Faiz Lobisi ve Financial Times!
- GİRİŞ30.03.2012 07:35
- GÜNCELLEME30.03.2012 07:35
Türkiye ekonomik olarak çok kötü yıllar geçirdi. Sürekli siyasi istikrarsızlık, darbeler, askeri vesayetin düzene hakim olması ekonomik kalınmayı hep geciktirdi.
Türkiye Demokrat Parti’nin 1950-57 arası döneminde yüzde 6, Adalet Partisi’nin 1960-65 döneminde yüzde 5, Anavatan Partisi’nin 1983-87 yılları arası yüzde 6 büyüdü. Özal Cumhurbaşkanı olduğu 1989 yılından sonra ülkede siyasi kaos eksik olmadı.
AK Parti’nin iktidara geldiği 2002 yılına kadar 13 yıllık dönem heba edildi. Özellikle 1990’lı yıllar tam bir çıkmaz sokaktı. Türkiye ekonomik anlamda esas çıkışını 2002 sonrası yaptı. Yüzde 8’lik bir büyüme yakalandı. Avrupa ülkeleri krizle boğuşurken Türkiye’nin büyümesi herkesin ilgi odağı oldu.
Ekonominin büyümesi tabii bazı kesimleri rahatsız etti. Bunların başında içerideki faiz lobisi geliyor. Kazancını üretimden değil faizden elde eden bu grup eski düzen geri gelsin diye çeşitli çığırtkanlıklar yapıyor ama boşuna.
Hatta bu faiz grubu hükümet IMF’yle anlaşsın diye çalgı çengi yaptı, ancak muvaffak olamadı. Eğer hükümet IMF’yle anlaşsa gelecek para faizcilerin bankalarına yarayacaktı. Faiz lobisinin bir de yurtdışı ayağı var.
Yurtdışı ayağının da bazı yayın organları var, Financial Times gibi, Economist gibi. Bu iki yayın organının merkezi Londra’dır. Londra dünyanın finans merkezi konumundadır. Ayrıca çeşitli hedge fonlar buradan idare ve kontrol edilir.
Dün Financial Times’da “Türkiye’nin Gaddar Hükümeti” başlıklı bir haber yayınlandı. Bu habere göre Başbakan Erdoğan daha da otoriterleşiyormuş. Bak sen! Peki şaşırdık mı bu habere? Elbette hayır. Türkiye’yi askerlerin yönettiği, siyasetçilerin piyondan öteye geçemediği dönemde faiz lobisi ve yurtdışı ortakları Türk ekonomisini söğüşlerken akıllarına hiç demokrasi gelmiyordu bu arkadaşların.
Mesela 28 Şubat’ta mevcut hükümet illegal yollarla devrilirken gıkları çıkmıyordu. Bunlara alışkınız tabii. İçerideki Ergenekoncu kafa, faiz lobisi, yurtdışı fonlar, ABD’deki neo-conlar ve İsrail sağı aynı zihniyetin tezahürüdür. Ve bu gruplar birbirleriyle sırdaştır, dosttur. Biri Türkiye karışsın, siyasi istikrar olmasın ister; biri siyasi istikrarsızlıktan yararlanarak servetine servet katmak ister; birileri bölge karışsın diye umarak daha çok silah satmak ister.
Yani anlayacağınız meselenin özü ekonomiktir. Financial Times ne zamandan beri demokrasi özlemi duymaya başladı acaba? Yoksa bir yerlerden emir alıp artık ekonomisini hortumlayamadıkları Türk hükümetine ayar mı vermeye çalışıyor? “Hımm, sen bana istediğim faizi vermezsin ha, ben de seni otoriter ilan ederim” demenin başka yolu bu.
Yalnız bu grupların atladıkları bir gerçek var: Türkiye artık eski Türkiye değil. Her şey sorgulanıyor. Yanlış yapanın gözünün yaşına bakılmıyor. Öte yandan Anadolu sermayesi de hızla gelişiyor. Dünyayla rekabet ediyor. Mallarını her yere satıyor. Türk ekonomisi hiç olmadığı kadar iyi yolda. Bu demek değil ki, her şey güllük gülistanlık. Ama insanlar artık daha iyimser.
Financial Times’ın haberine benzer haberler zaman zaman Economist’te de çıkıyor. Bunlar kimseyi yanıltmasın. Türkiye büyüdükçe bu tür haberlere, provokasyonlara hazırlıklı olmalı.
İçeride de her daim tetikte olmak lazım. Çünkü Ergenekoncu kafa hazırda bekliyor. Faiz lobisi de ülke karışsın diye dua ediyor.
Türkiye bu saatten sonra artık geriye dönemez. Genç ve dinamik nüfusa sahip, hızla büyüyen ülke dünya için cazibe merkezi haline geliyor. Bu durum herkesin hoşuna gitmez. Eski çıkarları biten gruplar ülkeyi kaosa sürüklemekten imtina etmezler. Financial Times’ın haberini biraz da böyle görmek lazım.
Cem Küçük - Haber 7
cemkucuk@gmail.com
twitter.com/cemkucuk55
facebook.com/cemkucuk1
Yorumlar7