İsrail’in cilası döküldükçe...

  • GİRİŞ15.12.2017 09:09
  • GÜNCELLEME15.12.2017 09:09

Kudüs ve Filistin'le alakalı gelişmeler, bir zamanlar meşhur olan bir şarkının sözlerini hatırlatıyor: 'Sana sevginin yolları, bana kurşunlar!..' Güncellersek şöyle söylenebilir: 'İsrail ve ona destek olanlara anlayış, Filistinlilere ise kurşunlar'... Dağdan gelip, bağdakileri kovması yetmezmiş gibi katleden ve birilerinin destekleri ile kurdukları İsrail'i sürekli genişletme merakında olanlar, çok rahatlar... Özeti şu: Ne yaparsa yapsın, ABD başta olmak üzere birtakım devletler tarafından korunup kollanıyor İsrail. Melanetlerini sürdürürler ve Filistinlilere hayatı zindan edebilmek için ellerinden geleni yaparlarken, korunmak yetmiyor onlara. Normalde olup bitenlerden insanları haberdar etmeleri beklenenler de, onlar adına çalışıyor ve insanlığa her şeyi ters yüz ederek duyuruyorlar. İsmine medya denilen bu kuruluşların özellikle de uluslararası olanları, insanları katleden, sürüp evsiz barksız bırakan, çevreyi talan eden eli kanlı İsrailli Siyonist katilleri masum ilan ediyorlar. Alçakça hem de... İsrail'in melanetlerine maruz kalan, öldürülen, yaralanan, evlerinden barklarından edilen ve on yıllardır vatansız yaşamaya mahkum edilen zulüm altındaki Filistinlileri ise, akıl almaz atraksiyonlarla suçlu ilan ediyor uluslararası medya organları... O kadar alçakça yapıyorlar ki bu işi, öldürülen bir Filistinliyi, İsrail askerlerinin kendisini rahatlıkla öldürmesine müsaade etmediği için suçlayabiliyorlar bile. Kimileri yedikleri ekmeğin karşılığını verdiklerini düşünürken, kendilerine Evangelist diyen kimileri de, inançlarının gereğini yerine getirdiklerini hayal ediyorlar. Açık olan şu ki, ellerine mikrofon ya da klavye geçtiğinde demokrasi, insan hakları, ifade ve basın özgürlüğü gibi hususlarda unutulmaz nutuklar atıp makaleler döktüren bu güruhun insanlıktan yana nasibi yok... İnsanlıktan azıcık nasipleri olsaydı, bugün yaşanmakta olanların başlangıcını biraz araştırır ve ta uzaklardan gelen birilerinin Filistin toprağında devlet olma hakkını nerden bulduğunu sorgularlardı mesela.

'BİR AĞAÇ BİLE BULAMAYACAKLAR'...
İsrail'in zuhuru gibi bir olayı sorgulamak, çoğu zaman bedel ödemeyi gerekli kıldığı için ağır gelebilir belki. Ancak, devlet olduğunu iddia eden ve işgal ya da abluka altında bulundurduğu insanları katleden İsrail'in, neden herhangi bir yaptırımla karşılaşmadığını sorabilirlerdi en azından... Öldürmeyi, evsiz barksız bırakmayı, insanları çaresiz kılabilmek için çevre katliamı yapmayı... sürdürüyor İsrail. Bütün bunların insanlık tarafından öğrenilmesini önlemek için, kontrol ettiği medya üzerinden algı oluşturma faaliyetleri de en önemli kozlarından birisi... Bütün dünyanın gözleri önünde yaşanan bir trajedi bu. Özellikle de son senelerde, Filistinlilerin yaşadıklarına şahit oluyor insanlık. Davos'ta 'One Minute' ile başlayan İsrail konusundaki farkındalık, Mavi Marmara baskını ve Gazze plajlarında oyun oynarken katledilen sabilerin dünya tarafından seyredilmesi benzeri gelişmelerle sürüyor... Bugünün dünden en önemli farkı şu: Dünya kamuoyu, İsrail'in melanetlerini gizlemek için oluşturulan algılar yerine, gerçeklerle tanışmaya başladı artık... Terör devletinin parlak cilaları döküldükçe dahası da gelecek ve varlığı ile ilgili tartışmalar da başlayacak, kaçınılmaz olarak... Bildiğimiz temel bir husus var: Cenab-ı Hakk küfre mühlet verir, ama zulme vermez... İsrail'in zulümlerini artırması duvara toslayacağı günleri yaklaştırıyor aslında. Ve bu çok uzak değil inşallah... 'Hesap günü geldiğinde, arkasına saklanabilecekleri bir ağaç bile bulamayacakları' gerçeğini, bir de biz hatırlatmış olalım...

TAKVİM

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat