Türkiye PKK’yı tasfiye edebilecek mi?

  • GİRİŞ14.03.2025 08:50
  • GÜNCELLEME14.03.2025 08:50

PKK’nın tasfiye edilip edilemeyeceği meselesi birçok faktöre bağlı ve karmaşık bir süreç olarak şekilleniyor. Türkiye’nin başlattığı tasfiye süreci, Devlet Bahçeli’nin çağrısı ve ardından Abdullah Öcalan’ın PKK’ya yönelik mesajıyla ivme kazandı. Ancak bu sürecin, Suriye’de ABD’nin SDG’ye baskısıyla imzalanan anlaşmayla nasıl bir ilişki içinde olduğu henüz net değil.

Bu iki sürecin birbirine paralel mi yoksa rakip mi olduğunu, sahada atılan adımlarla zaman içerisinde anlayabileceğiz.

Türkiye’nin yürüttüğü tasfiye sürecinin önünde bazı engeller olduğu görülüyor. Öncelikle hem DEM Parti içinde hem de PKK’nın Kandil kadrosunda bu süreci kabul etmeyen ve sabote etmeye çalışan gruplar mevcut.

Öte yandan, PKK’nın tamamen tasfiye edilmesi için esasen Suriye’deki varlığının sona ermesi gerektiği düşünüldüğünde Türkiye’nin yürüttüğü sürecin büyük oranda Suriye’deki gelişmelere bağlı olduğu söylenebilir.

Zira Türkiye sınırları içinde PKK’nın hareket alanı zaten büyük ölçüde daraltılmış durumda. Türkiye, PKK ile mücadelesinde tarihinin en başarılı dönemini yaşıyor ve sınırları içinde örgütü âdeta tasfiye etmiş durumda.

Kuzey Irak’ta da yürütülen Pençe-Kilit harekâtları neticesinde PKK’ya büyük darbeler vuruldu ve Türkiye burada âdeta bir tampon bölge oluşturdu.

Dolayısıyla PKK’nın tasfiyesi söz konusu olduğunda, ağırlık merkezinin artık Suriye’ye kaydığı görülüyor. Ancak Suriye’de PKK’nın tasfiye edilmesinin önünde bazı önemli engeller bulunuyor.

Öncelikle ABD Başkanı Donald Trump’ın Suriye’den asker çekme niyetini açıkladığı biliniyor. Ancak Trump yönetimi, Afganistan’da yaşanan kaotik çekilmenin ardından benzer bir durumu Suriye’de yaşamak istemediğinden, süreci daha kontrollü yönetmeyi amaçlıyor.

Ayrıca İsrail’in, Suriye’de bir PKK devleti, güneyde bir Dürzi devleti ve Lazkiye merkezli bir Nusayri devleti kurarak ülkeyi bölmek istediği de bilinen bir gerçek. İsrail lobisinin Trump üzerindeki etkisi göz önüne alındığında, PKK’nın Suriye’de varlığını sürdürebileceği bir formül üretilmesi için çaba sarf edildiğini söylemek mümkün.

Bu noktada, Ahmet Şara ile SDG arasında imzalanan anlaşmanın sahada nasıl uygulanacağı kritik bir mesele. Eğer Türkiye’nin belirttiği şartlar -PKK’nın dışarıdan gelen kadrolarının Suriye’yi terk etmesi, PKK’nın Suriyeli kadrolarının silah bırakması ve siyasetin dışına çekilmesi ve ayrıca bu bölgelerin tamamen Suriye ordusunun kontrolüne geçmesi- gerçekleşmezse Suriye’de ne ad altında olursa olsun PKK’ya özerklik ve varlık imkânı tanıyacak bir formülün devreye sokulması, Türkiye’nin yürüttüğü tasfiye sürecini baltalayabilir.

Böyle kötü bir senaryoda Türkiye, PKK’nın Suriye’de tasfiyesine yönelik politikasından ve belirlediği kırmızı çizgilerden vazgeçmeyecektir.

Son 14 yıl içinde Türkiye; Obama, Trump ve Biden yönetimleri dönemlerinde Suriye politikasını değiştirmedi ve PKK’nın bölgede kazanım elde etmesine karşı mücadele etti.

Benzer şekilde ikinci bir Trump dönemi ya da uluslararası dengelerin değişmesi hâlinde de Türkiye’nin bu konuda geri adım atması beklenemez. Ancak uluslararası konjonktürün gidişatının Türkiye’nin lehine olduğunu söyleyebiliriz.

Türkiye’nin bölgesel ağırlığı ve jeopolitik etkisi her geçen gün artıyor. Bu nedenle orta vadede Türkiye, Suriye’de PKK’yı mutlaka tasfiye etmeyi başaracaktır.

Diriliş Postası

Yorumlar1

  • Mike Pence USA 4 gün önce Şikayet Et
    Güzel bir makale. Ama Suriye'de PKK'nın tasfiye süreci bence olmayacaktır. PKK burada bı daha zaman kazandı ve bizim zorunlu askeri harekâti engelleyebildi. Sonuçta İsrail, ABD vs. Desteğini almış bir terör örgütü böyle rica veya ısmarlama üzerine kendini fesh etmez. Silahliyi silah ile durduracaksin ve o zaman o teslim olur ve silah bırakır. Ama sahada yenilmeden bu ancak hayal.
    Cevapla
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat