Fenerbahçe şampiyonluk modunu açtı…
- GİRİŞ03.03.2025 08:40
- GÜNCELLEME12.03.2025 16:08
Futbolda iddialı cümleler kurmayı sevmem ancak görünen köy kılavuz istemiyor. Antalyaspor engelini 3-0’la geçen Fenerbahçe, Galatasaray’ın Kasımpaşa deplasmanında 2 puan kaybetmesiyle şampiyonluk modunu açmıştır.
Geçtiğimiz haftaki tatsız tutsuz derbiden sonra Galatasaray’ın ikili averaj üstünlüğünü de ele geçirerek puan farkını koruması ligin geri kalanı için hesapları karıştırmıştı. Fikstür dezavantajı olan Galatasaray’ın daha ilk zorlu deplasmanı olan Kasımpaşa karşısında aldığı 3-3’lük beraberlik, Fenerbahçeli taraftarları fazlasıyla heyecanlandırdı. Aynı günün akşamında Kadıköy’de Antalyaspor’u ağırlayan sarı lacivertliler ilk yarıda bulduğu gollerle rakibini 3-0’lık net bir skorla mağlup etti ve sarı kırmızılılarla arasındaki puan farkını 4’e indirdi. Peki bu puan farkına karşın neden ben dahil futbol yorumcularının çoğu Fenerbahçe’nin avantajlı olduğunu düşünüyor? Çünkü sarı lacivertlilerin her hafta artan oyun performansı, başta Youssef En-Nesyri olmak üzere yıldız isimlerinin form grafikleri ve istatistiklere de yansıyan Fenerbahçe’nin oyun kalitesi…
Fenerbahçe takımında ayrı bir parantez açılmasını hak eden isimlerin başında kesinlikle Faslı golcü Youssef En-Nesyri geliyor. İlk geldiği günlerde haksızca eleştirilen yıldız forvet, form grafiğini o kadar hızlı yükseltti ki sade ligimizin değil Avrupa’nın da adından en çok söz ettiren golcülerinden oldu. Uzun yıllardır böylesi bir golcüyü kadrosuna katamayan Fenerbahçe sabrının sonucunu almış görünüyor. Özellikle hava toplarındaki hakimiyeti ve mesafe tanımaksızın attığın kafa golleri En Nesyri’yi sarı lacivertlilerin şampiyonluk yürüyüşündeki kilit oyunculardan biri haline getirdi. Faslı golcü, Fenerbahçe efsanesi Alex de Souza’dan sonra üst üste altı iç saha maçında gol atan ilk isim oldu; tam 19 yıl sonra…
Fenerbahçe üst üste 9’uncu iç saha galibiyetini alırken, Aralık ayındaki Beşiktaş mağlubiyetinden sonraki yenilmezlik serisini de sürdürdü. Bu haftayı ligde BAY geçecek olan Jose Mourinho’nun öğrencileri UEFA Avrupa Ligi’nde oynayacağı Rangers maçından sonra ligde sahasında Samsunspor’u ağırlayacak.
G.SARAY’DA İŞLER İYİ GİTMİYOR
Avrupa’da hayal kırıklığı yaşatan ve erken elenen Galatasaray, Fenerbahçe derbisinin ardından Kasımpaşa maçından da beraberlikle ayrılarak şampiyonluk yolunda kritik 4 puan kaybetti. AZ Alkmaar maçları da dikkate alındığında sarı kırmızılılar son 6 maçta sadece 1 galibiyet alabildi. Takımın form grafiği de pek iç açıcı değil. Sezon başında yaptığı pres rakip ceza sahasındaki oyun gücüyle rakiplerinin çok önünde olan Galatasaray, son dönemde bu özelliklerinin çok gerisinde kaldı. Başta Cuesta olmak üzere bazı transferler takıma yeterli katkıyı sağlamaktan çok uzak. Ciddi bütçeler ayrılarak yapılan bu hamlelerin başarısızlıkla sonuçlanması hem maddi hem de manevi olarak yıpratıcı oluyor. Bunlarla birlikte teknik direktör Okan Buruk’un da kadro ve oyuncu değişikliği tercihleri artık çok daha fazla tartışılıyor. Özellikle Kasımpaşa maçında 2-1’den dönülüp 3-2 ile skor üstünlüğü ele geçirildiğinde Sallai ve Lemina’nın oyundan alınmasına hiç kimse anlam veremedi. Ve Galatasaray zorlu bir deplasmanda çok kritik 2 puan kaybetti. Sarı kırmızılı camia, saha dışından çok artık saha içine odaklanmalı. Mental olarak takım yeniden şampiyonluk havasına sokulmazsa 4 puanlık fark da kısa süre sonra kapanır.
BEŞİKTAŞ’TA SOLKSJAER ETKİSİ
Yönetimsel ve saha içi krizleriyle lige ve Avrupa’ya erken havlu atan Beşiktaş’ta teknik direktörlük görevine Ole Gunnar Solksjaer’in getirilmesiyle adeta kara bulutlar dağıldı ve güneşli günler geri geldi. Siyah-beyazlılar Kayserispor’u 2-0’la geçerken üst üste dördüncü galibiyetini alarak çıkışını sürdürdü. Beşiktaş’ta skorlardan bağımsız olarak oyun anlamında da olumlu bir ivmeden söz etmeliyiz. Özellikle Solksjaer’in gelişinin ardından başta Rafa Silva olmak üzere yabancı oyunculardaki performans artışı da dikkati çekiyor. Bu kadar sıkıntıya ve kötü geçen bir sezona karşın ligi 3. Sırada bitirmek Beşiktaş açısından çok iyi bir başarı olacaktır.
NİCE 30 YILLARA KANAL 7…
Yakın dönem siyasi hayatımızın en demokratik duruşlarından birini sergileyen, özellikle 28 Şubat sürecinde tüm baskı ve tehditlere karşı halkın ve Hakk’ın yanında duran Kanal 7 Medya Grubu 30. Yılını görkemli bir törenle kutladı. Cumhurbaşkanımız Sn. Recep Tayyip Erdoğan’ın teşrifleriyle gerçekleştirilen gecenin yine bir 28 Şubat günü yapılması da oldukça anlamlıydı. Naçizane bir parçası olmaktan gurur duyduğum Kanal 7 ailesine şükranlarımı sunarken Türk basın ve medya tarihinde nice 30 yıllara ulaşmalarını Rabbimden niyaz ediyorum.
Yorumlar3