Çok yazık oldu…
- GİRİŞ14.03.2025 08:42
- GÜNCELLEME14.03.2025 09:04
Fenerbahçe’nin Glasgow Rangers’a penaltı atışları sonucunda elenmesiyle tek takımla temsil edildiğimiz Avrupa arenasına yine çeyrek final göremeden veda ettik.
UEFA Avrupa Ligi play-off turu ilk maçında İstanbul’da rakibine 3-1 yenilen Fenerbahçe’nin tur umutları birçok kişi için erken bitmişti. Ancak rövanş maçında sahada öyle bir Fenerbahçe vardı ki; sarı lacivertliler Rangers’ı sürklase ederken skor dezavantajını da lehine çeviriyor ve maçı uzatmalara taşıyordu. Syzmanski’nin harika golleri, Mert Müldür’ün muhteşem futboluna kaleci İrfan Can Eğribayat’ın olağanüstü kurtarışları eklenince “imkansız” denilen turun ibresi biranda Fenerbahçe’ye dönmüştü. Aslında temsilcimiz 3,4 hatta 5’inci golü bile bulacak fırsatları dahi yakalamıştı. Ancak gerek En-Nesyri’nin gününde olmaması gerekse son vuruşlardaki etkisizlikler gerekse Rangers kalecisi Butland’ın kurtarışları farkın açılmasını engelledi. Bu şartlar altında maçı uzatmalara taşıyan Jose Mourinho’nun öğrencileri uzatmalarda da istedikleri fırsatları yakaladılar belki ancak bir türlü “tur”un kapısını sonuna kadar açacak o gol gelmedi.
PERİ MASALI KABUSA DÖNDÜ!
Önceki gün Real Madrid ile Atletico Madrid arasında oynanan Şampiyonlar Ligi play-off müsabakasının penaltı atışlarına gitmesi ve Atletico Madrid’in dramatik bir şekilde elenmesi, Fenerbahçe’nin Rangers karşısında birçoğumuzun korkusu olmuştu. Ve ne yazık ki korktuğumuz başımıza geldi. Önce Tadic ardından Fred ve son olarak Mert Hakan Yandaş’ın kaçırdığı penaltılar “peri masalı”nın da sonunu kabusa çevirdi.
Fenerbahçe Ibrox Stadyumu’ndaki performansı ile turu sonuna kadar hak etmişti ancak futbolda bu kadar penaltı atışının kaçırılmasının telafisi olmaz.
Sonuç olarak Avrupa kupalarındaki tek temsilcimiz olan Fenerbahçe, UEFA Avrupa Ligi defterini çeyrek final göremeden kapatmış oldu. Temsilcimizi bize yaşattığı heyecan ve ülke futboluna yaptığı katkılar nedeniyle kutlarım.
DAHA NE KADAR BAŞARISIZ OLACAĞIZ?
Ancak, daha önceki bir yazılarımda da değindiğim gibi Türk futbolu adına artık sözün bittiği yer olması için daha ne kadar başarısız olacağız? Takımlarımızın her sezon yaptığı milyonlarca euroluk transfer harcamaları ve buna karşılık çeyrek finalden öteye gidemeyişimiz, ligimizin kalitesizliği, yaşadığımız sığ tartışmalarımız vs…
Yine kendi ligimize döneceğiz, gündemimiz yine hakemler olacak. İşgüzar yöneticilerin laf ebelikleri ile camiaları birbirlerine düşürmelerini ibretle izleyeceğiz, spor medyamız hiçbir şey olmamış gibi yine amigoluk yaparak rating peşinde koşacak ve biz “şampiyon oldu” diye takımımızı alkışlayıp her şeyi unutacağız.
Sadece Avrupar Ligi’nde son 8’e kalan takımlara bakalım; Lazio, Bodo Glimt, Eintracht Frankfurt, Tottenham, Lyon, Manchester United, Athletic Bilbao ve Rangers…Manchester United ve Tottenham hariç diğerlerinin transfer bütçeleri, piyasa değerleri emin olun Fenerbahçe’den, Galatasaray’dan Beşiktaş’tan çok çok yüksek değildir. Ya yakınlardır ya da daha aşağıda…Hatta Fenerbahçe’nin elendiği Rangers’ın piyasa değeri (79 milyon euro) Fenerbahçe’nin (240 milyon euro) yaklaşık 3’te 1’i kadardır. Bu sadece Fenerbahçe’ye özgü bir durum değil. Galatasaray’ın bir önceki turda elendiği Hollanda ekibi Az Alkmaar’ın (78 milyon euro) değeri ile sarı kırmızılıların (277 milyon euro) kadrosu arasında neredeyse 3,5 kat fark vardır.
BAŞARILARIN ÇOK UZAĞINDAYIZ
Bu örnekler çoğaltılabilir. Maalesef futbolda kulüpler düzeyinde arzu ettiğimiz başarıları yakalamaktan şimdilik çok uzağız. Buna bir de bozuk ekonomik sistemler ve altyapı eksiklikleri eklenince önümüzdeki dönemdeler de pek parlak gözükmüyor. İnşallah yanılırım.
Yorumlar24