İzlanda bize deplasmanda ters gelen bir rakipti. Üstelik zemin şartları da eklenince işlerin zorlaşma ihtimali artmıştı. Maça istekli başlasak da yediğimiz gol elbette moralleri bozdu. Ancak kaliteli ve yetenekli oyuncu grubumuzun sahaya yüreğini koyduğunda neler yapabileceğini gösterdi. Tarihimizde ilk kez İzlanda'yı deplasmanda mağlup ettik. Tıpkı Hırvatistan deplasmanında yaptığımız gibi. Tıpkı, Avrupa Şampiyonası'na lider katılmak gibi. Montella ve bu genç kuşak, bizlere ilkleri yaşatmayı sürdürüyor.

İzlanda karşısında Montella'nın sahaya çıkardığı kadro, hücum yapmayı seven, top ile ilişkisi çok iyi olan, birbirini tamamlayan oyunculardan kuruluydu. Kerem Aktürkoğlu'nun ileri uçta oynaması ilk yarı bazı anlarda ofsayt çizgisi konusunda tereddüt yarattı. Ancak galibiyet golü, Kerem'in son dakikalarda kaleciye yaptığı baskıyla geldi.

İlk yarı skor olarak geride olsak da mücadeleden asla vazgeçmedik. İkinci yarıya inanarak, skora beraber dert edinerek başladık. Hakan Çalhanoğlu, takımı saha içinde çok iyi yönetti. Şanssız şekilde penaltı iptal oldu ama ikinci penaltıya aynı inanç ile gitti ve golü attı. İrfan Can Kahveci'nin takımı ateşleyen golü dışında oyunun her dakikasındaki inadı rakibin sertliğine adeta cevap niteliğindeydi. Arda Güler, top ayağına her geldiğinde en iyi opsiyonu aramaya gayret etti. Ancak bazı pozisyonlarda atağı kendi bitirmek istemesinden ziyade daha müsait noktadaki takım arkadaşlarını görmesi gerekirdi. Genç yıldız, attığı gol ile maça damga vuran isimlerden biriydi. Kenan Yıldız, milli takımımızın galibiyete ulaşmasında önemli rol oynadı. Rakibin üstüne ısrarla gidip adam eksilttiği her an, hücumda avantaj elde ettik. Orkun Kökçü'nün de bağlantı noktalarındaki çalışkanlığı çok kritikti. Savunmada ve hücumda ayakta kalan bir Orkun izledik.

Avrupa'nın en genç ve yetenekli milli takımlarından biri konumundayız. Yurtdışında elit seviyede başarıyla forma giyen oyuncularımızın yanısıra Süper Lig'den de ihraca devam edeceğiz.

Montella'nın oyuncular ile kurduğu iletişim, futbolcularımızın birbiriyle saha içinde ve dışında yakaladıkları frekans gelecek adına hayal kurmamızı sağlıyor.

Bizim yerimiz artık A Ligi olmalı. Hedefimiz de önce 2026 Dünya Kupası'na katılmak, ardından 2002 yılından beri hasret kaldığımız o sahnede ay yıldızlı bayrağımızı en iyi şekilde temsil etmek; unutulmaz zaferler yaşamak olmalı.

Bu yüksek potansiyel, başarıya döndürülecektir. 2024 Avrupa Şampiyonası'nda daha ileri gidebilirdik; darısı Dünya Kupası'na.

Bu hedefe ilerlerken de Uluslar Ligi'ndeki yolculuğumuzu da en iyi şekilde tamamlamayı ihmal etmemeliyiz.

İzlanda galibiyeti ile liderliğimizi iyice sağlamlaştırdık, sırada Galler'i mağlup ederek bu çalışmaların karşılığını almak var.

Tebrikler ve başarılar Bizim Çocuklar!

Evren Göz - Haber7