Kamu Bütçesi Depremin Baskısı Altında
- GİRİŞ03.08.2023 10:51
- GÜNCELLEME05.08.2023 08:57
Ekonomiye yükü 150 Milyar USD’ye ulaşacak deprem ve kentsel dönüşümü teşvik eden “Yarısı Bizden” kampanyalarının maliyetleri 2023 ve 2024 kamu bütçesini hırpalayacaktır.
150 Milyar USD’ye ulaşabilecek deprem harcamaları, 220 Milyar USD tutarındaki 2023 bütçesinin %70’ine ulaşmaktadır.
Ek bütçe ile deprem yükünün azaltılması, bütçe dengelerinin sürdürülebilir seviyelerde tutulması ve makro ekonomik performans göstergelerinde sağlanacak disiplin ile uluslararası yatırımlar için Türkiye’nin yeniden çekim merkezi olması hedeflenmektedir.
Ocak-Haziran döneminde bütçe giderleri %102, bütçe gelirleri %49 ve bütçe açığı %616 artarken giderlerin artış hızı gelirlerin artışını ikiye katlamıştır.
Ocak-Haziran döneminde personel giderleri %116, Cari Transferler %113 ve Faiz Giderleri %104, Kur Korumalı Mevduat için yapılan ödemeler dikkate alındığında kamunun finansman yükü %74 artmıştır.
Ocak-Haziran döneminde Vergi Gelirlerindeki artış %55 ile hem giderlerin hem de enflasyonun altında kalınca bütçe açığı daha hızlı büyümüştür.
Ocak-Haziran döneminde -453 Milyar TL nakit açığı veren Hazine, finansman ihtiyacının ağırlıklı bölümünü borçlanma ile karşılamıştır. Geçen yılın aynı dönemine göre nakit açığı %913 artan Hazine’nin borçlanma artışı %169’dur.
2023 Temmuz-Eylül döneminde 414 Milyar TL borç ödemesi ve 270 Milyar TL iç borçlanma planlayan Hazine nakit yönetimi açısından rahat görünmektedir.
Yıl sonunda 1,5 Trilyon TL’yi aşan bütçe açığı ve %-6 seviyelerindeki Bütçe Açığı/GSYH oranı, makro ekonomik dengeler açısından önemli bir sorun teşkil etmeyecektir. Deprem harcamaları bütçe açığını besleyen en önemli faktördür.
Covid 19 salgını, Rusya-Ukrayna savaşı, gelişmiş ülke merkez bankalarının faiz artırımları ve daraltıcı para politikalarına dönüşler, dünyada enflasyon başta olmak üzere makro ekonomik dengeleri olumsuz etkilemiştir. Globaldeki bu gelişmelerin yanında ülkemizde Şubat ayında meydana gelen ve maliyeti 150 Milyar USD’ye kadar ulaşabilecek deprem yaralarının finansmanı 2023 ve 2024 yılı kamu bütçesinde sarsıcı mali sonuçlar üretecektir. Bu ağır ekonomik yüke ilave olarak, depreme hazırlık bağlamında ülke sathında uygulamaya alınan ve toplam maliyeti ile ilgili henüz bir verinin olmadığı konutların yenilenmesi için başlatılan “Yarısı Bizden” kampanyası da bütçe üzerinde önemli bir yük daha oluşturacaktır.
DEPREM VE KENTSEL DÖNÜŞÜM BÜTÇEYİ HIRPALAYACAKTIR
Kamunun giderlerini artıran ve doğal olarak bütçe dengesinde büyük açıklara neden olması kaçınılmaz bu gelişmelere ilave olarak; Mayıs ayında yapılan Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili seçimlerindeki EYT (Emeklilikte Yaşa Takılanlar), memur ve emeklilere yapılan zamlar, asgari ücret artışları vb. ekonomik faturası ağır olan vaatler bütçe açıklarını daha da büyütecektir. Büyüyen bütçe açıkları; kamunun finansman ihtiyacının, borçlanmasının ve finansman giderlerinin artması anlamına gelmektedir.
Ekonomiye yükü 150 Milyar USD’ye ulaşacak deprem ve kentsel dönüşümü teşvik eden “Yarısı Bizden” kampanyalarının maliyetleri 2023 ve 2024 kamu bütçesini hırpalayacaktır.
Kahramanmaraş depremleri ve depreme hazırlık kapsamında ülke çapında uygulamaya konan “Yarısı Bizden” kampanyalarının ekonomiye faturasının çok büyük bir bölümü kamu kaynaklarıyla finanse edilmek zorundadır. Şöyle ki; 150 Milyar USD’ye ulaşan deprem yaralarının sarılması için yurt içi, yurt dışı yardım kampanyaları ile uluslararası kurum ve kuruluşların yardım, kredi ve hibe başlığı altında toplanan ve dış kaynak olarak ifade edilebilecek tutar 10 Milyar USD’ ye yakındır. Bir başka ifadeyle deprem maliyetinin sadece %6’sı dış kaynaklar ile kalan %94’lük kısmı kamu kaynaklarıyla ve kamu bütçesinden karşılanacaktır.
EK BÜTÇE ZORUNLULUK HALİNİ AŞTI
Bilindiği üzere 2023 yılı bütçesi 2022 yılının son çeyreğinde ve olağan bir döneme göre hazırlandığı için deprem ve depremin tetiklediği kentsel dönüşümün öne alınması vb. giderler bütçede yer almamaktadır. Deprem giderlerinin bütçede yer alabilmesi için ilave bütçe, teknik adıyla ek bütçe yapılması zorunluluk halini aşmıştır.
Bütçe kanunu gereği giderleri artırıcı kanun teklifi verilemeyeceği için ek bütçe kapsamında ihtiyaç duyulan giderleri karşılamak üzere gelir artırıcı tedbirler de ek bütçe içerisinde yerini almış ve bütçe dengesi değişmemiştir.
Seçimin ardından ekonomi yönetiminin değişmesi, para politikalarında revizyonlar, ABD ve AB ile siyasi ilişkilerin yanında ekonomik ilişkilerin geliştirilmeye çalışılması; makro ekonomik performans göstergelerini yeniden öne çıkarmıştır. Bu göstergelerden biri olan bütçe dengesi ve kamu finansmanının analizi yazımızın konusudur.
150 Milyar USD’ye ulaşabilecek deprem harcamaları, 220 Milyar USD tutarındaki 2023 bütçesinin %70’ine ulaşmaktadır.
Geçen yılın olağan şartlarında yapılan 2023 bütçesi ile temmuz ayında yapılan ek bütçe sonrası revize bütçenin yer aldığı Tablo 1’e göre; bütçe giderleri %25, bütçe gelirleri %29 oranında artırılmıştır. Bütçe dengesinde bir değişiklik yapılmamış ve -660 Milyar TL açık öngörülmüştür.
Ek bütçe ile bütçe büyüklüğü 5,6 Trilyon TL’ye güncel kurlar ile yaklaşık 220 Milyar USD’ye yükselmiştir. Gelecek iki yıl içinde harcanması gereken ve 150 Milyar USD olarak hesaplanan deprem harcamaları 2023 bütçesinin %70’ine tekabül etmektedir. Bir başka ifadeyle 2023 ve 2024 yılındaki bütçe harcamalarının üçte biri depremin finansmanı için kullanılacaktır.
TÜRKİYE'NİN ÇEKİM MERKEZİ OLMASI HEDEFLENİYOR
Ek bütçe ile deprem yükünün azaltılması, bütçe dengelerinin sürdürülebilir seviyelerde tutulması ve makro ekonomik performans göstergelerinde sağlanacak disiplin ile uluslararası yatırımlar için Türkiye’nin yeniden çekim merkezi olması hedeflenmektedir.
Bütçenin özet sonuçlarının yer aldığı Tablo 2’ ye göre; Haziran 2023’de 488 Milyar TL gidere karşılık 268 Milyar TL gelir elde edilmiş ve bütçe -220 Milyar TL açık vermiştir. Faiz harcamalarının hariç tutulduğu faiz dışı bütçe dengesi ise -182 Milyar TL’dir. Ocak-Haziran 2023 döneminde ise 2,4 Trilyon TL gidere karşılık 1,9 Trilyon TL gelir elde edilmiş ve bütçe dengesi -483 Milyar TL açık vermiştir. Faiz Dışı Bütçe Dengesindeki açık ise -208 Milyar TL’dir.
Ocak-Haziran döneminde bütçe giderleri %102, bütçe gelirleri %49 ve bütçe açığı %616 artarken giderlerin artış hızı gelirlerin artışını ikiye katlamıştır.
Ocak-Haziran dönemindeki bütçe giderleri 2023 yılında önceki yıla göre %102 artarken, bütçe gelirlerindeki artışların %49’da kalması bütçe açığının +94 Milyar TL fazladan -483 Milyar TL açığa dönüşmesine neden olmuştur.
Ocak-Haziran döneminde personel giderleri %116, Cari Transferler %113 ve Faiz Giderleri %104, Kur Korumalı Mevduat için yapılan ödemeler dikkate alındığında kamunun finansman yükü %74 artmıştır.
KKM ÖDEMESİ MERKEZ BANKASINA AKTARILDI
Bütçe giderlerinin yer aldığı Tablo 3’e göre Haziran 2023’de; Faiz hariç giderler 450 Milyar TL, faiz giderleri 37 Milyar TL ve bütçe giderleri ise 488 Milyar TL’dir. Ocak-Haziran 2023 döneminde ise faiz hariç giderler 2,09 Trilyon TL, faiz giderleri 275 Milyar TL ve bütçe giderleri 2,4 Trilyon TL’dir. Bütçe giderleri 2022 yılının aynı dönemine göre %102, faiz hariç giderler %101, personel giderleri %116, mal ve hizmet alımı giderleri %96 ve cari transferler %113 artmıştır. Bütçe giderleri içinde %44’e yaklaşan payı ile en yüksek gider kalemi 1,04 Trilyon TL ile cari transferlerdir.
Aynı dönemde kamunun faiz giderleri ise %104 oranında artmıştır. Kur Korumalı Mevduat (KKM) için ödenen tutar 2022 Ocak-Haziran döneminde 37 Milyar TL, 2023 yılının aynı döneminde ise 25 Milyar TL’dir. Kamunun finansman yükünü oluşturan Faiz Giderleri + KKM için ödenen kur farkları 2023 yılında önceki yıla göre %74 artarak 300 Milyar TL’ye ulaşmıştır. Temmuz 2023’te ek bütçe ile KKM için ödenecek farklar Hazine’den alınarak Merkez Bankasına aktarılmış bu şeklide bütçe üzerinde yük hafifletilmiştir.
Ocak-Haziran döneminde Vergi Gelirlerindeki artış %55 ile hem giderlerin hem de enflasyonun altında kalınca bütçe açığı daha hızlı büyümüştür.
Bütçe gelirlerinin yer aldığı Tablo 4’e göre Haziran 2023’de; vergi gelirleri 231 Milyar TL, diğer gelirler 37 Milyar TL ve bütçe gelirleri toplamı ise 268 Milyar TL’dir. Ocak-Haziran 2023 döneminde bütçe gelirleri 1,9 Trilyon TL olurken, vergi gelirleri 1,6 Trilyon TL ve diğer gelirler ise 278 Milyar TL’dir. Yılın ilk altı ayında bütçe gelirleri geçen yıla göre %49 ve vergi gelirleri %55 oranında artarken gelir vergisi ve kurumlar vergisi gelirlerindeki artış oranı ise %37’de kalmıştır. 2022 Yılında ihracat, iç talep ve enflasyonun beslediği ekonomik canlılık kurumlar vergisi gelirlerini artırmıştır. Ancak 2023 yılının ilk altı ayında bu gelirlerdeki artışlarda yavaşlama söz konusudur.
Ocak-Haziran döneminde -453 Milyar TL nakit açığı veren Hazine, finansman ihtiyacının ağırlıklı bölümünü borçlanma ile karşılamıştır. Geçen yılın aynı dönemine göre nakit açığı %913 artan Hazine’nin borçlanma artışı %169’dur.
Hazine’nin Ocak –Haziran dönemi nakit gerçekleşmeleri Tablo 5’te verilmektedir. Tabloya göre; bütçe açıkları ağırlıklı olarak borçlanma yoluyla finanse edilmiştir. Hazine; Ocak-Haziran 2023 döneminde -453 Milyar TL nakit açığı geçen yılın aynı döneminde göre %913 artış anlamına gelmektedir. Maruz kalınan 453 Milyar TL nakit açığına karşın Hazine 368 Milyar TL bir başka ifadeyle açıktan daha az bir tutarda borçlanmaya gitmiştir. Borçlanma kaynağı olarak iç borçlanma tercih edilmiştir. Hazine’nin nakit açığı ve finansman ihtiyacı bütçe açığı ile bire bir olmasa da aynı yönde gerçekleşmektedir. Yılın kalan döneninde bütçe açığındaki artışlara paralel olarak Hazine’nin borçlanma ihtiyacı artarak devam edecektir.
* Hazine, finansman politikasını kamuoyu ile paylaşmaktadır. 2023 Temmuz itibariyle Hazine’nin dikkate aldığı itibariyle stratejik ölçüt ve göstergeler:
* Borçlanmanın ağırlıklı olarak TL cinsinden yapılması ve yurt içi döviz cinsi borç stokunun azaltılması,
* Piyasa çeşitliliğinin sağlanması amacıyla uluslararası piyasalarda ABD dolarının yanında imkan olması durumunda diğer döviz cinslerinden de ihraç yapılması,
* Faiz giderlerinin optimal şekilde yönetilmesini teminen uygun enstrüman ve vade bileşimi dikkate alınarak, gelecek 12 ayda faizi yenilenecek senetler ile vadesine 12 aydan az kalmış senetlerin payının belirli bir seviyede tutulması,
* Nakit ve borç yönetiminde oluşabilecek likidite riskinin azaltılması amacıyla nakit rezervinin belirli bir seviyede tutulması.
Hazine’nin Temmuz-Eylül dönemi borçlanma programını içeren Tablo 6’ya göre 414 Milyar TL borç servisi (finansman) öngörülmektedir. Bu finansmanın 270 Milyar TL’si iç borçlanma ile karşılanacaktır. Finansman programına göre 414 Milyar TL ödemenin dağılımı aşağıdaki gibidir:
* Temmuz’da 165 Milyar TL, Ağustos’ta 157 Milyar TL ve Eylül’de 92 Milyar TL’dir.
İç borç ödemesi 355 Milyar TL, dış borç ödemesi 59 Milyar TL, ana para ödemesi 266 Milyar TL ve faiz ödemesi 149 Milyar TL’dir.
* Toplam 414 Milyar TL ödemeye karşılık iç borçlanmadan 270 Milyar TL ve borçlanma dışı kaynaklardan 144 Milyar TL finansman planlanmakta ve dış borçlanma öngörülmemektedir.
* Dönemde iç borçlanmadan 256 Milyar TL ana para ödemesi planlanırken yine yurt içi kaynaklardan ödediği ana paranın hemen üzerinde 270 Milyar TL iç borçlanma öngörülmektedir (Bir başka ifadeyle ödediğinden daha fazla borçlanarak borç tutarını artırmakta ve borç servis oranı 105’e ulaşmaktadır). Ödeme tutarı ile borçlanma tutarı arasındaki 144 Milyar TL’nin ise mevcut rezervler başta olmak üzere diğer kaynaklardan karşılanacaktır.
2023 Temmuz-Eylül döneminde 414 Milyar TL borç ödemesi ve 270 Milyar TL iç borçlanma planlayan Hazine nakit yönetimi açısından rahat görünmektedir.
Uluslararası analizlerde; Bütçe Dengesi/GSYH önemli bir performans göstergesi olarak izlenmektedir. Ülkemizde kamu bütçesi genellikle açık verdiği için bütçe dengesi yerine bütçe açığı kavramı kullanılmaktadır. Bütçe Açığı/GSYH’nin gelişimi Grafik 1’de gösterilmektedir. 2001 yılında %-14,5 ile rekor kıran Bütçe Açığı/GSYH sonraki yıllarda genel olarak aşağı yönlü bir seyir izlemiş 2008 global krizi sonrası ile 2018-2021 döneminde artışa geçmiştir.
Covid 19 salgınına karşı alınan önlemlerin olumsuz etkisiyle Bütçe Açığı/GSYH 2020 yılında son yılların en büyük seviyesi olan %-3,5’a yükselmiştir. Sonraki dönemde azalışa geçen Bütçe Açığı/GSYH oranı 2022 yılı sonunda %-0,9’a kadar gerilemiştir.
Yıl sonunda 1,5 Trilyon TL’yi aşan bütçe açığı ve %-6 seviyelerindeki Bütçe Açığı/GSYH oranı, makro ekonomik dengeler açısından önemli bir sorun teşkil etmeyecektir. Deprem harcamaları bütçe açığını besleyen en önemli faktördür.
Depremin bütçe üzerinde yükleri nedeniyle bütçe açığının 2023 yılı sonunda 1,5 Trilyon TL’yi aşması ve Bütçe Açığı/GSYH oranının %-6 seviyelerinde oluşabileceği tahmin edilmektedir. 2000’li yılların başlarındaki çok yüksek seviyeler dikkate alındığında bütçe açıklarının bahsedilen seviyelerde tutunması halinde sürdürülebilir olacağı ve ekonomik dengeler açısından önemli bir sorun oluşturmayacağı düşünülmektedir.
Sonuç:
Ekonomiye yükü 150 Milyar USD’ye ulaşacak deprem ve kentsel dönüşümü teşvik eden “Yarısı Bizden” kampanyalarının maliyetleri 2023 ve 2024 kamu bütçesini hırpalayacaktır. Depremin finansmanı için zaruret halini alan ek bütçe ile deprem yükünün azaltılması, bütçe dengelerinin sürdürülebilir seviyelerde tutulması ve makro ekonomik performans göstergelerinde sağlanacak disiplin ile uluslararası yatırımlar için Türkiye’nin yeniden çekim merkezi olması hedeflenmektedir.
Ocak-Haziran döneminde bütçe giderleri %102, bütçe gelirleri %49 ve bütçe açığı %616 artarken giderlerin artış hızı gelirlerin artışını ikiye katlamıştır.
Ocak-Haziran döneminde -453 Milyar TL nakit açığı veren Hazine, finansman ihtiyacının ağırlıklı bölümünü borçlanma ile karşılamıştır.
2023 Temmuz-Eylül döneminde 414 Milyar TL borç ödemesi ve 270 Milyar TL iç borçlanma planlayan Hazine nakit yönetimi açısından rahat görünmektedir.
Yıl sonunda 1,5 Trilyon TL’yi aşan bütçe açığı ve %-6 seviyelerindeki Bütçe Açığı/GSYH oranı, makro ekonomik dengeler açısından önemli bir sorun teşkil etmeyecektir. Deprem harcamaları bütçe açığını besleyen en önemli faktördür.
Yorumlar3