Son düzlükte…
- GİRİŞ22.06.2018 09:59
- GÜNCELLEME22.06.2018 09:59
Türkiye'nin Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçişi ile alakalı yolculukta son düzlükteyiz…
Ülkemizi teslim almak, bu olamazsa durdurabilmek ya da hızını kesebilmek için çalışan dış mihraklar ve içimizdeki uzantılarının bu geçişi engelleyebilme yönündeki çabaları sürüyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Cumhurbaşkanlığını ve AK Parti'nin TBMM'de çoğunluğu kazanması durumunda Türkiye'nin yükselişini durduramayacaklarını çok iyi biliyorlar. Sadece bu da değil... Türkiye'yi durduramazlarsa, dünya çapında mazlum ve gelişmekte olan ülkelerin de dik durmaya başlayacağının da farkındalar… Bu ise 'Dünya beşten büyüktür' sözünün gerçek manasını bulması, vesayet ve sömürü çarkının kırılmaya başlaması demek…
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Liderliğindeki Türkiye, sömürü çarkının arkasındaki güçlerin demokrasi, insan hakları gibi değerlerle alakalarının olmadığını açıkça ortaya koydu…
Menfaatleri söz konusu olduğunda objektifliklerini nasıl kaybettiklerine ve evrensel prensipleri nasıl rafa kaldırdıklarına, dünya alem şahit oldu. Bu kadarla kalmadı ve çok güçlü imiş gibi gözüken emperyalizmin, gerektiği şekilde mücadele edildiği zaman yenilebileceğini de gösterdi
Erdoğan liderliğindeki Türkiye… 15 Temmuz, Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı ve Münbiç'te sağlanan gelişme, bunun göstergeleri. Tabii anlayabilene.. Şurası çok açık ki, Cumhur İttifakı karşısına çıkarılan Erdoğan Karşıtı İttifak'ın oluşumunda dış mihraklar büyük bir paya sahip. Benzemezlerden oluşan bu ittifakın ortak tarafı, ülkemizin yerinde sayması, hatta geri adımlar atmasına yönelik kampanyalar…
CHP'nin bir şekilde HDP'ye destek olacağı aşikar… SP ve İP de, dindarların ve milliyetçilerin oylarıyla CHP'ye daha çok milletvekili kazandırma telaşında... 'Değiştir' sloganı atan Saadet'li kardeşlerimiz, bindikleri dalı kesmeye niyetli gibi…
Kılıçdaroğlu'nun, 7 Haziran 2015 sonrası eğitim sistemi ve başörtüsü konusunda söyledikleri, Gelmesi için çalıştıkları zihniyetin yol haritası… Yıkım ittifakı!.. Tuhaflıklardan birisi de, kısa süre öncesine kadar Cumhurbaşkanımızla beraber oldukları halde şimdi memnuniyetsizler kervanına katılanların da Erdoğan Karşıtı İttifaka dahil olmaları… Erdoğan Karşıtı İttifak mensuplarının seçimlere yönelik olarak kullandıkları argümanlar da, aşağı yukarı birbirinin aynı. Demokrasi, insan hakları, ifade ve basın özgürlüğü gibi konularda eksiklikler olduğu, bu benzemezlerin sürdürdükleri kampanyaların ana malzemeleri...
Erdoğan Karşıtı İttifak'ın demokrasiden, insan haklarından, ifade ve basın özgürlüğünden sadece ve sadece ihanet etmeye uygun bir vasatı anlıyor olması, işin tuhaf taraflarından… Sadece son senelerde karşılaştığımız düşmanca girişimleri ve bu güruhun bunlar karşısında takındığı tavırları hatırlamak, ülke olarak ne ile karşı karşıya olduğumuzu anlamaya yeter de artar bile...
Gezi Olayları, 17-25 Aralık, MİT Tırları ve hele hele 15 Temmuz'la ilgili bilinen bu kesim, bunlara karşı yapılan mücadeleleri itibarsızlaştırma gayretlerini de halen sürdürüyor… Mesele ülkemizin ileriye doğru yürüyüşünün sürüp sürmemesi ile alakalı. Cumhurbaşkanımızı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti ve Cumhur İttifakı gelişmenin, ilerlemenin, kalkınmanın ve muasır medeniyetler seviyesini yakalayıp, hatta geçmenin bu ülkenin ve milletimizin hakkı olduğuna inanıyor ve bunun için çabalıyor... Erdoğan Karşıtı İttifakın tek terdi ise, Türkiye'nin daha iyiye doğru olan bu yürüyüşüne mani olabilmek… Tıpkı ülkemizi avuçlarında görmek isteyen dış mihraklar gibi…
Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol