Filistin'in Mandela'sı barışı getirebilir mi?
- GİRİŞ28.04.2024 09:38
- GÜNCELLEME29.04.2024 09:05
Mervan Barguti... Destekçileri çoğu zaman ona, "Filistin'in Nelson Mandela'sı" diyor; İsrail yönetimi için o bir "terörist". Hayatını inceleyen bir film yapımcısına göre ise, Gazze'de devam eden çatışmaya bir çözüm getirmeye yardımcı olabilir ya da en azından orada ve Batı Şeria'da yaşayan Filistinliler için umut olabilir.
Sophia ve Georgia Scott kardeşler, Barghouti hakkında "Tomorrow's Freedom (Yarının Özgürlüğü)" adlı bir belgesel yaptı. Belgesel, Barguti'nin İsrail hapishanesinden kurtarılması için verilen mücadeleyi, ona en yakın kişilerin yaşadıklarını ilk ağızdan anlatıyor.
Size belgeseli anlatmayacağım; Barguti'nin hayatına ve gerçekten Filistin'le İsrail arasında barışı getirebilir mi bunlar hakkında bilgi vermeye çalışacağım. Çünkü, son 6 ayda Barguti'nin barışa götürecek en ideal isim olduğunu anlatan, yazan en az 5 makale okudum.
BARIŞ İÇİN ARANAN KAN OLABİLİR, DOĞRU
Barguti, Yaser Arafat tarafından kurulan, çok partili Filistin Kurtuluş Örgütü'nün (FKÖ) en büyük fraksiyonu olan El Fetih'e katılarak siyasi hayata adım attı. 2000 yılında İkinci İntifada'ya katıldı. Kısa sürede, El Fetih'in en önde gelen liderlerinden birine dönüştü ve İsrail'in birçok suikast girişiminden kurtuldu. İsrail tarafından 2002 yılında hapse atılana kadar, Arafat'ın çağdaşı olarak Filistinlilerin kendi kaderini tayin hareketinin kilit ismi haline gelmişti. Cinayet, cinayete teşebbüs ve terörizm faaliyetleri gösterdiği iddia edilerek, 5 kez müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Fakat Barguti, üstüne atılan suçları kabul etmiyor ve duruşmalarında savunma yapmayı reddediyor.
Onu destekleyenler de Barguti'nin siyasi bir mahkum olduğunu söylüyor. Barguti'ye duyulan sevgi o kadar yüksek ki ülkenin dört bir yanındaki duvarlarda resimleri, grafiti'leri var.
Destekçileri, hapisten çıkması halinde; İsrail'den Batı Şeria'daki Filistin Yönetimi'ne ve Gazze'deki Hamas'a kadar, Filistin siyasetinin tüm kesimleriyle çözüm için barışçıl müzakerelere yardımcı olabileceğine inanıyor. Hatta El Fetih'le tüm çekişmesine rağmen Hamas bile, Mervan'a sıcak bakıyor. Geçtiğimiz aylarda, esir takasına karşılık Barguti'nin hapisten bırakılmasını bile masaya teklif olarak getirdiler ama İsrail reddetmişti.
Bence, Barguti serbest bırakılsa, halk arasındaki etkisi ve popülaritesi nedeniyle Filistin sokaklarında büyük bir etki yaratır. Ve bence o İsrail için de bir tehdit değil; hapisten çıksa yapacağı tek şey, İsrail ve Filistin arasında barış köprüsü kurmak olur. Parçalanmış Filistinli siyasi gruplar arasında birleştirici bir güç olabilir; şans verilse Filistin'in Nelson Mandela'sı bile olabilir. Çünkü Barguti, Filistin'in özgürlüğünü ve diğer insanlar gibi barış içinde yaşamayı talep eden Filistin halkının iradesinin ete kemiğe bürünmüş hali.
Barguti, İkinci İntifada sonrası adil olmayan bir yargılama geçirdi. Bunu ben değil, uluslararası kuruluşlar söylüyor. Hatta Haaretz yazarı Gideon Levy, Mervan'ın öldürmek için doğmadığını ve şiddet yanlısı biri olmadığını söylüyor; yaşananların suçlusu olarak İsrail'i işaret ediyor.
Hapse düştükten sonra Mervan, El Fetih'le olan bağını da kesti. Çalışmalarına tek başına devam eden Barguti, 2006 yılında farklı Filistinli grupların koalisyonuna liderlik ederek bir Filistin devleti kurulması ve diasporada yaşayan Filistinlilere geri dönüş hakkı tanınması çağrısında bulunmuştu.
Yine, yıllar önce Washington Post için kaleme aldığı bir yazıda, barış yanlısı olduğunu ve iki devletli çözümü desteklediğini şu sözlerle ifade etmişti:
"Gelecekteki komşumuz İsrail'deki saldırılara ve sivillerin hedef alınmasına şiddetle karşı çıkarken; kendimi koruma, ülkemdeki İsrail işgaline direnme ve özgürlüğüm için mücadele etme hakkımı da saklı tutuyorum. Ben hala, 1967'de işgal edilen Filistin topraklarından tamamen çekilme temelinde eşit ve bağımsız İsrail ve Filistin ülkeleri arasında barış içinde, bir arada yaşama arayışındayım."
BİRAZ DA GERÇEKLER
Buraya kadar, Mervan'ın çözüm için biçilmiş bir kaftan olduğunda hemfikiriz; lakin asıl mesele de burada başlıyor. Sorulması gereken soru şu: "İsrail barış istiyor mu?"
İsrail Başbakanı Netanyahu, Mervan'ın değil siyasete dönmesine, cezaevinden çıkmasına bile karşı. Öyle ki Netanyahu 2017 yılında Barguti'nin New York Times için kaleme aldığı bir köşe yazısının ardından, "Barguti'ye 'lider' demek Esad'a çocuk doktoru demek gibi bir şey. Hapistekiler, katil ve teröristtir. Bu duygumuzu asla kaybetmeyeceğiz çünkü biz adaletin tarafındayız; onlar ne adil ne de ahlaki olan taraftalar." demişti.
Barguti'nin hapse atılmasının üzerinden 22 yıl geçti. Şu anda kendisi 64 yaşında. Sağlık durumu nasıl, bir bilgi de yok.
Geçen bunca senenin ardından, İsrail yönetimi, Batı Şeria'daki Filistinlilerin evlerini yıktı, işgalini genişletti; bulabildiğim son rakamlara göre onca yıl içinde Batı Şeria'ya yaklaşık 400 bin yerleşimci getirmiş İsrail. Şimdi bu kadar insanı İsrail'in götürmesini beklemek Polyannacılık olur. Hatta İsrail, iki devletli çözümü bile desteklemiyor artık. Yerleşimciler bu şekilde varlıklarını sürdürdüğü müddetçe, ne yazık ki Barguti'nin 1967 isteklerine ulaşması ve Batı Şeria'nın tamamının Filistinlilere geri verilmesi neredeyse imkansız.
Sonuç olarak, Mervan Barguti, halk arasında popüler de olsa hatta Filistin'de bugün yapılacak bir seçimi rahat rahat kazanacak potansiyele sahip de olsa artık çatışmanın çözümüne yardımcı olacak durumda değil. Barguti'nin zamanı geçti kanaatimce. Yılları hapiste heba oldu. Bu sürede de İsrail apartheid politikalarını uyguladı, bugün 20 yıl öncesine göre çok daha güçlü bu politika ne yazık ki.
Filistin için artık daha yeni şeyler söylemek; çok daha farklı politikaları hayata geçirmek gerekiyor. 7 Ekim'den sonra bölgede her şey değişti. "1967'ye dönüş"ün modası 2023'te geçti. İslam dünyası bir olmak ve yeni bir süreç başlatmak mecburiyetinde. Bir yol, çözüm bulmak zor mu, zor; ama yaklaşık 36 bin insan katledilmişken 50-60 yıllık politikaların çözüm getirmeyeceği gün gibi de ayan artık.
Yazımı, Hz. Mevlana'nın değişime dair şu sözleriyle bitirmek isterim; sağlıcakla kalın:
"Her gün bir yerden göçmek ne iyi.
Her gün bir yere konmak ne güzel.
Donmadan akmak ne hoş.
Dünle beraber gitti, cancağızım;
Ne kadar söz varsa düne ait.
Şimdi yeni şeyler söylemek lazım."
Yorumlar6