Su…

  • GİRİŞ20.01.2023 09:12
  • GÜNCELLEME21.01.2023 09:05

Tarım bakanı, Türkiye su stresi yaşayan bir ülkedir, tedbiri elden bırakmayalım, demiş.

İstanbul’un endişesi, stres seviyesini aştı, kabusa doğru gidiyor.

Barajlar kurudu kuruyacak…

Geçen Cumhuriyet Gazetesi’nden okudum, İSKİ yönetim kurulundan bir profesör, İstanbul su sıkıntısı yaşamayacak, diye demeç vermiş.

O kadar sevindim ki anlatamam.

Hiç yağmur yağmasa da bazı kaynaklar bu yılı atlatabileceğimizi söylüyor, demiş.

Umarım doğrudur…

Bir sene önce sel baskınlarıyla boğuşan şehre bir sene sonra damla düşmüyor.

Dengesizliğe bakar mısınız!..

Gidişat iyi değil, su dünyanın en kıymetli hazinesi.

Suyun nasıl ve ne şekilde geldiği de önemli, baskın yağmurlar erozyona ve sele sebep oluyor, dengeli, yavaş ve kararında yağması lazım.

Çevre illerden taşınıp barajlara doldurulan su geldiği yerin iklimini, dengesini bozuyor.

Bu sefer oralarda kuraklık baş gösteriyor.

İstanbul’un nüfus sorunu çözülemeyecek, bunu anladık, bari mevcut koşullarda çözüm üretelim.

Yapay bulut teknolojisine bakılıyor, Orta Amerika’da ciddi deneyler yapılıyor, Çin’de çalışmalar var, biz şimdilik bunların dışındayız.

İki yol var önümüzde…

Ya Karadeniz Bölgesi’nin aldığı yağmuru doğayı bozmadan boru hatlarıyla İç Anadolu’ya taşıyacağız, kısmen “orta kurak kuşağı” yeşertene kadar sulayacağız, iklim değişikliğine zorlayacağız.

Ya da Karadeniz’in suyunu yüksek enerji harcamadan güneş enerjisiyle buharlaştırıp tatlı su elde edeceğiz.

Yeraltından su çıkarma devri kapanıyor, sular derine çekildi, şimdi yukarıdan tatlı su vereceğiz ki aşağıdakine ulaşalım.

Tulumbadan su çekenler ne dediğimi gayet iyi anlayacaktır.

Türkiye seçime gidiyor, bir telaştır görüyorum, herkesin işi başından aşkın, bu dediklerimi kimsenin dinlemeyeceğini biliyorum.

Fakat…

İlkel toplumların yaşadığı büyük sorunlar aynı şekilde devam ediyor, hiçbir değişiklik yok.

Susuzluk, kuraklık, göç ve savaş…

Şimdi düşünün, bırakın dünyayı, Türkiye bu saydığım sorunlardan hangisini bugün itibarıyla yaşamıyor?

Susuzluk, kuraklık, göç ve savaş…

Sanki dünyanın zahmeti de rahmeti de Anadolu’nun üstünden buharlaşıyor.

Şairin dediği gibi…

Kavganın göbeğindeyiz hep.

Yorumlar4

  • Vatandaş 1 yıl önce Şikayet Et
    Yazara teşekkür ediyorum inşallah bu projelendirir ve uygularlar geç olmadan
    Cevapla
  • Leylagunkaya 1 yıl önce Şikayet Et
    Şunu yazmayı unutmuşsunuz büyük şehirleri ve anadolu sehirlerinin yeniden yapılanmasını saglarken sehirlerin her tarafını betonla kaplarsanız kaynak su merkezlerinin emeceği o sular sel olur! denizlere akar,bizlerde öyle göğe bakar yağdımı yağacak mı diye bekleriz.
    Cevapla Toplam 3 beğeni
  • Mürteza UZUN 1 yıl önce Şikayet Et
    Eko sistemi gözden geçirmenizi tavsiye ederim. Faydalı olacak ve Faruk kardeşimi anlayacaksınız ozaman.
  • Tarık 1 yıl önce Şikayet Et
    Derken en iyi ihtimalle apartmanınızın son katındaki dairenizden en kötü ihtimalle oturduğunuz metropolün herhangi bir köşesinden yazıyorsunuz.Taşını,toprağını,tavuğunu,kuşunu,kedisini,kuzusunu,çiçeğini bırakıp Metropollere koşan bizlerin hiç suçu yok değil mi?Atadan dededen kalan 10 metre yere 10 kat dikmek için müteahhitlerle belediyelerde 999 takla atan bizlerin hiç mi hiç suçu yok değil mi???
    Toplam 2 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat