Süleyman Demirel ve 1 Mayıs 1977
- GİRİŞ03.05.2009 07:34
- GÜNCELLEME03.05.2009 07:34
1 Mayıs Cuma günü, gözlerimiz ekranlarda olayları izlerken bendeniz en çok Süleyman Demirel’i düşündüm.
1 Mayıs’la Süleyman Demirel’in ne alakası var diye düşünebilirsiniz ama kanımca alaka sanıldığından çok daha girift ve önemli.
1 Mayıs 2009 günü, seneler sonra 1 Mayıs ‘Emek ve dayanışma günü’ olarak kutlandı, sendikalardan, siyasal partilerden makul (!) bir sayı Taksim Meydanı’na girdi.
Bu gelişmeler yaşanırken 39 kişinin yaşamını yitirdiği 1 Mayıs 1977 gününü düşünmemek, hatırlamamak doğal olarak mümkün değildi.
1 Mayıs 1977 günü İstanbul Taksim Meydanı’nda bir katliam yaşandı ve bir Türkiye klasiği olarak aradan geçen 32 seneye rağmen bu katliamın sorumlularını bulamadık, bu iğrenç olay aydınlanmadı.
Bu olayın aydınlanmaması özünde Türkiye Devleti için büyük bir ayıp ama kimse meselenin bu yönüyle ilgilenmiyor.
1 Mayıs Cuma günü, Nişantaşı ve Pangaltı’da küçük olaylar yaşanırken bendeniz de CNN Türk’e davetli idim ve program sunucusuna şöyle dedim: ‘Aslında bu akşam CNN Türk ekranlarına mutlaka Süleyman Demirel ve o dönemde kilit görevler yapanlar davet edilmeli ve şu iğrenç 1 Mayıs 1977 meselesi tüm detaylarıyla o dönemin sorumluları tarafından masaya yatırılmalı’.
Süleyman Demirel 1 Mayıs 1977’nin Başbakanı, yani en etkili, yetkili ismi.
Dönemin Başbakanlık Müsteşarı Sayın Ekrem Ceyhun ve yanılmıyorsam, Allah ömür versin, hayatta.
Aynı dönemin (1 Mayıs 1977) Emniyet Genel Müdürü Sayın Metin Dirimtekin de yanılmıyorsam hayatta.
İşin ilginç tarafı, Sayın Dirimtekin’den hemen sonra, 22 Ekim 1977’de Sayın Vecdi Gönül, bugünün Milli Savunma Bakanı, bu göreve geliyor.
İnsan ister istemez merak ediyor, acaba Sayın Vecdi Gönül göreve geldiğinde beş ay önce Taksim Meydanı’nda yaşanan bir katliam hakkında bir araştırma yaptırdı mı, bu araştırmada ne gibi sonuçlar elde etti?
Umarım bu konu Sayın Vecdi Gönül’e ülkemiz gayrimüslim yurttaşlarını layık gördüklerinden daha ilginç gelmiştir.
Dönemin İstanbul Valisi Sayın Namık Kemal Şentürk de yanılmıyorsam hayatta; herhalde dönemin İstanbul Valisi de, en yüksek memur olduğu kentte yaşanan bu katliam hakkında basına yansımayan bilgilere sahiptir düşünüyorum.
Dönemin Genelkurmay Başkanı Semih Sancar aramızda artık yok ama eminim TSK içinde de konuya ilişkin bilgi sahibi birimler hala mevcuttur.
Dönemin İçişleri Bakanı Sayın Sebahattin Özbek yaklaşan seçimler nedeniyle göreve üç aya için gelen bir bakan ve bugün aramızda yok; ancak, görevi aldığı Sayın Oğuzhan Asiltürk hayatta ve muhtemelen konuya ilişkin bilgi sahibidir.
Sayın Necmettin Erbakan’ın da dönemin Başbakan yardımcısı olduğunu hatırlatalım.
Dönemin MİT müsteşarı Hamza Gürgüç ve MİT müsteşar muavini Hiram Abbas bugün aramızda yoklar ama Teşkilat içerisinde konuya ilişkin bilgi sahibi insanların olduğuna kuşkum yok.
Başta Süleyman Demirel olmak üzere dönemin hayatta olan devlet yetkililerini bir masa etrafına toplayıp konuyu tartışmak mutlaka çok öğretici olur diye düşünüyorum.
Bu meselede Süleyman Demirel ismi üzerinde özellikle duruyorum zira şayet kendisi bu olayın üzerine gidebilse idi muhtemelen ülkemiz ve Demirel 12 Eylül faciasını yaşamayabilir idi.
Eser KARAKAŞ / Star
ekarakas@stargazete.com
Yorumlar6