Bir Ermeni’ye sahip çıkmak

  • GİRİŞ22.02.2012 07:13
  • GÜNCELLEME22.02.2012 07:13

Strasbourg’taki konuşmamız dün gibi gözümün önünde. Cumhurbaşkanı kibarlık yapıp bizi çaya davet etmişti. Muhsin Yazıcıoğlu’nun ölümüne ilişkin Devlet Denetleme Kurulu raporunun bulgularından söz açıldı.

Ben de kendisine benzer bir soruşturmayı, yargı süreci kör-topal giden Hrant Dink davası için neden açtırmadığını sordum. Yasal bir engel yoksa, Türkiye’ye döner dönmez hemen açtıracağını söyledi ve yaptı.

İşte o kurulun raporu yayınlandı.

Namuslu bir rapor.

Raporun şu tespiti bile nasıl bir ülkede yaşadığımızı göstermesi açısından önemli:

“İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin Ocak 1913 tarihli Bab-ı Ali baskını sonucu kurulan yeni hükümet tarafından Meclis-i Mebusan’da görüşülmeden çıkarılan 1913 tarihli Muvakkat Kanun, memurlara hem görevleri sebebiyle hem de görevleri sırasında işledikleri suçlardan dolayı yargılanmaları için idari güvence getirmiş, bu Kanun kapsamında yürütülen tahkikatlar, kısıtlama olmadığı için uzun süreler almış ve çoğu kere zaman aşımı ile sonuçlandırılmıştır. Böylece, memurları korumak amacıyla yapılan düzenlemeler, pratikteki uygulamasıyla toplumdaki adalet duygusunu zedeleyerek devlete olan güvenin sarsılmasına neden olmuştur. Muvakkat Kanun, 1913 yılından 1999 yılına kadar 86 yılı aşkın süre uygulanmıştır. Bu uygulama sırasında Devlet’in yönetim biçimi meşrutiyetten cumhuriyete dönüşmüş, Kanun-u Esasi dahil, beş ayrı Anayasa yapılmış ama bu Kanun hep yürürlükte kalmıştır.”

Sonradan yapılan değişiklikler kısmi bir düzeltme sağlasa da, bu topraklarda yargının temel görevi, devlet adına görev yapan herkesi korumak olmuştur; buna yargısız infaz yapan polis de, işkenceci polis de dahildir ne yazık ki.

Köşe yazısının tamamını okumak için bu linki kulanabilirsiniz

Ergun Babahan / Star

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat