CHP’de çok başlılık ve lidersizlik var
- GİRİŞ13.02.2025 10:46
- GÜNCELLEME13.02.2025 10:58
CHP’de kazan kaynıyor.
CHP’de çok seslilik değil ‘çok başlılık ve lidersizlik’ gibi bir problem var ve bu problem, tabiri caizse CHP’nin yine başını yiyecek.
Normal seçim takvimi, 2028’in mayıs ayını gösteriyor. Erken seçim olsa dahi 2027 yılı tahmini olarak beklenebilir.
Pekâlâ, 2025’in şubat ayında, CHP’deki cumhurbaşkanlığı adaylık gündemini nasıl yorumlamalıyız?
Zamanından önce ve erken aday açıklamak, yıpranma payını da düşünürsek stratejik olarak yanlış!
Burada yapılan hatanın kaynağı olarak Ekrem İmamoğlu’nu gösterebiliriz.
Ekrem İmamoğlu, Özgür Özel’e baskı yapıyor. Yolsuzluk ve terör soruşturmalarının, kendisinin de kapısını çalacağından korkusu olsa gerek ki İmamoğlu, bir an önce CHP’nin cumhurbaşkanı adayı olarak isminin ilan edilmesini istiyor. Böylelikle olası yargı soruşturmaları sürecinde, daha kolay “mağdur rolüne” bürüneceğini düşünüyor.
İmamoğlu’nun hesabı bu minvalde olabilir ama parti ve CHP medyasındaki güç dengeleri oldukça karmaşık.
Gelişmeleri şöyle bir sıralayalım, böylelikle her şey daha iyi anlaşılacak.
Geçtiğimiz pazar günü Özgür Özel, Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş bir toplantı yaptılar. Toplantının sonucu çokça merak edildi. Mansur Yavaş ikna edilecek miydi? Ve baskılar sonuç verdi.
Mansur Yavaş, CHP’de aday belirlenmesi için yapılacak ön seçimde aday olmayacağını açıkladı.
Tabii bu Yavaş’ın adaylıktan çekildiği anlamına gelmez.
Mansur Yavaş aday olacak; ama CHP’de, ama başka bir partinin çatı adayı olarak…
Bu bağlamda Kemal Kılıçdaroğlu’nun parti kurması ihtimali konuşuluyor.
Mansur Yavaş’ın; Kılıçdaroğlu’nun olası partisi ile İYİ Parti ve Zafer Partisi’nin çatı adayı olma ihtimali kulislerin gündeminde.
Özel ve İmamoğlu cephesine geldiğimizde, adaylığın açıklanması yolunda “taşlar döşeniyor” diyebiliriz. Geçtiğimiz pazartesi, parti meclisini toplayarak ön seçimin esaslarını tartıştılar. Toplantı sonrası, ön seçimin yapılacağı tarihin açıklanması için CHP MYK'sına yetki verildi.
CHP KURULTAYI YARGININ RADARINDA
Diğer taraftan CHP Kurultayı yargının radarına girdi.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, CHP'nin 4-5 Kasım 2023'te yapılan 38. Olağan Kurultayı'nda "kurultay günü para karşılığı oy kullandırıldığı" iddialarına ilişkin Kemal Kılıçdaroğlu ve Akif Hamzaçebi'yi tanık sıfatıyla ifadeye çağırdı.
Bu iddiayı sol medya da oldukça yüksek tondan tartışıyor. Yorumlar şöyle: “Herkesin bildiği bir şey.” “Delegeler satın alındı.” “Delegeler farklı yöntemlerle ikna edildi.”
Yorumlar, kurultay öncesi Özgür Özel’in genel başkan olması minvalinde delegeleri yönlendirmek için kimine para verildiği, kimine akıllı telefon hediye edildiği, kimine yakınını işe alma sözü verildiği ve böylece insanların iradesine kirli hamlelerle müdahale edildiği yönünde.
İMAMOĞLU LİDER OLSAYDI…
CHP’de her şey daha yeni başlıyor.
Üç isim ve onların ekipleri büyük kavga içinde. Bu kavga, sosyal medya da dâhil TV’lerde kendini gösteriyor.
İmamoğlu, Yavaş ve Kılıçdaroğlu.
Burada Özel’in adını zikretmedim çünkü maalesef “uygun genel başkan” pozisyonuna kendini indirgedi. İmamoğlu’nun yörüngesinde olmayı seçmek, kendisi için siyasi kariyerinde intihardır. CHP’nin genel başkanının doğal aday olarak öne çıkamaması ve bu gibi iddiaların içinde konuşulması da kurumsal olarak bir lekedir diye düşünüyorum.
Üç isme geri dönelim.
Hani birileri İmamoğlu’nun lider ışığının olduğunu öne sürüyor ya. Olsa olsa “şovmen ışığı” olur İmamoğlu’nda. Neden mi?
İmamoğlu lider olsaydı, CHP’de böyle kaotik bir gündem olmazdı.
İmamoğlu lider olsaydı, parti içindeki tüm ekipler isminde mutabık olur ve alanı ona açarlardı. Atmosfer ve iklim tüm ikilikleri baskılar ve lideri yukarı taşırdı.
İmamoğlu lider olsaydı, liderlik aurasını parlatacak icraatları ortaya koyabilirdi.
İstanbul’un hâli perişanken kim İmamoğlu’na gerçek bir lider diyebilir ki?
Şimdilik bu kadarla yetiniyorum ve halkımıza kaossuz günler diliyorum.
DİRİLİŞ POSTASI
Yorumlar1