Borç yiğidin tasmasıdır…
- GİRİŞ23.12.2022 09:13
- GÜNCELLEME24.12.2022 08:58
Son zamanlarda, borçlanma yoluyla kalkınmanın mümkün olduğunu söyleyen iktisatçılarla, siyasetçilerle hararetli tartışmalar yapıyorum.
Herkes alıyor, borçsuz ülke mi var, almayıp da ne yapacaksın, diyorlar.
Dünyada en fazla borcu olan ülke Amerika’ymış.
Almanya’nın, Japonya’nın borcu milli gelirleriyle at başı gidiyormuş.
Anlamam böyle işlerden, kimin neyi nasıl yaptığı beni ilgilendirmez.
Ben ülkeme bakarım…
Benim kaynaklarım nedir, nasıl kullanırsam daha iyi verim alırım, ben ne üretiyorum, ne kadar tüketiyorum, bunu bilirim.
İttihatçılar, Cavit Bey’i Fransa’dan borç almak için görevlendirdiler.
Adam çok uğraştı, bizi İngilizlerin, Almanların yanına itmeyin, dedi.
En sonunda iki taksit halinde ödenmek kaydıyla Fransızlardan 900 milyon frank borç alındı.
Borcu verirken 10 maddelik şartnameyi Cavit Bey’e imzalattılar.
Mesela ne yaptılar biliyor musunuz…
Hicaz Demiryolu İdaresi tarafından Suriye ve Filistin dahil, şimendifer işletilmesini durdurdular.
Devam eden hatların inşaatını iptal ettiler.
İleride yapılacak demiryolu hatlarının işletilmesinin Fransa’ya verilmesini garanti altına aldılar.
Yapılacak demiryolu hatlarının Fransızlar tarafından yapılmasına…
Fransız mekteplerinin, manastırlarının, hastanelerinin vergiden muaf tutulmasına…
Buna mukabil…
Fransa’dan alınan borç para ile yalnızca Fransa’ya askeri siparişler verileceğine dair Osmanlı Devleti’nden imza aldılar.
Bununla da yetinmediler…
Mali kapitülasyonların kaldırılmasını reddettiler, gümrüklerden neredeyse bedavaya mal soktular.
Kalkmışlar bir de borç yiğidin kamçısıdır, diyorlar.
Kamçılanan yiğit sebat eder çok çalışır, borcunu ödermiş.
Hadi oradan…
Borç esaretin, bağımlılığın, çaresizliğin ve hatta teslimiyetin yumuşak tuzağıdır.
Düştün mü gerisi gelir.
Işın Çelebi, IMF’den borç alındığı için Kemal Derviş’in Denizli-Aydın otoyoluna para vermediğini, IMF programına bu yatırımın aykırı olduğunu ve Denizli’de üretilen tekstilin İzmir limanına taşınamadığını söyledi.
Denizli, o zaman büyük bir fırsatı kaçırdı, dedi.
Şu hale bakın…
Aldığınız borcu bile istediğiniz gibi kullanamıyorsunuz, para sizin, siz ödeyeceksiniz ama nereye harcanacağına parayı veren karar veriyor.
Bugün itibarıyla kamunun ve özelin 444 milyar dolar borcu var, deniliyor.
Biz Amerika değiliz.
Biz Japonya da değiliz.
Almanya hiç değiliz.
Borç alarak, borcu artırarak kalkınma planı bizim harcımız değil.
İster iktidar, ister muhalefet savunsun bunu, baştan aşağıya yanlış.
Futbol kulüpleri borçlu…
Şirketler borçlu…
Devlet borçlu…
Vatandaş borçlu…
Kazandığımızdan fazlasını faize veriyoruz, hala borç alarak kalkınma planları yapıyoruz.
Borç yiğidin kamçısı değil, tasmasıdır.
Yiğit insan ayağına yorganına göre uzatan insandır.
Bu da böyle bilinsin…
Yorumlar12