Bu başarıya gerçekten çok ihtiyacımız vardı. 16 yıl sonra Avrupa Şampiyonası'nda gruptan çıkarak ilk hedefe ulaştık. 

Bu turnuvaya hazırlanırken sakatlıklar canımızı sıktı, formda oyuncu sayımız istediğimiz seviyede değildi. İlk maçtaki coşkumuz, ikinci maçta hayal kırıklığına döndü. Tarih, yine tekerrürden ibaret olduğunu kanıtlarcasına harika bir final maçı izletti bize yine. Tıpkı Euro 2008'deki gibi; grupta Portekiz'e yenilip, Çekleri geçip üst tura yükseldik. 
Hakan Çalhanoğlu'nun attığı gol, milli takım klasikleri arasına girdi. Avrupa futbolunda yıldızının parladığı stadyumda, kaptan yeniden sahne aldı. Milli takım performansı uzun süredir eleştiri alsa da, her zaman saygıyla karşılayıp ay yıldızlı formaya en iyi şekilde hizmet etmeye çalıştı.

Kader, gayrete aşıktır. Karşılaşmadan önce, tüm bu çabasının mükafatını alacağını söylemiştim; kendisine; öyle de oldu. Milyonları sevinçten ayağa kaldırdı Hakan Çalhanoğlu. 

Rakip uzun süre 10 kişi oynadı ve özellikle fiziksel açıdan bizi zorladılar. İlk yarı üretkenliğimiz istenilen seviyede değildi. İkinci yarının başlarında bulduğumuz gol sonrası, derinde bekleyip geçiş kovalamamız normal. Montella'nın Cenk Tosun ve Kerem Aktürkoğlu değişiklikleri rakibin savunmasını sarstı. İkinci bölgede Kaan Ayhan ve Okay Yokuşlu'nun direncimizi yükselttiğini de eklemek gerekiyor.

Montella'nın oyunu çeşitlendirmesi gerektğini uzun süredir dile getiriyoruz. Cenk hamlesi, umarım Avusturya maçı öncesi bir adımdır. İtalyan teknik adamın oyuna baktığı pencereye saygı duymakla beraber, kadromuzda 3 değerli santforun olduğu düzende mutlaka yeniliklere açık olmak gerek.

Turnuva boyunca bize hayaller kurduran, gözbebeğimiz Arda Güler fiziksel açıdan zaman zaman hazır olmadığını hissettirdi. Barış ve Kenan'ın iki çizgiye bastığı düzende Arda ve Hakan, rakip savunmaya en yakın alandaydı. Bu düzende Arda, girdiği ikili mücadelerde zayıf kalsa da Avusturya karşısında kesinlikle ilk 11'de yer almalı. Hakan Çalhanoğlu'nun kart cezalısı olduğu müsabakada Arda'nın üretkenliğine kesinlikle ihtiyacımız olacak.

Turnuvanın en dinamik ve modern oyunlarından birini oynayan Avusturya karşısında dikkatli, yakın savunmalı, boş alanları hızlı ve akılcı kullanarak rakip kaleye seri halde ulaşmalıyız. Yakın zamanda oynadığımız hazırlık maçından daha farklı atmosferde oynayacağız. Daha güçlü bir oyunla, daha iyi performansla, önce inanarak adım atmalıyız. 

Başarılar ve yolunuz açık olsun Bizim Çocuklar!