Men dakka dukka
- GİRİŞ09.12.2024 10:30
- GÜNCELLEME10.12.2024 13:41
Başkan Erdoğan 12 yıl önce Suriye Devlet Başkanı Beşar Esed’e böyle seslenmişti.
Esed’in anladığı şekilde konuşan Erdoğan, “Ya Beşar, men dakka dukka” demişti.
Yani “eden bulur.”
Ve buldu..
2011 yılında başlayan cılız gösterileri kanla bastıran, silahlı direnişe karşı ise vahşi saldırılarla karşılık veren Esed rejimi 2015 yılında devrilmesi gerekirken, halkının 9 senesini çalıp ülkeden firar etti.
Azınlık diktası olarak yönettiği ülkede bir avuç imtiyazlı zümreye hizmet etti.
Osmanlı’dan koparıldıktan sonra İngiliz tezgahında oluşturulan suni devletçiklerin tamamında olduğu gibi halktan kopuk yaşadı.
Kuklayı tutan el kopunca kukla da yerle bir oldu..
*
2015 yılında oluşan tabloda Suriye’nin hemen hemen tamamı muhalif gruplar tarafından kontrol altına alınmıştı.
Bugünkü gibi haritanın doğu bölgesinde teröristan sarısı yoktu.
Şam rejimi en güneye sıkışmıştı.
Batıda ise Nusayri azınlığın keyif çattığı deniz kenarları kalmıştı.
Hür Suriye’nin bayrağı her yerde dalgalanıyordu.
Derken İran, Lübnan Hizbullahı, Iraklı şii milisler ve Rusya denkleme girdi.
Rusya, Suriye liman kentlerini alıp sıcak denizlere açılabilme karşılığında Şam rejimine hava desteği sağladı. İran istihbarat ve kurmay gücü oluşturdu. Şii milisler ve Hizbullah ise sahada adeta insan kıyımı gerçekleştirdi.
Suriye’de milletin iktidar yürüyüşünü bastırmak için gerçekleştirilenler, bugün İsrail’in Gazze Şeridi’nde yaptığının adeta ön kopyasıydı.
Zalimliğin her türlüsünü yaşattılar.
Katliamın her çeşidini gördük.
Burnumuzun dibindeki feryada elbette sessiz kalmadık. Başkan Erdoğan bütün mazlum Suriye halkının, bütün Türkiye’nin, bütün ümmetin ve insanlığın sesi olarak “Şam şeytanlarına” karşı ses yükseltti.
Her platformda zulme karşı çıktı.
Zulüm ile abad olunamayacağını hep vurguladı.
Mazluma kalkan oldu.
Muhacirlere açık kapı poltiikası uyguladı. Bütün provokasyonlara rağmen milim geri adım atmadı.
Çok dua aldı..
Allah yolunu açtı..
9 yılda Türkiye’yi bambaşka noktaya taşıdığı gibi.. Nice badireleri atlattığı gibi.. Küresel bütün haydutlukların karşısında durduğu gibi.. Hilal’in himayesine aldığı Suriyeli mazlumların bugün hürriyet sevinci yaşamasının en önemli unsuru oldu.
*
Türkiye’nin hinterlandına giren her ülke kazanıyor.
Her oluşum yükseliyor.
Türkiye’nin karşısında konumlanıp küresel şer şebekelerinin değirmenine su taşıyan müstebid liderler ve oluşumlar ise yerle yeksan oluyor.
İşte Karabağ.. İşte Libya.. İşte Somali.. Hatta işte Katar, işte Venezuela.. Terör örgütü olmadığını sadece Türkiye’nin haykırdığı Hamas teşkilatının Gazze’deki sarsılmaz kale gibi direnişi.. Ve Suriye’de söken devrim şafağı.
Çoğu suni sınırlarla oluşturulan devletçiklerin bulunduğu Ortadoğu’da, halkına rağmen hükümran olan liderler yeni dönemin mesajını muhakkak alacaktır.
Bu bölgede artık bir “deli” tarafından yönetilen ABD’nin dediği olmuyor..
Küçücük Gazze Şeridi’ni dahi 1 yıldır ele geçiremeyen İsrail’in dediği olmuyor..
Ukrayna bataklığına saplanan Rusya’nın dediği olmuyor..
Ukrayna’ya sağladığı saçma destek hiçbir işe yaramamasına rağmen aklını yitirmişçesine bu cepheye her türlü destek aktararak cılızlaşan Avrupa ülkelerinin dediği olmuyor..
İktisadi sorunlarla boğuşup, diplomatik misafirini korumayı beceremeyip, helikopteri düşen cumhurbaşkanının ölüsünü bulamayacak kadar seviye geriliği yaşayan İran’ın dediği olmuyor..
Yükselen tek güç Türkiye’dir ve yönünü Ankara’ya dönenler kazanıyor.
Kukla liderler muhtemelen şu saatler içerisinde kurmaylarıyla kafa kafaya verip bu gerçekliği değerlendiriyor:
“Vakit Türkiye vakti”
Asır, “Türkiye Yüzyılı…”
Türkiye ile yakınlaşıp, Ankara’ya endeksli politikalar üretip, şer şebekelerini karşılarına mı alacaklar..
Yoksa koltuklarına er veya geç veda mı edecekler..
Ortadoğu için de Türkî coğrafya için de bu söz konusudur.
“Dualı millet” yeniden tarih sahnesine çıkmıştır.
Edenin bulacağı dönem başlamıştır.
İçeride de dışarıda da;
İyilik edenin iyilik, kötülük edenin hüsran bulacağı bu dönemin kodu budur:
Men dakka dukka.
Faruk Arslan / Haber7
Yorumlar6