Kardeşin kardeşi spamlediği günler
- GİRİŞ16.08.2013 09:46
- GÜNCELLEME16.08.2013 09:46
Eğer bilgi güçse, bilgiye erişme imkanı da o gücü elde etmenin aracıdır. Bu araç herkes için ne kadar kolay ulaşılabilirse, o kadar demokratik bir ortamdan söz ediyoruz demektir. O yüzdendir ki internet'i tanımlarken “bilginin demokratikleşmesi” kavramını sıklıkla kullanırız. Çünkü teorik olarak internet, dünyanın en ücra köşesinde yaşayan bir kişinin bile yepyeni bilgilere ulaşıp farklı insanlarla tanışarak dünya görüşünü zenginleştireceği bir ortamdır.
Ama bunun bir de diğer yüzü var...
Internet, bilgilenmek ve kültürümüzü zenginleştirmek için ne kadar demokratik bir araçsa, başkalarına zarar vermek, saldırmak, hakaret etmek, aşağılamak için de o kadar “demokratik” bir ortam sunuyor. Özellikle de sosyal medya bunun için mükemmel bir ortam sağlıyor. Dünyanın bir ucundaki kişiyle diyaloğa geçebileceğiniz gibi, hakaret de edebiliyorsunuz.
Bugünlerde Türkiye Twitter gündem listesine baktığınızda ise bir kişi, kurum, parti, futbol takımı vb. hakkında nefret boyutuna varan etiketlerin gündemde olduğunu görmek işten bile değil. Twitter'da her düşünceden insan olduğu için, haliyle nefret söyleminden de her düşünce bir şekilde nasibini alıyor. Bugün birine olan yarın öbürüne oluyor...
Bu etiketlerin altında mesaj atanlara bir göz atarsanız, genellikle iki ana grup olduğunu göreceksiniz; birincisi nefret söylemini savunanlar, ikincisi ise o nefret söylemine karşı olan ve kendi argümanlarını getirenler. Eğer mesajlara yakından bakarsanız bir üçüncü grubun daha olduğunu göreceksiniz, beğenmediği grupları karşı karşıya getirmek için can atanlar.
Bu grup sanki bir tarafa destek veriyormuş gibi paylaşımlar yaparak, provokatif etiketleri iyice yaygınlaştırıyor. Hatta kimi zaman tartışmayı başlatan da asıl bu grup oluyor, fakat çoğu kullanıcı bu durumun farkında bile değil.
Teşbihte hata olmaz; Twitter sanki 12 Eylül öncesi sokak ortamına dönmüş gibi, sabah sağcıların kullandığı silah, öğlen solcuların elinde. Kimin eli kimin cebinde belli değil. Bir taraftan yakılan ateş, bir anda ormanı alevlendiriyor. Atılan bir provokatif mesaj günün sonunda kitlelerin kafasını karıştırıyor ve insanlar birbirine karşı hınçlanıyor.
Bir de spam savaşları var.
Sevmediğin bir kişinin hesabını spam olarak bildirmek, Twitter'ın en popüler mücadele alanı. Eğer bu spam sayısı belirli bir seviyeyi aşarsa (takipçi sayısının yüzde 5'inden fazla), hesap geçici bir süreliğine askıya alınabiliyor. Haliyle de birileri ekran başına oturup onu bunu spam bildirerek gününü geçiriyor.
Düşüncem odur ki, kardeşin kardeşi spamlediği bu günlerde asıl ihtiyacımız olan şey, kimliği belirsiz kişilerce başlatılan ve önceden hazırlıklı proaktif gruplarca köpürtülen provokatif etiketlere fazla yüz vermemek. Bu etiketlere cevap verdikçe iş büyüyor ve günün sonunda birilerine eğlence, büyük kitlelere de sinir bozukluğu kalıyor.
Şurası kesin ki, gündeme kapılıp ona buna laf yetiştirmeye çalışmak, Twitter'ı bir savaş alanı olarak görmek insanda ne ruh ne de akıl sağlığı bırakır. Oysa Twitter'ı daha olumlu ve yapıcı işler için kullanmak mümkün...
Blog: www.denizergurel.net
Twitter: @denizergurel
E-posta: ergurel.deniz@gmail.com
Yorumlar1