2023 Avrupa İslamofobi Raporu
- GİRİŞ05.12.2024 09:16
- GÜNCELLEME05.12.2024 09:16
2015 yılından beri her yıl yayınladığımız Avrupa İslamofobi Raporu’nun 2023 yılını kapsayan dokuzuncu sayısını önümüzdeki haftalarda duyuracağız.
Bu yazıda raporun bazı bulgularını sizinle paylaşmak istiyorum. 2023 Avrupa İslamofobi Raporu, Avrupa genelinde İslamofobi’nin yaygın inkârını ve İslamofobi probleminin yeterli düzeyde tanınmamasını açıkça ortaya koymaktadır. Bu, Avrupa Birliği'nin Irkçılıkla Mücadele Eylem Planı gibi çabalarına rağmen devam eden ciddi bir sorundur. İslamofobi, neredeyse Avrupa’daki hükûmetlerin tamamı ve siyasi partilerin büyük çoğunluğu tarafından tanınmamaktadır. Söz konusu durum, BM tarafından 2022'de ilan edilen Uluslararası İslamofobiyle Mücadele Günü'ne yönelik Avrupa çapındaki sessizlikte de açıkça görülmektedir.
2023 Avrupa İslamofobi Raporu, İslamofobi’nin sistematik ayrımcılık, siyasi söylem, medya anlatıları ve toplumsal tutumlarla kendini gösterdiğini; özellikle Gazze’de yaşanan çatışmalar gibi jeopolitik olaylarla durumun daha da kötüleştiğini tespit etmektedir.
Avrupa hükûmetleri, İslamofobi’yle mücadelede büyük ölçüde yetersiz kalmıştır. Gazze’deki savaş, Avrupa'da Müslüman karşıtı ırkçılığın jeopolitik bir katalizörü olarak işlev görmüştür. Gazze çatışmaları sonrasında Almanya, Fransa ve Danimarka gibi ülkelerde Filistin yanlısı sembollere yasaklar getirilmiş ve gösteriler kısıtlanmıştır. Bu önlemler, Müslümanların barış talep eden seslerini susturmuş ve Filistin’le dayanışmayı terörizmle eşitlemiştir. Uluslararası kuruluşlar, Müslüman karşıtı nefreti kınasa da üye devletlerin taahhütleri yetersiz kalmış ve gerçek bir dönüşüm sağlanamamıştır.
Aşırı sağ partiler ise İslamofobi’yi siyasi kazanç için kullanmaya devam etmektedir. Müslümanların dinî pratiklerini hedef alan tartışmalı yasalar, dinî özgürlüklerin giderek daraldığını göstermektedir. Fransa ve Finlandiya’daki yasal uygulamalar, bu durumun somut örnekleridir.
Medya, İslamofobik stereotipleri yaymada başlıca araçlardan biri olmuştur. Ana akım ve aşırı sağ medya, Müslümanları insanlık dışı gösteren ve popülist anlatılarla uyumlu içerikler üretmiştir. 7 Ekim 2023 sonrası sosyal medyada Müslüman karşıtı içeriklerde ciddi bir artış yaşanmıştır. Ayrıca, “Abu Dhabi Secrets” soruşturması, özel istihbarat firmalarının Müslümanlara yönelik karalama kampanyalarını nasıl kolaylaştırdığını ifşa etmiştir. Bu ağlar, İslamofobi’ye küresel bir boyut kazandırmaktadır.
Müslüman karşıtı nefret suçları, özellikle Gazze’deki savaş sonrasında artış göstermiştir. Kadınlar, dinî kıyafetleri nedeniyle istihdam, eğitim ve barınma alanlarında ayrımcılıkla karşılaşmaktadır. Eğitim kurumları ise ayrımcı politikalar ve revizyonist tarihlerle İslamofobi’yi yeniden üretmektedir.
Avrupa İslamofobi Raporu 2023, İslamofobi’yle mücadelede acil ve kapsamlı bir yaklaşımın gerekliliğini vurgulamaktadır. Ayrımcılık karşıtı yasaların güçlendirilmesi, eşitlik organlarının etkinleştirilmesi ve toplumun farkındalık seviyesinin artırılması gerekmektedir. Ayrıca, Uluslararası İslamofobiyle Mücadele Günü gibi girişimlerin etkin bir şekilde uygulanması sağlanmalıdır.
Avrupa’nın bu sorunu çözmek için somut adımlar atmaması yalnızca Müslüman toplulukların değil, tüm toplumun huzur ve adalet duygusunu zedelemektedir. Bu nedenle siyasi, hukuki ve toplumsal düzenlemeler bir an önce hayata geçirilmelidir. Avrupa, ayrımcılıkla mücadelede samimiyetini göstermek zorundadır.
Diriliş Postası
Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol