Vaka-i Laklakiye
- GİRİŞ01.12.2024 09:06
- GÜNCELLEME01.12.2024 11:19
Siyasi tarihimizde iki meşhur “vaka” var..
“Vaka-i Hayriye”, İstanbul’da Osmanlı’nın silahlı kuvveti Yeniçeri Ocağının 19’uncu yüzyılda ortadan kaldırılışının isimlendirmesidir.
Bu hadiseden 2 asır daha eski tarihte yine İstanbul’da, Osmanlı askerinin kalkışması ve kısmen başarıya ulaşması tarih kitaplarında “Vaka-i Vakvakiye” diye yer alır.
Her iki olay da devletin sarsıldığı dönüm noktaları olarak kayıtlara geçmiştir.
İZMİR: KÖRFEZ HEM KİRLİLİĞİN HEM LAKAYTLIĞIN AYNASI
Cumhuriyet Türkiye’sinin son döneminde yerel yönetimler özelinde “Vaka-i Laklakiye” dönemi başladı.
Belediye uhdesindeki her problemin çözümü için başvurulan tek usul, laklak metodu oluyor.
İşte İzmir..
Yıllardır denize yaklaşanın burnunu tıkadığı, iğrenç kokuların bir türlü giderilemediği İzmir Körfezi’nde deniz altında oksijenin yetersiz kalması üzerine can veren balıklar kıyıya vurmaya başladı. Kirlilik neredeyse bütün körfezi sardı. Mavinin derinliklerinde huzur bulması gereken körfez sanki karanlık bir mezar..
Mesuliyet İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde.
Fakat “malum partiden” her gelen başkan ipe un serip farklı konularda göz boyayıp devrini tamamlayıp gidiyor.
Yaşanan son balık ölümlerinden sonra gerçekleştirilen “acil eylem planı” doğrultusunda Çevre ve Şehircilik Bakanlığı “deniz süpürgesi” diye tabir edilen gemiyle denizdeki zararlı materyalleri toplamak için işe koyuldu..
Oysa kıyı şehirlerinde belediye temizliği, devlet denetimi yapar.
Peki esas sorumlu belediye başkanı ne yaptı?
Acil eylam planına katılmak yerine yurt dışına gitmeyi tercih etmesi yetmezmiş gibi..
Fonlu medyaya göre “körfezi temizlemek için yatırımlarını sürdürdü”.
Yatırım olarak bahsedilen şey ne?
Havagazı Fabrikası’nda “Körfezin Geleceği İzmir’in Geleceği” başlıklı çalıştay düzenlemek.
Sıcak koltuklarda, bol ikramlı organizasyonda herkes oturup, sırtını dayayıp dinleyecek. Birkaç kişi de çıkıp konuşup anlatacak. Körfezde balıklar telef olurken salon toplantılarındaki masalarda bardaklar dolup boşalacak. İzmir Körfezi’ndeki sorun da böylelikle çözülecek..
Yatırım işte.
Laklak yatırımı..
İSTANBUL: DEPREMİN GÖLGESİNDE İHMAL MANİFESTOSU
“Vaka” olur da İstanbul nasibini almaz mı?
Beklenen Marmara depreminden en fazla etkileneceği tahmin edilen ve uzmanların bas bas bağırdığı afet gerçeğine karşı 6 yılda İstanbul Büyükşehir Belediyesi eliyle ne yapıldı?
Malum partili Ekrem İmamoğlu, göreve gelir gelmez “İstanbul Deprem Çalıştayı” düzenledi.
Kendisine 2023 yılında soruyorlar, “Deprem için bunca zaman ne yaptınız?”
Cevap veriyor: “Deprem çalıştayı.”
Mağdur edebiyatını araya sıkıştırmadan da duramıyor: “Deprem çalıştayı yaptık, hükümet yetkililerinden temsilci gelmedi”
Depreme hazırlanmak için kimlerle ve daha kaç çalıştay düzenlenmesi gerekir, bilmiyoruz.
Depremle ilgili uzmanların ne düşündüğünü dinlemeyi depreme hazırlık zanneden bir motivasyondan bahsediyoruz.
Laklak motivasyonu..
HATAY: AFETİ SAHADA DEĞİL SALONDA ÖNLEME ÇABASININ BEDELİ
6 Şubat depremlerinde en büyük yıkımı yaşayan şehirlerden biri Hatay’dı.
Hatay’ı da aynı zihniyet yönetiyordu.
2014 seçimleriyle Hatay Büyükşehir Belediyesi’nin başına gelen “malum partili” Lütfü Savaş, depremin yaşandığı 6 Şubat 2023’e kadar bu “fay şehri”nde ne yapmıştı?
- 11 kentsel dönüşüm çalıştayı,
- 0 (yazıyla sıfır) kentsel dönüşüm projesi..
Yani Hatay’da deprem sorununu şöyle çözmeye çalışan bir başkan profili vardı:
“Her Yönüyle Kentsel Dönüşüm Kongresi” düzenlemek..
“Kentsel Dönüşüm Zirvesi” düzenlemek..
“Konut ve Kentsel Dönüşüm Toplantısı” düzenlemek..
“Kentsel Dönüşüm Strateji Belgesi Sorunlar ve Olanaklar Çalıştayı” düzenlemek..
Bununla da yetinmeyip;
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın Hatay’da gerçekleştirmeyi planladığı kentsel dönüşüm projesine karşı miting yaptı.
Bakanlığın “riskli bölge” ilan ettiği Emek Mahallesi’ndeki dönüşüm projesine karşı halkı kışkırtmak için akşam saatlerinde miting tertipleyip kalabalığa hitap etti bu zat..
6 Şubat’ta ise hem o deprem çalıştayı düzenlenen salonlar, hem de kentsel dönüşüm karşıtı miting yapılan Emek Mahallesi yerle bir oldu..
Yazık oldu.
*
Tarihimizdeki meşhur vakalarda olduğu gibi, sorun çözme mercii olan belediye idarecilerimizin laklakla geçireceği her dakika, her saat insanımız için yazık oluyor. Çünkü şehirler yalnızca yerin altından değil, yöneticilerin ilgisiz ve bilgisizliğinden de çatırdıyor..
Sorunların çözümünde hiçbir işe yaramayan gıygıy-goygoy belediyeciliğini tarih kitapları “Belediyelerin Fetret Devri” diye yazmayacaksa, belki de “Vaka-i Laklakiye” olarak kaydedecektir..
Kesin olanı ise; bu dönemin malum belediyecilerinin yalnızca tarih kitaplarında değil, şehirlerin acılarında da hatırlanacağıdır.
Faruk Arslan / HABER7
Yorumlar8