UEFA Avrupa Ligi'nde tarihi bir gece yaşadık. Yeni formatta ilk kez tüm maçlar aynı anda başladı ve büyük heyecana sahne oldu. Galatasaray ve Fenerbahçe'nin turu geçmesine sevindik; Beşiktaş'ın elenmesine üzüldük.

Galatasaray, Ajax önüne şüphesiz sezonun en formda haliyle çıkmadı. Sarı kırmızılılar, bir süredir formda değil ve bu yıl ilk kez mağlup oldu. Bir üst tura çıkmayı garantilemiş olmanın rahatlığı mı bilinmez ama Galatasaray'ın hızlı bir biçimde toparlanması gerekiyor. Böylesine kolay bir fikstürde, ilk 4 maçta 10 puan alıp ikinci 4 maçta 3 puan almak ciddi anlamda sorgulanmalıdır. Özellikle ilk 8'in dışında kalmak, final hedeflenen yolun daha da zorlu hale gelmesine yol açtı.

BERKAN'IN HATASI PAHALIYA MAL OLDU

Hollanda'da Jakobs'un yerine oynayan Berkan, çok dikkatli ve yürekten mücadele etti ancak goldeki hatası elbette pahalıya mal oldu.

Geçen yıl, Avrupa Ligi'nde Sparta Prag deplasmanına, Kaan Ayhan ve Berkan Kutlu bekleriyle başlayan sarı kırmızılı ekip, 1 yıl sonra yine aynı şekilde sahaya çıkıyorsa, buradaki problemi yüksek sesle konuşmamak anlamsızdır.

Galatasaray, 3.sezonuna girdiği şampiyonluklarla dolu döneminde belki de transfere en çok ihtiyaç duyduğu dönemi yaşıyor. Takıma doğru eklemelerin yapılmaması halinde yalnızca Avrupa Ligi'ndeki hedef değil, Süper Lig'deki zirve de zora girebilir.

Ayrıca sadece transfer değil, form düşüklüğü yaşayan oyuncuların acilen eski düzeye ulaşmaları gerek.

Okan Buruk yönetiminde Galatasaray'ın genelde sezon başı ve ikinci yarının ilk haftalarında bocalayıp sonradan açıldığı da unutulmamalıdır.

Fenerbahçe ise Danimarka'da korku dolu anlar yaşadı. Avrupa Ligi'nde yoluna devam eden sarı lacivertliler, çok kritik bir eşiği geçti.

Midtjylland deplasmanı, gerek zemin şartları gerekse kadrodaki eksikler açısından gerçekten çok zordu.

Üstelik, Fenerbahçe öne geçip kalitesini de ortaya koydu ancak bu sezon, Mourinho oyunundaki sert iniş çıkışlar bu maçta da gözlemlendi. 90 dakikanın bazı kısımlarını çok iyi geçen Fenerbahçe, geride bekleyen oyun anlayışıyla rakiplerini cesaretlendirip, topla oynamalarına fazlasıyla müsade edince kalesini gole kapatamadı. Böylesine net oyun farklılıkları, daha dengeli hale gelebilmeli. Yeni transferlerin de etkisiyle kadrosu daha da güçlenecek olan sarı lacivertli ekip, ikili maçlarda gücünü daha çok hissettirecektir.

Uzun zamandır formasından uzak olan İsmail Yüksek, takımın en iyi isimlerinden biriydi.  Dzeko'nun klasını gösterdiği maçta, En Nesyri'nin golü gecenin en şık gollerinden biriydi.

Beşiktaş'ın Twente karşısında deplasman kabusu devam etti. Süper Lig'de 10 deplasmandan 2 galibiyet çıkaran Siyah beyazlı ekip, Avrupa Ligi'nde de 4.deplasman maçında 3.mağlubiyetini yaşayarak kupaya veda etti. Ancak veda ederken, ilk 8'de yer alan Atletic Bilbao ve Lyon'u yenmesi, bu sezonun tam da özeti niteliğinde bir durum.

Hücumda üretkenlikten uzak bir görüntü ortaya koyan siyah beyazlılar, kısa sürede çıktığı 3.maçında kadrosunun derin olmamasın da sıkıntısını yaşadı. Birkaç sezondur kurulan kadrolardaki bazı eksiklikler, her ne kadar kaliteli ayaklar olsa da takım oyunundaki problemleri de beraberinde getiriyor. Hollanda'da Beşiktaş'ın daha iyi bir skor alması, yoluna devam etmesi mümkündü ancak bazen hatalardan ders çıkarmak da gerekir. Özellikle transferde bu dönem ve yaz döneminde Beşiktaş'ın nokta atışı isimlere gidip, oynamak istediği oyuna uygun futbolcularla yoluna devam etmeye mecbur olduğu gerçek.

Bir üst turda Galatasaray ve Fenerbahçe'ye başarılar dileyerek, ligimizdeki tempo ve oyun kalitesinin artmasını temenni ediyorum. Böylelikle Avrupa arenasına çıktığımızda ayaklarımızın yere daha sağlam basması, rakiplere de daha zor anlar yaşatmamız mümkün olacaktır.

Evren Göz - Haber7