İsrail ile Hizbullah arasında 7 Ekim’den beri devam eden kontrollü gerginlik ve yıpratma savaşının kontrolden çıkarak bir kara savaşına evrilmesi artık an meselesi.

İsrail’in geçtiğimiz gün üst düzey bir Hizbullah komutanını hedef almasından sonra Hizbullah bir günde 200 civarında füze ile İsrail’e saldırı düzenledi.

Bu rakam ile Hizbullah’ın saldırılarının yoğunluğu 2007 yılında İsrail ile Hizbullah arasında yaşanan ‘temmuz savaşı’ seviyesine yükselmiş oldu.

Tabii arada temel bir fark var, o da İsrail ordusunun Lübnan’ın tüm altyapısını hava saldırılarıyla yoğun bir şekilde hedef alan bir kara saldırısına henüz başlamamış olması.

Ama sahadaki tüm işaretler ve gerilimin geldiği nokta bir kara savaşının artık kaçınılmaz olduğunu gösteriyor.

Bu durumun birçok nedeni var. Sırasıyla İsrail ve Hizbullah’ın pozisyonlarına bakalım.

Netanyahu yönetiminin iktidarda kalmak için savaşın devam etmesine ihtiyacı olduğu herkesin bildiği bir gerçek. Eğer Netanyahu yönetimi Biden’ın baskısı ile Gazze’de bir ateşkese razı olursa savaş hâlini devam ettirmek adına kuzeyde Hizbullah’la yeni bir savaşı başlatmak isteyecektir.

İsrail Savunma Bakanı Gallant’ın Gazze’de ateşkes olsa da bunun kuzeyde otomatik olarak bir ateşkes manasına gelmediğine dair açıklamaları da konuya işaret etmektedir.

Netanyahu’nun bahanesi de hazır, Hizbullah’ın elinde bulunan silahlar ve 7 Ekim’den beri İsrail’e yapılan saldırılar.

Hizbullah ise savaşın başından beri kontrollü bir gerilim stratejisi izliyor. Zira Lübnan’ın ne iç siyasi koşulları ne de ekonomik durumu, ülkenin bütün altyapısının İsrail tarafından hedef alınacağı bir savaşa hazır değil.

Diğer taraftan Hizbullah’ın iplerini elinde bulunduran İran açısından da Hizbullah’ın birinci görevi, İran’a karşı düzenlenecek bir askerî saldırıya karşı caydırıcı bir unsur olarak varlığını devam ettirmesi.

Bunlardan dolayı Hizbullah 7 Ekim’den beri bütün gücüyle İsrail’e yüklenmiyor ama Hizbullah bir taraftan da Gazze’de bir ateşkes olduktan sonra sırada kendisinin olduğunu da biliyor.

Bundan dolayı Hizbullah, uzun soluklu bir savaşa hazırlanmak için savaşın başından beri İsrail’in sınır bölgesi ve gerisinde kurduğu radar ve istihbarat tesislerini sistematik olarak hedef aldı ve burada belli bir mesafe katedip İsrail’i belli bir oranda kör ettikten sonra da kritik askerî tesisleri hedef almaya başladı.

Şurası kesin ki Hizbullah Hamas’tan çok farklı kabiliyetlere sahip bir aktör. Hizbullah’ın elinde hava savunma füzelerinden tutun da gemisavar füzelerine, kamikaze dronlardan SİHA’lara, anti tank füzelerinden güdümlü füzelere kadar gelişmiş teknolojiler mevcut; zira İran’ın sınırsız ve kesintisiz desteğine sahip. Bütün bunların üstünde Hizbullah’ın kendi açıklamalarına göre 100 bin civarında militanının olduğunu da eklemek gerek.

Savaş Lübnan’da patladığında hem İsrail hem de Lübnan için ağır bir yıkım getirecek. Netanyahu’nun umurunda olan ise sadece koltuğu.

Diriliş Postası