Gazze’de susup Trump karşısında ağlayan Avrupa
- GİRİŞ18.02.2025 09:32
- GÜNCELLEME18.02.2025 09:32
Münih Güvenlik Konferansı Başkanı Christoph Hoysken’in son açıklamaları, transatlantik ilişkilerde derinleşen çatlağı bir kez daha gözler önüne serdi.
Hoysken, oldukça duygusal bir şekilde Avrupa ile ABD arasındaki ortak değerlerin artık ABD tarafından saygı görmediğini vurgularken Avrupa değerlerini savunan liderlere teşekkür etti.
Ancak bu açıklamalar temelde ABD Başkanı Trump’ın son politik hamleleri, Elon Musk’ın Avrupa karşıtı çıkışları, ABD Savunma Bakanı’nın Brüksel’de dile getirdiği eleştiriler ve Başkan Yardımcısı Vance’ın Avrupa’ya yönelik sert sözleriyle birlikte değerlendirildiğinde Avrupa’nın, içinde bulunduğu yeni gerçekliği anlamaya başladığını gösteriyor.
Trump’ın Rusya-Ukrayna Savaşı’nda tek taraflı adımları, Avrupalı liderlerin sert bir duvara çarptığını ve reel politikanın acımasız doğasıyla yüzleştiklerini ortaya koyuyor.
Bu noktada asıl mesele, Avrupalı liderlerin ve ABD’li yetkililerin söz konusu eleştirilerde ne kadar samimi olduklarıdır.
Trump’ın Avrupa’yı görmezden gelen ve uluslararası hukuku hiçe sayan tavrı karşısında Avrupalı liderler güya şaşkınlık içerisinde tepki veriyor.
Ancak şu temel soru sorulmalı; aynı liderler, Gazze’de yaşanan ağır insan hakları ihlallerine ve uluslararası normların açıkça çiğnenmesine neden aynı şekilde tepki göstermedi?
İsrail’in saldırıları sonucunda savaş suçları işlenirken sessiz kalan bu liderler, entelektüeller, gazeteciler, bugün Trump’ın tek taraflı adımları karşısında normatif düzeni savunma noktasında ne kadar inandırıcı olabilirler?
Gerçek şu ki uluslararası normlar yalnızca belirli siyasi çıkarlar doğrultusunda savunuluyor.
Gazze’de yaşananlar karşısında sessiz kalan Avrupalı liderlerin, şimdi Trump’ın Avrupa politikalarına yönelik hamleleri karşısında yüksek sesle tepki vermesi, bu çifte standardı açıkça ortaya koyuyor.
Hukukun üstünlüğü ve uluslararası normlar, yalnızca Batı’nın çıkarlarına zarar verdiğinde mi hatırlanıyor?
Eğer gerçekten uluslararası normlar ve hukukun savunuculuğu yapılacaksa bu yalnızca Trump’ın adımları karşısında değil, Gazze gibi diğer krizlerde de aynı tutarlılıkla gerçekleşmelidir.
Sonuç olarak, Avrupa’nın ABD politikalarına yönelik eleştirileri anlamlı olabilir ancak Gazze’nin durumu karşısındaki sessizlikleri bu eleştirilerin inandırıcılığını ortadan kaldırıyor.
Reel politika sert yüzünü bir kez daha gösterirken uluslararası hukuku yalnızca çıkarları doğrultusunda savunan aktörlerin samimiyeti ciddi biçimde sorgulanmalıdır.
Gazze’de susanların Trump’ın adımları karşısında ses yükseltmesi, normatif kaygılardan çok güç dengelerinin değişmesine verilen bir tepkidir.
Bu da Avrupa’nın, iddia ettiği gibi değer temelli değil, çıkar temelli bir aktör olduğunu bir kez daha göstermektedir.
Diriliş Postası
Yorumlar3