Temmuz sıcağında, kavurucu güneş ve virüs tehdidi altında kurultay yapacaklar. Üstelik baştan aşağı sakat, demokrasi dışı ve yasaklarla dolu!..

İnsanlara hem konuşma, hem de aday olup seçilme hakkı vermiyorlar. Oy kullanıp sonucu belirleme hakkı olan 65 yaş üstü partililere “Sen gelme, sana ihtiyacımız yok” mesajı gönderiyorlar. Adalet kavramını rafa kaldırmakla kalmıyor, kendi tüzüklerini bile ayaklar altına alıyorlar.

Üstelik bunu her fırsatta “demokrasi” ve “adalet” nutukları atanlar yapıyor. İş icraata geldi mi bütün söylemler unutuluyor.

CHP, Hitler Avrupasından, Stalin Rusyasından örnekler veriyor. “Ben yaptım oldu” mantığı içinde.

Diktatörlük mü arıyorsunuz, bu işte!

***

CHP’nin büyük kurultayı geçtiğimiz Mart Ayında yapılacaktı. Dünyayı saran salgın sebebiyle ertelendi. Ancak, erteleme gerekçesi yapılan salgın, “dikensiz gül bahçesi” arayan yönetim için aynı zamanda bir can simidi oldu.

Erteleme gerekçesi ortadan kalkmadan bir kurultay kararı alındı. Korona salgını ise, parti içi demokrasiyi ortadan kaldırmak için bahane olarak kullanıldı.

Kurultay, Temmuz sıcağında açık havada ve güneş altında yapılacak. Böylece ileri yaştaki delegelerin katılımı önlenecek. 65 yaş üstü delegelerle ilgili kısıtlamalar sürdüğü için Ankara dışından gelecekler doğal olarak engellenecek. Böylece 65 yaş üstü 140 delegenin iradesine ipotek konulacak.

Bir de partinin Onur Üyeleri var. Onlar 600 kişi ve 400’ü 65 yaşın üzerinde. Kurultaya katılma, oy kullanamasalar bile aday olma hakları var. Onlar da “pandemi var” denilerek Kurultay alanına alınmayacak.

Aday olma ve konuşma hakları engellenecek.

En önemlisi ise partililer Kurultay alanına sokulmayacak. Onların da parti organlarına aday olma hakları ellerinden alınacak. Kürsüye çıkıp görüşlerini ifade etmelerinin önüne set çekilecek.

CHP, seçme ve seçilme hakkı bulunmayan bir kurultay gerçekleştirecek.

Bütün bunlar hem demokrasiye, hem de parti tüzüğüne aykırı. Ama CHP “Ben yaptım oldu” diyecek.

Kılıçdaroğlu ise “Adalet” ve “Demokrasi” nutukları atmaya devam edecek!

***

Olmaz, böyle bir kurultay yapılamaz. Türkiye Cumhuriyeti bir Hukuk Devleti olduğuna göre, mahkemeden döner bu.

Muz Cumhuriyeti değil burası!

Şimdi kimse kalkıp “Ne yapalım pandemi var” diyerek kafaları bulandırmaya çalışmasın. Evet, bir salgın var ve devam ediyor. Ancak, bu durum demokrasiyi, seçme ve seçilme hakkını rafa kaldırmanın gerekçesi olamaz.

Ayrıca, madem salgın var, neden “İlle de kurultay yapacağız” diye ısrar ediliyor? İstisnasız bütün bilim adamları önümüzdeki aylarda virüsün yayılma hızının azalacağını söylüyor. Özellikle Eylül ayıdan sonra bir rahatlama olması bekleniyor.

Bu acele niye? Yangından mal mı kaçırıyor CHP?

Kurultay yapmak için önümüzdeki yılın Şubat ayına kadar vakti var. Niçin partililerin sağlığını tehlikeye atacak adımlar atıyor?

Belli ki mesele pandemi filan değil.

CHP, pandemiden yararlanıp parti içinde dikensiz gül bahçesi oluşturmaya çalışıyor. Üstelik herkes de durumun farkında. Parti içinden de sert tepkiler yükseliyor.

Bu iş mahkemede biteceğe benziyor.   

Emin Pazarcı / Akşam Gazetesi