Korku

  • GİRİŞ17.08.2024 09:25
  • GÜNCELLEME19.08.2024 09:15

En temel insani duygular arasında yer alan korku, kitleleri belirli bir yöne sürükleme aracı olarak yıllardan beri kullanılır. Korku ile düşüncesi kontrol altına alınan fert, normal akıl ve şuurla varılmayacak fikirlere sevk edilir.

‘Dune’ filmini seyredenlerin hafızalarına kazınan “Korku aklın katilidir” sözü, korkunun bazen gerçeklerin üzerine perde çekerek insanı yanılttığı hakikatini sembolize eder.

Teknolojiyi kötülüğe adamak isteyen, dizi-film sektörünü ahlaki normları çiğneme aracı yapmaya çalışan, tıptaki buluşları insanlığın kazanımına değil ilaç şirketlerinin kasasına yönlendiren yerleşik nizamın en müessir silahlarından birisi korkudur.

Korkuyu kullanarak başlattıkları iki dünya savaşından, korkuyu alet ederek müsebbibi oldukları sınır çatışmalarından, korkuyu havuç olarak kullanıp insanlığı en kötü hallere bağımlı kılanları tanımak hiç zor değil.

*

Korkuyu son olarak koronavirüs salgını döneminde iliklerine kadar yaşadı insanlık.

Aramızda kol gezen bir virüs sebebiyle nice can toprağa düştü. Virüsün nasıl bertaraf edilebileceği aylarca tartışıldı. Haklı vehimlerin ve haklı tepkilerin yaşandığı o süreci arkamızda bıraktık.

Geriye dönüp baktığımızda, o dönem kurulan her cümlenin başında veya sonuna muhakkak bir ‘korku’ ifadesinin yer aldığını görüyoruz. O korku ile insanların evine hapsedildiği, sokağa çıkma yasaklarının havada uçuştuğu, zaruri olmayan hiçbir işletmenin iş ve emek üretemediği inanılmaz bir dönem...

Aradan iki yıl geçmesine rağmen iktisadi sarsıntılarını hala yaşadığımız o salgın günlerinin kötü mirası olarak bütün dünya yüksek enflasyon, arz talep dengesizliği gibi buhranlarla çalkalanıyor.

*

Şimdi aynı film sanki tekrar sahneleniyor.

Afrika’da başlayıp Avrupa’ya yayılan ‘Maymun Çiçeği’ salgını gündemde. 7 ayda 500’den fazla can kaybının yaşandığı ifade ediliyor. Dünya Sağlık Örgütü “yüksek alarm” ilan etti. Bazı uzmanlar Maymun Çiçeği’nin “Kovid’den daha ölümcül” olduğuna dair söylemlerde bulunmaya başladı.

Salgınsever’ olarak isimlendirilen kimi uzmanları sıklıkla ekranda görmeye başlayacağımızın işaretidir bu.

Kimisinin iyi niyeti sorgulanamaz elbet. İnsan sağlığı endişesiyle çırpınan hekimler istisnasız baş üstünedir.

Fakat bu tür “korku” gündemli süreçlerde popülarite veya rant peşine düşen kişilerin sayısının ne kadar fazla olabileceğine de yeterince aşinayız.

Küresel ilaç şirketlerinin tekelindeki kuruluşların ve o güdümdeki ‘beyaz önlüklülerin’ salgın tedbiri söylemiyle devletleri sürüklemek isteyecekleri “korkunç” maliyetli tedbirleri de gelecek günlerde dalga dalga duyacağımızın endişesindeyiz.

Bilgi değil korku ile kamuoyu oluşturulmasından, Maymun Çiçeği vakasından kaçılması gibi uzak durulmalıdır.

Hayatı “havf ve reca” yani korku ile ümit arasında yaşamamızı telkin eden bir inanışın mensupları olarak bizler; aklımızı bu iki manevi halin aşırı uçlarına yönlendiren tavır, telkin ve propagandalara karşı mutlak surette uyanık olmalıyız.

Yorumlar3

  • Kompataro 4 hafta önce Şikayet Et
    1 kişiden korkan koskoca ülke... Batsın
    Cevapla Toplam 2 beğeni
  • Okur 4 hafta önce Şikayet Et
    Elinize sağlık güzel yazı. Ama kitleleri koruyan kitler ulemai umera ne iş yapar. Mesela mahren yapımızın sağlık tahkik yapısı var mı yok. Halk sağlığının mikroskobu var mı aşı ve teşhis bandı var mı yok.modern Genetik sağlık dalımız varken eskiden medet umarak etkinliği tartışılan ilaçlar yine mi dayatılacak. Batı üretsin biz alalım mantığı batının hastalık üretmesine yol açmıyor mu.
    Cevapla
  • Tebrik 4 hafta önce Şikayet Et
    Korku imparatorluğu kurarak insanlığı felakete sürüklüyorlar. Yazınızdan dolayı sizi tebrik ediyorum. Gayet yerinde bir yazı olmuş. Haber7'de yeni yeni görüyorum sizi. Sizin öngörülü yazarların artması dileğiyle. Selam ve dua ile
    Cevapla Toplam 3 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat