A Ligi'ne a kalite oyun!
- GİRİŞ24.03.2025 09:03
- GÜNCELLEME26.03.2025 15:50
Bizim Çocuklar, kaldığı yerden devam ediyor. İstanbul'da Macarları iyi futbol ve avantajlı skor ile göndermiştik.
Rövanş, aslında 3 yıldır evinde mağlup olmayan Macaristan'ı düşündüğümüzde kolay olmayacak gibiydi. Ancak Montella'nın planı, oyuncularımızın kalitesi ve tutkusu sonuç için yeterli oldu.
YOLCULUK EMİN ADIMLARLA İLERLİYOR
Avrupa'da son yıllarda özellikle kendi sahasında zorlu bir rakip olan Macaristan'ı, beklenenden daha kolay geçerek adımızı A Ligi'ne yazdırdık. Artık, hak ettiğimiz yerdeyiz. C Ligi'nden başlanan bu yolculuk, emin adımlarla devam ediyor.
2026 Dünya Kupası elemeleri öncesi, her ne kadar B Ligi'nden kupaya katılım yolu hakkımızı kaybetsek de bu iki maç gerçekten çok iyi geldi.
Montella, cezalı Orkun Kökçü yerine İsmail Yüksek'i, Barış Alper yerine de Arda Güler'i kullanarak orta sahada dengeli kalmayı tercih etti. İlk maçta sakatlanan Kaan Ayhan'ın yerine de Mert Müldür başarıyla mücadele etti.
Sertlik seviyesi yüksek ve kontrollü başladı maç. Karşılaşmanın Alman hakemi Zwayer'in tecrübesi, oyunu kontrol etmesini sağladı ve adeta hakemlik dersi verdi.
Macar temposunu kırdıktan sonra atabileceğimiz ilk gol A Ligi kapısını aralamak anlamına geliyordu. Tam olarak Montella'nın istediği gibi oldu. Pivot santrforsuz ancak bol forvetli, iştahlı oyunumuzun karşılığı alındı. Rakip kalede göründükçe hata yapacaklarını biliyorduk çünkü onlardan iyi olduğumuza emindik.
Kaptanımız, göz bebeğimiz Hakan Çalhanoğlu'nun penaltısıyla öne geçince rakip oyundan koptu. Hemen ardından Avrupa futbolunun parlayan yıldızı Arda Güler, fişi çekti. 37 ve 39'da bulunan goller, Macar futbolseverlerin de umutlarını yıktı.
Sisteme inanan ve hataya yer bırakmak istemeyen İtalyan teknik adam, sarı kartı ve maç eksiği bulunan İsmail'e mücadelesi için teşekkür ederek ikinci yarıya Salih Özcan ile çıktı. Skor ne olursa olsun ciddiyet, futbolda asla terketmemeniz gereken bir şeydir. Bizim Çocuklar, oyunu ve rakibi ciddiye alarak ikinci yarıda da aynı konsantrasyon ile sahadaydı.
OYUNCULARIMIZA TEKNİK DİREKTÖRÜMÜZE SAHİP ÇIKMALIYIZ
Hedef A Ligi ise, kalite de A sınıf olmalıydı. Avrupa'nın en üst seviye liglerinde forma giyen oyuncu sayısının çokluğu, bu tip dakikalarda rehavete kapılmayı engelliyor. Bizim Çocuklar diye söylemiyorum ama gerçekten Avrupa'nın en genç, en potansiyelli ve yukarı doğru giden milli takımlarından birine sahibiz. Oyuncularımıza, teknik direktörümüze sahip çıkmalıyız. Hatalar elbette olacaktır; olmalıdır da.
İkinci yarı oyuna giren Yusuf Akçiçek'in pırıl pırıl geleceği var önünde. Deniz Gül'ün, ilk maçta süre alan Can Uzun'un bu takımda yer alması gerçekten hem onlar için hem de gözümüzün önünde büyüyen bu nesli analiz eden bizler için büyük bir şanstır. Elbette futbolseverlerin, futbolun mekanikleştiği bu devirde özel yeteneklerle dolu milli takımı izlemesi, onlarla gururlanması şüphesiz en büyük keyiflerden biri.
EURO 2024'te Hollanda karşısında, yarı finalin kapısından dönmüştük. Futbol, sonuç oyunudur. Montella ve ekibini, Bizim Çocuklar'ı, yürekten kutluyorum. Gururla, geleceğe umutla bakarak yeni hedeflere doğru gideceğiz.
Futbol tarihimizde, 1956 yılında efsane Macar takımını yendiğimiz gün uzun yıllar anlatılmıştır.
TARİHİN TEKERRÜRLERİNDEN BİRİ
4 yıldır yenilmeyen (41 maça denk gelir) Puşkaşlı Macaristan'i yenen takımımızda golleri atan Lefter ve Metin Oktay o günü hep gururla anlatmıştır. Aradan geçen 69 yıl sonra, bu kez sahasında 3 yıldır yenilmeyen Macarları yenmek, tarihin tekerrürlerinden biridir.
Evren Göz - Haber7
Yorumlar2