İşlerine gelmiyor..
Türkiye orada olmasa, düzeni istedikleri gibi kuracaklar çünkü..
Manipüle edecekler..
Yakıp yıkacaklar..
Ankara çomağı sokunca, istikrar, düzen, intizam hepsi geri geldi..
Ülke birleşti..
Hızla normalleşme adımları atıldı..
Bazıları bu işleri çocuk oyuncağı sanıyor..
Hafter ve paralı askerlerle başka şeyler birbirine karıştırılıyor..
Başlıktaki sorunun cevabı çok açık..
-Hayır tabii ki..
Ayrıca ilişkilerde ulaşılan pozitif seviye, tartışılanların çok daha ötesine geçmiş durumda..
Ankara, bu tip hamleleri, açıklamaları zaten bekliyordu..
Hiçbiri sürpriz değil..
Belli ki BAE hiç uslanmayacak, akıllanmayacak..
Karıştırsın bakalım..
Türkiye’nin Kafkasya'dan başlayan ve ta Libya’ya kadar ulaşan bir etki alanı söz konusu..
Buralara kolay gelinmedi..
Kabuğunu kırması ve geniş coğrafyada etki üretmesi ‘birilerini’ rahatsız etti tabii ki..
 
TÜRKİYE NEDEN LİBYA’DA?
 
1- 500 yıllık kardeşlik bağları..
2- Tarih ve ortak kültür..
3- İkili anlaşmalar.. (Güvenlik ve Askerî İş Birliği Mutabakat Muhtırası)
4- BM'nin tanıdığı meşru Libya Hükûmetinin resmî çağrısı..
Bazı şeylerin açıklığa kavuşması gerçekten önemli..
Çünkü karıştıranlar var:
Ne Mehmetçik paralı asker, ne de Türkiye yabancı güç!.
Şu önemli iki nokta da unutulmamalı:
-Libya, darbeci Hafter’in saldırıları ve katliamları karşısında yardım çağrısında bulunmadı mı?
-Bu çağrıya somut cevap veren sadece Türkiye ve Cumhurbaşkanı Erdoğan olmadı mı?
 
“LİBYA, LİBYALILARINDIR”
 
Türkiye’nin amacı, hedefi hep aynıydı..
Hiçbir zaman ‘bir öyle, bir böyle’ demedi:
-Libya’da toprak bütünlüğü, barış, istikrar ve siyasi birlik kimin sayesinde sağlandı?
Birçok ülke şimdilerde rol kapma peşinde..
İç savaş devam ederken, Hafter ortalığı yakıp yıkarken, öldürürken neredeydiler acaba?
Peki, askerî mutabakat metni neleri kapsıyor?
Birilerine göz kırpan, bayrak sallayan yeni Dışişleri Bakanı Necla el Menguş’un da iyi bilmesi lazım:
1- Askerî eğitim..
2- Mayın/EYP temizliği..
3- Sağlık ve insani yardım..
4- Askerî konularda danışmanlık desteği..
Ayrıca unutulmamalıdır ki;
-Türkiye’nin desteği sayesinde Trablus’ta katliamlar önlendi..
-Siyasi sürecin önü açıldı..
Necla Hanım siz de bilin bunları!
Bilmiyorsanız da sormakta lütfen tereddüt etmeyin ve çekinmeyin..
Olayın özeti şu;
Türkiye ‘Libyalı kardeşlerinin’ haklı davasına desteğe tüm gücüyle devam edecek..
 
LİBYALILARIN ‘HAFTER’ TEPKİSİ
 
Libya Dışişleri Bakanlığı bir süredir hareketli..
Üzücü ama böyle..
Yabancı askerler ve paralı askerlerin ülkeden çıkarılması konusunu işliyor..
Dile kolay..
Tam 2 senedir Ankara’nın kararlı desteği sayesinde barışa, istikrara bu denli yaklaşılabildi..
‘Hafter ve arkasındakilere’ hizmet ettiği açıkça belli olan ‘bu açıklamalar’ Libya halkının da içini acıtıyor..
Bu yüzden de artık sessiz kalmıyorlar..
Nasıl sessiz kalsınlar?
Ne bedeller ödendi..
 
HEY ‘SÖZDE AYDINLAR’, MERMİ YAĞIYORDU UNUTTUNUZ MU?
 
Birileri ‘çok istese de’ Libya halkı 2019 öncesine dönmek istemiyor!
O yüzden de Hafter’in ihanetini, zulmünü, katliamlarını her mecrada gözler önüne seriyorlar..
Gerçek fedakârlık yapanların göz ardı edilmesine isyan ediyorlar..
O kanlı günlerde ‘sözde tarafsızlık’ adına sessiz kalanlar bugün ‘para sebebiyle’ nasıl da şahin kesildi!
Libya ve halkı artık çok biliyor ki;
Türkiye, Libya’ya gizli, saklı ve farklı ajanda ile gitmedi..
Yaptıkları zaten ortada, aşikâr..
Ayrıca Libya sokaklarında içi boş kara propagandalara da kimse kanmıyor, inanmıyor..
Meydanı boş sanan ‘sözde Libyalı aydınlar’ yükselen tepkilere şaşırmış hatta korkmuş durumda..
Onlara sormak lazım:
Üzerlerine yağan mermilerle yaşamak zorunda olanlar kimlerdi?
Bu işler öyle akademik platformlarda Hafter ve yandaşlarına methiyeler düzmekle olmuyor..
Öyle birilerinin bildiği gibi falan da değil..
Türkiye-Libya ilişkileri çok ötelere taşındı..

Türkiye Gazetesi