Eşit yurttaşlık anlayışına dayalı kimliklerin tanınmasından bahsediyorlar.

Kimin Kürt, kimin Laz, kimin Arnavut, kimin Gürcü, kimin ne olduğu kimliğinde yazmalı, anayasa ile güvence altına alınmalı, diyorlar.

Anadilde eğitim diyorlar.

Çocuk anaokulundan başlayarak üniversite dahil, kendi anadilinde eğitim almalı, diyorlar.

Bölgesel yönetimler olmalı, buraların kendi hukuku, kendi polisi, kendi anayasası olmalı, diyorlar.

Yerel hükümetler kurulmalı, kendi içinde bağımsız olmalı, yargı sistemi o bölgeye özgü olmalı, polis gücü o bölgenin insanından oluşmalı, diyorlar.

Bu saydığım başlıklara “Kürt sorunu” diyorlar.

Başka konular da var ama ilk etapta bunların çözülmesini istiyorlar.

Şimdi şöyle…

Bir ülkenin anayasasında etnik kimliklerden bahsedilebilir, ülkede kimlerin yaşadığı tarif edilebilir fakat nüfus cüzdanına yazılamaz.

Çünkü…

Her yerde sorun olur, her yerde ayrımcılığı tetikler, asıl etnik kökenin nüfus cüzdanında belirtilmesi eşit yurttaşlık haklarını zedeler.

Farklı dillerin konuşulduğu bir ülkede anadilde eğitim, anaokuluyla sınırlıdır, sistem resmi dil üzerinden döner, eczane, banka, okul, adliye adları on farklı dilde yazılmaz, on farklı dilde dava görecek hakim bulunmaz, bunlar imkansız şeylerdir.

Benedict Anderson, ulusu, ulus/devleti hayal edilmiş cemaat olarak tarif etti fakat Türkiye o hayali gerçekleştirdi, şimdi neden yerel yönetimlere dönsün, yerel polis teşkilatları kursun, yerel hukuk düzenlemeleri yapsın?

Türkiye’nin sorunu bellidir…

Türkiye’nin sorunu şeffaflaşmak, kanunlar önünde herkesin eşit yurttaş olduğunu göstermektir.

Bir bütün olarak demokrasiyi tanımlamak, işlevsel hale getirmek, temel haklardan herkesin yararlanmasını sağlamaktır.

Türkiye’nin bunları başarması lazım.

Yoksa…

Türkiye’nin, “Türk ulusu” ya da “Türk milleti” tanımına katılmayıp bütün etnik yapıların sorunlarını “Kürt sorunu” olarak tanımlayıp kendine büyük bir kimlik ve büyük bir sorun inşa edenlerden demokrasi adına öğreneceği bir şey yoktur.

Başkasının sorununu dahi kendi kimliğiyle ifade ediyor ama demokrasi istiyor.

Siyaset bir bütün olarak tıkandı, bunu görmek lazım.

Ülkede fazla sayıda terör örgütü var, fikren genişlemen mümkün değil, az açılsan bir korsan gemisine denk geliyorsun ve mecburen ilişki kuruyorsun.

O kadar tıkandı ki siyaset, sorun bile üretemiyor artık, eski sorunların gölgesinde o mutsuz günleri hatırlayıp avunuyor.