Ağıt…
- GİRİŞ24.02.2023 09:48
- GÜNCELLEME25.02.2023 11:17
Ellerim titriyor.
Onca emek verip kalbimin hizasına diktiğim fidanlar kuruyor.
Nasıl olsa yağmalanacaktı, demeden onardığım onca umut yok olup gidiyor.
Çocuk seslerine emanet ettiğim ve bir daha tövbeye tenezzül etmeyeceğine inandığım aldanışlarıma veda ediyorum.
Bana da yazıklar olsun…
Beli kırılmış karısının saçını okşayan adamı kalbimi kırarak izlemekten hasıl olan utancı saklayacak bir tenha bulamıyorum.
Tırnaklarıyla bebeğine mezar kazan annenin doğum sancılarıyla kıvrandığı geceyi hasretle hatırlayacağını beklemiyordum.
Bunu da gördüm…
Yol yakınken dönemediğim için uzun yolun kölesiyim.
Ben en başında…
Şahit olduğum her şeyin başladığı o ilk anda utancımdan başımı kaldırıp göğe bakamadım.
İnsanın insana bunu yapacağına inanmadım.
Sükûnetin, her ihtimali akla getirme ihtimalinden endişe edip uzun cümlelerle ağ örenlerin ağlarına düşmemek için direndim.
Şimdi…
Başımı ellerimin arasına aldığımda insan kardeşlerimin birbirlerine acımaktan hasıl olan sevabın silinmesi için yakarışta bulunmalarını diliyorum.
Bavuluna 45 bin insanı sığdıran celladın ilk uçağa yetişme telaşını insanlıktan umudunu kesememiş olanların tertemiz vicdanına havale ediyorum.
Toprağa, aşka ve güneşin batışına inanmaktan başka bir şeyi kalmayanların isabetli hesapsızlığı, defne yapraklarından derleyip dünyanın boynuna asacağımız yegane çelenktir.
İnsanlık çoğalarak ölüyor.
Ölenle ölünmüyor be azizim(!) bir şarkıda da geçiyor, baksana yaşamak tüm güzelliğiyle devam ediyor.
Ediyor değil mi…
İnsan her seferinde ezberinde olmayan bir dua etmeli.
Daha önce bilmediği, duymadığı bir dua…
Belki de beddua, bilemiyorum.
Kendinden taşanı akıtmak yerine, kendi içine kör kuyular kazıp dolduranlara yazıklar olsun.
Ellerim titriyor…
Daha güzel konuşmamız için daha güzel susmamız lazım.
Hoşçakalın...
Yorumlar17