‘Yeniden Erdoğan’ halkımız için baht açıklığı olur
- GİRİŞ19.01.2025 10:12
- GÜNCELLEME19.01.2025 10:12
Geçtiğimiz günlerde Şanlıurfa İl Kongresi’nde gündem oluşturan bir diyaloğa şahit olduk.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile İbrahim Tatlıses arasında sahnede gerçekleşen soru-cevap herkes tarafından tartışılıyor.
Tatlıses Erdoğan’a, “Yeniden adaylığa var mısın?” dedi. Erdoğan da Tatlıses’e “Sen varsan ben de varım!” dedi. Tatlıses de cevaben “Ölümüne!..” diyerek istediği cevabı almanın mutluluğuyla sevincini ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yeniden cumhurbaşkanı adayı olması, bazı şart ve koşulların oluşmasıyla birlikte hukuki zemine oturtulabilir. Ki AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, “Önemli olan milletin iradesidir, formül üretilir.” açıklamasını yaptı.
Burada tartışmamız gereken soru şu olmalı; Türkiye’nin geleceğinde Erdoğan’ın liderliği elzem midir?
Bir vatandaş olarak önümüzdeki sekiz ya da on yılı göz önünde bulundurarak cevap arayınız.
Öncelikle ifade edeyim, muhafazakâr – mütedeyyin ve dindar kesimde lider profili noktasında bir bolluk söz konusu. İsim vermek gerektiğinde bu ülkeye liderlik yapabilecek iddiası olan, en az beş isim sayabilirim.
Erdoğan’ın yeniden aday olmasını savunmak, lider aday profilinin yokluğundan olmamakla birlikte; zorlu zaman ve zemin koşullarında Erdoğan’ın tecrübe-bilgi-birikim ve donanımının öncelenmesinin gerekliliğinden kaynaklanmalıdır.
Özel şartları ancak özel şahsiyet ve karakterler karşılayabilirler.
Türkiye Yüzyılı argümanı sadece Türkiye ile sınırlı kalmayacak, Şam’dan Kudüs ve Bağdat’a varana dek özlenen bir iklimi yaşatacak bu toprakların evlatlarına.
Öyle bir iklim ki; Mekke’den Kahire’ye, Saraybosna’dan Semerkend’a, Madrid’den Cezayir’e barış ve etkileşim çağıltısını müjdeliyor.
Zaman ve zeminin müsaitliğini belki konjonktür ve reel politik olarak değerlendirebiliriz. Bu süreçlerin, üstün çıkarlara hizmet etmesini sağlamak ancak ustaların yapacağı bir iştir.
Somut olgular üzerinden açıklayalım. Türkiye’nin son dokuz yılına bakalım. Hendek operasyonlarından darbe girişimine sonraki süreçlere bakalım.
Türkiye FETÖ ile mücadelede önemli bir aşama kaydetti. Bunu sadece Erdoğan başarabilirdi.
Türkiye PKK ile mücadelede gerek sınır içi gerek sınır ötesi kapsamda artık “terörsüz Türkiye” hedefini konuşuyor. Erdoğan PKK’yı betona gömecek. Bunu da sadece Erdoğan başarabilirdi.
Türkiye, vesayet odaklarının egemenlik alanlarını bertaraf etti. Bürokratik oligarşiden Kemalist hegemonyaya kadar hepsi çaptan düşürüldü ve etkisizleştirildi.
Askerin yönetimi ve denetimi, siyaset mekanizmasına bağlandı. Bunu da tüm kalbimle söylüyorum, sadece Erdoğan yapabilirdi.
Yerli savunma sanayisinin çağ atlatılması, yine Erdoğan’ın liderliğinde olabilirdi.
Sağlık atılımları, sosyal hizmetlerde devrim, yol, köprü, tünel vs. bu konulara hiç girmiyorum.
Yukarıda saydığım Türkiye’nin beka ve egemenlik meselelerinin pekiştirilmesi ve komşularımızla güçlü bağlarımızın deruni bir bağlama oturtulması için “usta” cepheyi yönetmeye devam etmelidir.
Recep Tayyip Erdoğan yeniden adaylık için kararını net biçimde açıklarsa bu ülkemiz için şans olur. Halkımızın ise baht açıklığı olur. Aynı bayrak altında kader birliği yapmış bir milletiz. Sonuna kadar kardeş ve aynı davanın yoldaşı olarak gönül köprüleri kurmuşuz. Kimse bu cepheyi sarsmaya cüret edemeyecektir.
Şu notu da düşmek icap eder. Erdoğan yeniden cumhurbaşkanı seçilirse, Trump ve Putin gibi liderlerle kuracağı şahsi ilişki biçimleriyle, ülkemizin lehine gelişmeler çok daha kolay hayata geçer.
Başka isimlerin alamadığını Erdoğan çok rahat alır. Başkalarının yapamadığını/yapamayacağını yapar.
Bunu elbette en iyi CHP biliyor.
CHP, Erdoğan’ın yeniden aday olma ihtimaline karşın derin panik içinde.
Erdoğan, CHP’nin travması olmuştur.
Bu travmayı güncellemekten ödleri kopuyor.
Betül Soysal Bozdoğan / Diriliş Postası
Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol