterme çabası..
Sanki tam da Kemal Bey için söylenmiş..
CHP gerçekten birçok şeyi ıskalıyor..
O Türkiye yok artık..
Köprünün altından çok sular aktı..

Türkiye