Emevi Cami'nde namaz kılma meselesi
- GİRİŞ15.12.2024 09:29
- GÜNCELLEME17.12.2024 13:09
Suriye'nin başkenti Şam'ın kalbinde yer alan Emevi Cami, İslam dünyasının önemli ibadet merkezlerinden biri. Cami, Romalılardan Bizanslılara, Emevilerden Osmanlı İmparatorluğu'na dek her dönem farklı inanç gruplarının izlerini taşıyor. Hz. Yahya ve Hz. Hüseyin'in kafasının burada bulunduğu inancı, hem Sünniler hem Şiiler için camiyi kutsal kılıyor. Kimilerine göre Emevi Cami, Hz. İsa'nın kıyamet günü ineceği yer. Peki Şam düşer düşmez neden herkes Emevi Cami'ne koştu? Emevi Cami'nde namaz kılmak neden bu kadar önemli?
EMEVİ CAMİ'NİN KISA TARİHİ
Emevi Cami, Şam'ın tam merkezinde. Caminin bulunduğu alan, MÖ 9. yüzyılda Aramilerin Hadad Tapınağı olarak kullandıkları bir mekandı. Cami, Roma döneminde Jüpiter Tapınağı'na; Bizans İmparatoru Theodosius döneminde ise Hz. Yahya olarak da anılan Vaftizci Yahya'ya adanan bir kiliseye dönüştürüldü. Müslümanların 634'te Şam'ı fethetmesinin ardından kilise bir süre Hristiyanlar ve Müslümanlar tarafından ortak kullanıldı. Emevi Halifesi Velid bin Abdülmelik, 706'da bu yapıyı yıktı ve yerine yeni bir cami inşa etmeye başladı.
Bizans'tan getirilen ustalar tarafından inşa edilen cami, İslam mimarisinin ilk büyük örneği oldu. Emevi Cami adını, yapıyı inşa ettiren Emevi hanedanından aldı. Ancak bu isim, zamanla sadece bir hanedan referansı olmaktan çıktı. Cami, Sünni İslam'ın önemli merkezlerinden birine dönüştü. Hz. Yahya'nın başının burada bulunduğu inancı, Bizans döneminden İslam devrine taşındı. Daha sonra buna, Hz. Hüseyin'in başının da burada saklandığı inancı eklendi.
HZ. HÜSEYİN KAFASI BURADA MI?
İnanışa göre Kerbela'da katledilen Hz. Hüseyin'in kafası, Emevi halifesi Yezid'in emriyle Şam'a getirildi. Rivayete göre Hz. Hüseyin'in kafası önce camide sergilendi, sonra da gömüldü. Emevi Cami'nin doğu kanadındaki metal bir oyukta Hz. Hüseyin'in kafasının teşhir edildiği, yakındaki türbeye ise gömüldüğü iddia ediliyor.
ORTA DOĞU'DAKİ GELİŞMELER CAMİYİ İRANLILAŞTIRDI, Şİİ ETKİSİNE SOKTU
Orta Doğu'da yaşanan gelişmeler, Emevi Cami'ni de etkiledi. Caminin İranlılaşma süreci dikkati çekiyor. 1979'daki İran İslam Devrimi sonrası Suriye-İran yakınlaşması, Emevi Cami'nin karakterini de zaman içerisinde değiştirmeye başladı. İran'ın mali desteğiyle camide yeni bölümler açıldı. İranlı ziyaretçi sayısı arttı. Şii gruplar, özellikle Hz. Hüseyin için düzenledikleri yas törenleriyle camide daha görünür hale geldi.
Beşar Esad'ın babası Hafız Esad döneminde başlayan bu dönüşüm, 1980'lerde hız kazandı. İran-Irak savaşı sırasında Suriye'nin İran'ı desteklemesi, iki ülke arasındaki yakınlaşmayı artırdı. Bu dönemde İranlı din adamları camide dersler vermeye, vaazlar düzenlemeye başladı. Sünni din görevlileri bu duruma tepki gösterse de rejimin İran'la ilişkileri nedeniyle seslerini yükseltemediler.
1990'larda camideki Şii varlığı arttı. İran destekli vakıflar, cami çevresinde yeni merkezler açtı. Hz. Hüseyin'in türbesi yenilendi, ziyaretçi sayısı arttı. Bu dönemde Şam'a yerleşen Iraklı Şii mülteciler de caminin demografik yapısını değiştirdi.
2000'lere gelindiğinde camideki Şii varlığı zirveye ulaştı. İranlı ziyaretçi sayısı yılda yüz binleri buldu. 2001'de ilk kez Şii geleneklerine uygun matem törenleri düzenlendi. Bu törenler sırasında göğsünü döven, ağıtlar yakan Şii gruplar, Sünni cemaatte rahatsızlık yarattı.
SÜNNİLER NEYE TEPKİ GÖSTERİYOR?
Suriyeli Sünni din görevlileri 2005'te Beşar Esad'a bir dilekçe gönderdi ve Şii törenlerinin durdurulmasını istedi. Dilekçede, bu törenlerin caminin tarihsel kimliğine aykırı olduğu ve Şam'ın Sünni karakterini zedelediği vurgulandı. Esad yönetimi, İran'la ilişkilerin bozulmaması için bu talebe olumlu yanıt vermedi.
2006-2010 arasında İran'ın Şam Büyükelçisi Hassan Akhtari'nin çabalarıyla camideki Şii varlığı daha da güçlendi. Akhtari camide düzenlenen törenlere bizzat katıldı, yeni programlar organize etti. Suriye'nin önde gelen din görevlisi Sait Ramazan el Buti, 2006'da yaptığı konuşmada İran'ın camideki faaliyetlerini sert biçimde eleştirdi.
Bu dönemde Sünni ulemanın tepkisi giderek arttı. Camide Şii ayinlerinin yasaklanması ve İranlı ziyaretçilerin sınırlandırılması talep edildi ancak hükümet bu talepleri reddetti. Buti gibi rejime yakın din görevlileri, İran etkisinden rahatsızlıklarını dile getirmeye başladı.
SURİYE İÇ SAVAŞI VE EMEVİ CAMİ'NİN BİR SEMBOLE DÖNÜŞME SÜRECİ
2010'lara gelindiğinde Emevi Cami artık sadece bir ibadet mekanı değil, bölgesel güç mücadelesinin simgelerinden biri haline geldi. Sünnilere göre Esad yönetimi, camiyi mezheplerüstü görüntüsünün vitrini olarak kullanmanın yanı sıra İran'la ittifakının sembollerinden biri olarak görüyordu. Cuma namazlarında İran yanlısı hutbeler okunuyor, Şii-Sünni birliğine vurgu yapılıyordu. İran yanlısı gruplar, Hz. Hüseyin'in kafasının burada bulunmasının Şiilere özel haklar verdiğini savunurken, Sünni ulema caminin tarihsel Sünni kimliğinin korunması gerektiğini öne sürüyordu. Bu gerilim, Suriye'deki mezhepsel kutuplaşmanın en görünür örneklerinden birine dönüştü.
Camideki değişim, Suriye'nin İran'la yakınlaşmasının ve ülkedeki mezhepsel dengelerin değişiminin somut göstergesi oldu. Bu durum, 2011'de başlayacak iç savaşın önemli nedenlerinden biri haline gelecekti.
Orta Doğu'yu kasıp kavuran Arap Baharı protestoları 2011'de Suriye'ye ulaştı, Şam'daki protestoların ilk kıvılcımları Emevi Cami'nde atıldı. 15 Mart 2011'de 40-50 kişilik bir grup, cami önünde hükümet karşıtı sloganlar attı. Güvenlik güçleri olaya müdahale etti. Cami artık her cuma potansiyel protesto merkezlerinden biriydi.
Hükümet, protestoları engellemek için cami çevresinde geniş güvenlik önlemleri aldı. Cuma namazlarına katılım sınırlandı. İranlı ziyaretçilerin sayısı azaldı. Şii grupların törenleri durdu. Cami, artık rejimin gücünü gösterdiği bir alana dönüştü.
2012'de silahlı çatışmaların başlamasının ardından Emevi Cami'nin yeni bir anlamı vardı. Muhalif gruplar camiyi, Şam'ı ele geçirmenin ve hükümeti devirmenin sembolü olarak görmeye başladı. "Emevi Cami'nde namaz kılma" söylemi, muhaliflerin temel motivasyonlarından biri haline geldi.
Bu dönemde Türkiye'den bazı siyasetçiler de bu motivasyonu benimsedi. Camide namaz kılma vaadi, Esad sonrası döneme işaret eden bir slogan oldu ancak çatışmalar Şam'ın merkezinde kalıcı olmadı. Cami, rejimin kontrolünde kaldı.
2013 ila 2015 yılları arasında Şam'ın çevre mahallelerindeki çatışmalar sırasında cami zarar gördü. Camiye yedi havan mermisi isabet etti. Hükümet, camiyi koruma gerekçesiyle çevredeki güvenlik önlemlerini artırdı.
Bu dönemde caminin sembolik önemi daha da arttı. Esad yönetimi, kontrol altında tuttuğu camiyi meşruiyetinin göstergesi olarak kullandı. Muhaliflerin motivasyonu ise aynıydı; Emevi Cami'nde o namaz kılınacaktı.
Rusya'nın 2015'te Suriye iç savaşına müdahalesi, savaşın seyrini değiştirdi. Şam'daki çatışmalar azalınca, camideki güvenlik önlemleri gevşetildi. İranlı ziyaretçiler yeniden gelmeye başladı ancak savaş öncesi dönemdeki yoğunluğa ulaşılamadı.
2016 ila 2019 yılları arasında Esad, camiyi "normalleşmenin simgesi" olarak kullanmaya çalıştı. Cuma hutbelerinde yeniden Şii-Sünni birliği vurgulandı. Ancak savaşın yarattığı mezhepsel gerilim, caminin eski konumuna dönmesini engelledi.
Dünyayı kasıp kavuran Kovid-19 salgını nedeniyle 2020'de cami ibadete kapandı. Bu dönemde camiye bakım ve onarım çalışmaları yapıldı. Cami 2021'de yeniden halka açıldığında, savaş öncesi dönemindeki canlılığını yitirmişti. Şii ziyaretçi sayısı azaldı, mezhepsel gerilim görünmez hale gelmişti. Takvimler 2022'yi gösterdiğinde, Emevi Cami artık ne İran ila Suriye ittifakının sembolü ne de muhaliflerin hedefiydi. Suriye'deki çatışmaların değişen doğası, caminin sembolik önemini azaltmıştı.
Heyet Tahrir Şam'ın (HTŞ) İdlib'den başlayıp Şam'a uzanan ve Esad'ı devirmesiyle sonuçlanan süreç, gözleri yeniden Emevi Cami'ne çevirdi. HTŞ lideri Ahmed eş-Şara (Colani) Şam'ın düşmesinin ardından Emevi Cami'ne gitti ve namaz kıldı.
ERDOĞAN, EMEVİ CAMİ'NDE NE ZAMAN NAMAZ KILACAK?
5 Eylül 2012'de, dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, yaptığı bir konuşmada, "Emevi Camisi'nde namazımızı da kılacağız." demişti. Erdoğan'ın yaptığı bu konuşma, Türkiye'de Esad ve Suriye hükümetine karşı tutumun sembolü olmuştu.
Erdoğan 2021'de attığı bir tweette de "CHP yarın Şam'a gidecek yüz bulamayacak göreceksiniz ama inşallah biz en kısa zamanda Şam'a gidecek, oradaki kardeşlerimizle muhabbetle kucaklaşacağız. İnşallah Selahaddin Eyyubi'nin kabri başında Fatiha okuyacak, Emevi Camisi'nde namazımızı da kılacağız. Bilali Habeşi'nin, İbn-i Arabi'nin türbesinde, Süleymaniye Külliyesi'nde, Hicaz Demiryolu İstasyonu'nda kardeşliğimiz için özgürce dua edeceğiz." demişti.
Erdoğan'ın bu sözlerinden tam 12 yıl sonra Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Başkanı İbrahim Kalın, HTŞ lideri eş-Şara'yla birlikte Emevi Cami'ne geldi ve namaz kıldı.
Şimdi ise akıllarda o soru var: "Erdoğan da Emevi Cami'nde namaz kılacak mı? Kılacaksa bu ne zaman gerçekleşecek?"
Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol