Tartışmalar, istifalar, suçlamalar; Süper Lig'in ilk yarısı sona erdi
- GİRİŞ25.12.2024 08:44
- GÜNCELLEME25.12.2024 09:40
Süper Lig’de 17. Hafta maçlarının ardından 2024/2025 sezonunun ilk yarısı da tamamlanmış oldu. Galatasaray en yakın rakibi Fenerbahçe’nin 8 puan önünde ilk yarıyı tamamlayarak şampiyonluk mücadelesinde önemli bir avantajı elinde tutuyor.
Futbolda yine maalesef saha içinden çok hakemleri konuştuğumuz, kulüplerin birbirlerini, kimi zaman federasyonu, kimi zaman federasyon kurullarını suçladıkları, kimi zaman da eleştirilerin dozunu sertleştirdikleri bir sezonu daha yaşıyoruz. Büyük umutlarla ve heyecanla başladığımız 2024/2025 sezonunda ilk yarı tamamlandı. Yazımın ilerleyen bölümlerinde 17 maçlık periyotta öne çıkan istatistiklerle ilgili detayları vereceğim ama öncesinde şunu vurgulamadan geçemeyeceğim. TFF Başkanlık seçimlerinde İbrahim Hacıosmanoğlu’nun başkan seçilmesiyle Türk futbolunda büyük ve yeni bir umut doğmuştu. Büyük krizlerle geçen önceki sezonların ardından tartışmalardan uzak daha çok futbola odaklanacağımız ve futbolumuz marka değerinin yükseleceği bir dönem olması hepimizin ortak ümidiydi. Ancak Ağustos’ta başlayan yeni sezonla birlikte maalesef yine eski alışkanlıklarımız ve tartışmalarımız da kaldığı yerden devam etti. Neredeyse her hafta bir takımın hakemlerle ilgili açıklama yaptığı, MHK’yi ya da TFF’yi istifaya davet ettiği 5 aylık bir dilim yaşadık. Üstelik bu tartışmaların dozu ne yazık ki sürekli arttı. Asırlık camialarımız kimi zaman yöneticileri, kimi zaman başkanları kimi zaman da sosyal medya hesapları aracılığıyla birbirlerine ağır suçlamalarda bulundular. Şunu özellikle vurgulamam lazım Türkiye’de hakem olmak gerçekten çok zor ve ne yazık ki hakemlerimiz de modern futbol standartlarının çok uzağında. Bunu UEFA ve FIFA’nın Türk hakemlerini görevlendirdiği ya da daha doğrusu görevlendirmediği organizasyonlarda net bir şekilde görebiliyoruz. Eğer UEFA ve FIFA Türk hakemlerini yetenekli görüp de uluslararası maçlar için görevlendirmiyorsa zaten konuşacak çok fazla bir şeyimiz yok. Ancak bu, Türk futbolunda tüm suçun hakemlerde olduğu anlamına mı gelmeli? Kulüplerimizi yönetenlerin, takımları borç batağına sokanların, yanlış transferlerle ülkemizin ekonomisine balta vuranların, kulüp yöneticiliğinden çok medya şovmeni gibi hareket edenlerin hiç mi suçu yok? Bu, takım ya da renk ayırt etmeksizin tüm kulüplerimiz için geçerli! Ya da kazanmak için her yol mübah anlayışıyla sahaya çıkıp tüm fair-play değerlerini hiçe sayan, hakemi aldatmaktan tutun da rakibinin atılması için her türlü numarayı yapan, meslektaşını sakatlayıp onun kariyerini tehlikeye atmaktan çekinmeyen futbolcularımızı ne yapacağız? Bakın bu liste uzayıp gider. Eğer Türk futbolunda suçlu arayacaksak-ki buna hakemlerimiz de dahil- birçok farklı parametreyi saymamız mümkün.
GALATASARAY FARKI
Şimdi gelelim gerçek futbola, yani saha içine. 17 haftalık dilimde Galatasaray ligimizin yenilgisiz tek takımı olarak liderlik koltuğuna oturuyor. Sarı-kırmızılılar 14 galibiyet ve 2 beraberlikle şampiyon kapattığı önceki iki sezonun ardından istikrarını korur bir görüntü çiziyor. Kadrosunu Osimhen gibi bir dünya yıldızı ile güçlendiren Galatasaray 17 haftada attığı 47 gol ve 28 averajla da bu alanda lider durumda. Ve Okan Buruk. Genç teknik adam sezonun ilk yarısında kariyer rekorlarına bir yenisini daha ekledi. 75 galibiyete, 90 maçta ulaşmayı başaran ilk teknik direktör olarak Türk futbol tarihine geçti. Galatasaray gerek oynadığı futbol gerekse puan avantajıyla sezonun ikinci yarısına oldukça avantajlı giriyor. Eğer ciddi bir kriz ortamı ya da takım için dengeleri bozacak bir gelişme olmazsa sarı-kırmızılılar bu sezon şampiyonluk ipini daha erken göğüsleyebilir.
FENERBAHÇE’DE NELER OLACAK?
Sezona Jose Mourinho hamlesi ile başlayan Fenerbahçe için ise sezonun ilk yarısının pek de iyi gittiği söylenemez. Zira sarı-lacivertliler şampiyonluk yarışındaki ezeli rakibi Galatasaray’ın 8 puan gerisinde. Üstelik ligin üst sırasında yer alan rakipleriyle oynadıkları hiçbir maçı kazanamadılar. Galatasaray ve Beşiktaş’la oynadıkları derbi maçları da kaybettiler. Üstelik oyun anlamında da Mourinho’nun takımı geçtiğimiz yılın çok uzağında. Yani taraftarı memnun eden ümitlendiren bir oyun olduğunu söylemek çok güç. Bu da Galatasaray’ın hem oyun hem de puan olarak sürklase ettiği bir sezon ilk yarısı için moral üstünlüğün de rakibinde olmasına neden oluyor.
Peki Fenerbahçe bu durumu nasıl değiştirebilir. Öncelikle camianın birlik beraberlik içerisinde olması bununla birlikte Mourinho ve ekibine güvenmesi gerekiyor. Yapılacak en az 2-3 nokta ve yıldız transferle de moral üstünlük tekrar ele alınabilir. Ondan sonrası ise tamamen saha içi gerçekliklere kalacaktır. Arka arkaya alınacak galibiyetler ve Galatasaray’ın olası puan kayıpları Fenerbahçe adına işleri biranda değiştirecektir.
BEŞİKTAŞ’TA İŞLER İYİ GİTMİYOR
Beşiktaş yönetim krizleri yaşadığı bir dönemin ardından olağanüstü seçimli genel kurula gidiyor. Yeni gelecek başkanın işi hiçte kolay olmayacak. Ağır bir borç yükü ve başarısız geçen bir futbol dönemi siyah-beyazlılar için kaybedilmiş bir sezon anlamına geliyor. Sezonun geri kalan bölümünde takımın başında Serdar Topraktepe mi olacak yoksa yeni bir teknik adam mı gelecek, yüksek maliyetli ancak takıma hiçbir katkısı olmayan yabancı futbolcuların durumu ne olacak gibi kritik sorular önümüzdeki günlerde çokça konuşulmaya devam edecek.
ALKIŞLAR SELÇUK İNAN’A
Trabzonspor ise Şenol Güneş yönetiminde bir türlü beklenen çıkışı yakalayamadı. Sezonun ilk yarısını 19 puanla 13. sırada tamamlayan Bordo-mavililer için devre arası büyük bir fırsat. Takıma yapılacak doğru takviyelerle Trabzonspor ligin ikinci yarısında üst sıralara doğru tırmanacaktır.
Ligin ilk devresinin bana göre en başarılı takımları arasında Samsunspor, Göztepe ve Eyüpspor’u saymak mümkün. Üç takım da aldıkları başarılı sonuçlarla taraftarlarını ziyadesiyle memnun ederken ligin ilk yarısını da ilk 5 içinde tamamladılar.
Takımını düşme hattından alarak 8. sıraya kadar çıkartan ve iç sahada oynadıkları son 8 maçın 7’sini kazanarak dikkatleri üzerine çeken Gaziantep FK Teknik Direktörü Selçuk İnan’a ayrı bir parantez açmak gerekiyor. Genç teknik adam mütevazı duruşu, tartışmalardan ve polemiklerden uzak kalması ve başarılı grafiğiyle Türk futbolunun geleceği adına ümit veriyor.
Bir sonraki hafta başlayacak ligin ikinci yarısı öncesi tüm takımlarımıza başarılar dilerken, pek ümitli olmamakla birlikte tartışmalardan, polemiklerden, skandallardan uzak bir futbol iklimi temenni ediyorum.
Ersin Şiyhan / Haber7
Yorumlar32