Bugünlerde sosyal medyada sıklıkla şahit olduğum bir durum var...

Söylediği bir söz, verdiği bir demeç, yazdığı bir yazı veya hakkın çıkan bir haber nedeniyle insanlar çok ağır eleştirilere maruz kalıyorlar. Birbiri ardına gelen olumsuz mesajlar, negatif yorumlar, eleştiriler, hakarete varan sözler ve hatta küfürleşmeler havada uçuşuyor...

Bu bazen sosyal medyada "harekat kabiliyeti" yüksek bir grup tarafından yürütülen planlı bir kampanyanın veya bazen de spontane gelişen bir olayın sonucunda oluyor. Ve her düşünceden insanın başına geliyor.

Böyle bir durumdakilere en önemli tavsiyem şu olurdu, panik yapmayın!

Sosyal medyada saldırıya uğrayan, olumsuz yorum alan ne ilk ne de son kişisiniz. Anlık tepkiler vermekten kaçının çünkü bunun telafisi daha da güç olabilir. Üstelik hakkınızda yapılan her yoruma cevap vermek zorundasınız diye bir kural da yok. Bazı yorumlar sırf sizi kızdırmak için yapılır.

Nasıl cevap vermek gerekir?

Eğer size yapılan saldırılar, troll adı verilen sanal karakterler tarafından gerçekleştiriliyorsa veya başkalarıyla dalga geçmek üzere kurulmuş bir sanal platformda dile getiriliyorsa cevap vermekten kaçının.

Sadece ilgi görmeyi amaçlayan bu kişilere vereceğiniz cevap, meseleyi daha da büyütür. Siz cevap verdikçe onlar daha da çok hırslanıp yepyeni argümanlar bulurlar. Ve bundan da asla usanmazlar.

Yapılan saldırıların nedeni yanlış anlaşıldığını düşündüğünüz bir hareketiniz veya sözünüz yüzündense bu durumda mantıklı bir açıklama yapmak gerekir. Bu açıklamanın sinirli ve hırçın bir tonda yapılması ise karşınızdaki kitleyi ayrıca coşturur.

Bu gibi durumlarda gerekli açıklamayı yapıp ondan sonra geri çekilmek en doğru yöntemlerden birisidir. Gelen olumsuz mesajlara tek tek cevap vermeye çalışmak sinir katsayınızı arttırırken, vereceğiniz pozitif mesajın etkisini de azaltabilir.

Bazen, size gelen olumsuz mesajları RT yaparak paylaşmak da yararlı olabilir, böylece eleştiriye açık olduğunuzu göstermiş olursunuz. Eğer gelen tepkiler yapıcı eleştiri amacı taşıyorsa, bunları dikkate aldığınızı ifade etmek de saldırının şiddetini hafifletir. Hatalıysanız özür dilemekten çekinmeyin.

Twitter'da yapılan saldırılar bir etiket altında toplanmışsa bu etiketi kullanmamanız daha iyidir. Ne kadar çok kişi bu etiket altında yazarsa, o etiketin en çok konuşulan konular arasına girme ihtimali yükselir.

Mahkemeler bir çözüm olabilir mi?

Saldırgan kişi veya kişilerin kimliğini belirleyebilir ve saldırıyı belgelerseniz hakaret davası açma hakkınız var. Bu alanda Ankara Belediye Başkanı Melih Gökçek oldukça ilginç bir örnek, belirttiğine göre 800 civarında hakaret davası açmış durumda. Ama her hakarete dava açmak ne kadar sağlıklı bir yöntem burası tartışılır. Çünkü hakaret davasının hem maddi yükü var, hem zaman alır hem de yapılan hakaretin daha da çok yayılmasına sebep olur. Buna literatürde "Streisand Efekti" deniliyor.

Peki hakkımızda ne konuşulduğunu nasıl bileceğiz?

Google Alerts (http://www.google.com/alerts) takip etmek istediğiniz bir kelime veya isimle ilgili internetteki son güncellemeleri veren bir servis. Tweet Alarm (http://www.tweetalarm.com) ise Twitter'da istediğiniz kelimenin takibi yapar ve size uyarı gönderir.

Saldırmak insanın doğasında var

Sosyal medyada nasıl herkes yayıncı olabilirse, azılı bir saldırgan da olabilir. Kimliğini saklayabilme özelliği, düşmanlarınızı daima heveslendirir. Herkese sesini duyurma imkanı veren bu platformda, elbette ki her çıkan ses güzel değil. Bu gerçeklerin farkında olarak sakinliği korumak en iyi yöntem. Bazen de en iyi çözüm önünüzdeki tüm ekranları kapatıp sokaktaki hayatı doya doya yaşamak.

Nasıl ki, aynada yılanın sureti ısırmaz ve ateşin görüntüsü yakmaz ise, siz kendinizden emin olduktan ve dosdoğru yoldayken dileyen dilediğini söylesin... gerisi laf'ü güzaf.

Deniz Ergürel - Haber 7
Teknoloji Yazarı - Medya Derneği Genel Sekreteri
Blog: www.denizergurel.net
Twitter: @denizergurel
E-posta: ergurel.deniz@gmail.com