Yahudiler değil miydi; sürekli sürgünden bahseden ve tarihlerini ajitasyon üzerine kuran?..

Yahudiler değil miydi; “Soykırıma uğradık, mağduruz!” diyen?..

Peki on yıllardır tüm dünyanın duygularını sömüren bir halk olarak nasıl Filistinlilere aynı trajediyi, sürgünü önerebiliyor ve soykırımı en şedid biçimde uyguluyorlar?

Nazi’den nefret ediyor ama bu çağda Nazi rolüne soyunuyorlar.

Mağdur kişi gücü elde ettiğinde kendisine yapılan kötülüğü aynı şekilde bir başkasına uygulamak için fırsat kollar mı?

Siyonist-Yahudiler, İngilizler tarafından kendilerine suni ve yapma bir devlet kurulması sonrasında Filistin topraklarına göçtüler.

Dünyanın farklı yerlerinden gelerek Filistin’de toplanmış, bu toprakları işgal etmiş, çalmış, katletmiş bir halktır, İsrailliler. Şimdilerde de daha fazlasını isteyerek Filistinlilere dönüp “Topluca buradan çıkın, size ülke bakalım.” diyorlar.

Eğer bu dünyada zerre kadar hak, hukuk, kural, norm, düzen, insanlık ve ahlak kalmadıysa tamam. Ama gelen tepkilere bakılırsa; işler, İsrail için hiç de umduğu gibi değil.

Bakınız Trump, “Gazze’yi ABD devralmalı.” dedi ve sonrasında Netanyahu İsrail’in Kanal 14 televizyonuna açıklama yaptı. Netanyahu, “Filistin’i Suudi Arabistan’a taşıyın!” ifadelerini kullandı.

Netanyahu bu sözleri neden söyledi? Çünkü Suudi Arabistan, İsrail ile normalleşme için bağımsız bir Filistin Devleti’nin kurulmasını şart koştu. Netanyahu da bu gelişmeye kendince tepki verdi.

TRUMP VE NETANYAHU’NUN AKIL OYUNU

Öyle savruk bir zamana denk geldik ki; söylemler karşısında nutkumuz tutuluyor.

Trump Gazze’yi, Kanada’yı, Grönland’ı ve Panama Kanalı’nı ilhak etmekten bahsediyor. Netanyahu ise Filistinlilere ülke beğeniyor aklınca.

Aslında görünenin arkasında tüm dünya halklarına dönük bir akıl oyunu oynuyorlar.

Tam on beş aydır ne yaşandı? Büyük bir yıkım ve soykırım... Buna rağmen Hamas ve Filistinlileri yenemeyen bir İsrail askerî ve siyasi yapısı söz konusu.

İşte tüm bu sıra dışı söylemler bu yenilgiyi örtme çabası gütmekte.

Tüm bu saçma söylemler zihinleri bulandırarak hedef saptırmakta.

Dünya kamuoyu bu gündemle birlikte İsrail’in yenilgisini, savaş suçlarını konuşmuyor da ABD’nin fütursuzca yaklaşımını diline doluyor.

Trump, siyonizmin emrinde olduğunun mesajını veriyor.

Netanyahu iç siyasette alan kazanıyor.

Herkes biliyor ki; Gazzeliler hiçbir yere gitmeyecek!

Sekiz yaşındaki kız çocuğu da, seksen yaşındaki nine de aynı kararlılıkla haykırıyor; “Toprağımızı bırakmayacağız!” diye.

Dolayısıyla ‘Siyonist’ ve ‘Evanjelist’ çetenin illüzyonuna dikkat edelim.

Hiç olmayacak bir tez ortaya atarak, ne koparabiliriz diye deneme yapıyorlar.

SİYONİZMİ RAHATSIZ ETTİ

Bu arada eski İngiliz Milletvekili Naz Şah’ın 2014 yılında yaptığı sosyal medya paylaşımı Netanyahu ve Trump’a nazire niteliğinde.

Facebook mesajında Şah, İsrail’in ABD topraklarına taşınması durumunda Arap-İsrail sorununun çözüleceğini, bu durumun hem Yahudiler hem de Araplar açısından çok daha olumlu olacağını yazmıştı.

Şah mesajına eklediği görselde de büyük bir ABD haritasının içine orantısal olarak küçük İsrail topraklarını gösteren bir resim çizmiş, ‘ABD’de toprak çok’ iması yapmıştı.

‘İsrail’i ABD’ye taşıyın!’ diyen İngiliz vekil, özür dilemesine rağmen partisinden uzaklaştırıldı.

Mesaj, siyasi kariyerine mal olsa da; eski vekil, siyonizmin canını sıkan bir yaklaşım sergilemekten mutlu olsa gerek!..

Betül Soysal Bozdoğan / Diriliş Postası