Kaçan Pikachu
- GİRİŞ05.04.2025 08:59
- GÜNCELLEME06.04.2025 13:26
CHP’lilerin ifşasıyla başlatılan yolsuzluk ve rüşvet operasyonlarının sancısı CHP’yi sersemletiyor.
Meydanlara döküldüler, olmadı..
Polis taşladılar, olmadı..
Cami duvarına çiş yaptılar, olmadı..
Boykot diye milli sermayeye cephe aldılar, yine olmadı..
CHP’de kapı kilit tutmuyor.
Çünkü şikayetçiler ‘içeriden’..
Haliyle toplum da şunu net olarak görüyor ve biliyor:
- Dün şaibeyle üniversite değiştiren, bugün şaibeyle lider değiştirir..
- Bugün kurultayda delege satın alıp oy devşiren, yarın hakim savcı satın alıp yargı kararlarına müdahale eder..
BİAT KÜLTÜRÜ
CHP’nin olaylı kurultayında koltuğu altından giden Kılıçdaroğlu’nun 6 Nisan’da yeniden yapılacak kurultayda aday olması gündemde.
CHP kalemşörleri isyanda..
‘Bağımsız gazeteci’ Fatih Portakal, Sözcü TV ekranlarında “Hangi yüzle aday olacaksınız? Siz benim umudumu yok ettiniz. Aday olmayı gerçekten asla düşünmeyin” dedi.
Adaşı Fatih Altayı çıtayı daha da yükselterek, “CHP'nin kurultayında bu dede yeniden aday olursa ve Allah korusun seçilirse yemin ediyorum yapacağım iki şey var. Bir, 'Allah belanızı versin' deyip AK Parti'ye oy vereceğim. İki, işi gücü bırakacağım bir sahil kasabasına yerleşeceğim.” diye konuştu.
CHP yandaşlarından Yalçın Doğan, “Eğer bu kurultayda 15-20 kişi çıkıp Kılıçdaroğlu’nu aday gösterirse, o gösterenleri partiden ihraç etmek lazım.” ifadelerini kullanarak “CHP tipi demokratlık” örneği sergiledi..
Bunların hepsi 2023 seçimleri öncesinde Kılıçdaroğlu’na “Sakın aday olma, sen kaybedecek adaysın” diyordu..
Bu nakaratı sokaktaki CHP’lilere de tekrarlatmayı başarmışlardı..
Sosyal medya kampanyaları düzenleniyordu..
Lakin hepsine rağmen Kılıçdaroğlu aday oldu.
CHP’lilerin serzenişine karşılık veren “CHP’nin çocuğu” Muharrem İnce adaylığını açıklayarak “Kaybedecek aday yerine bana oy verin kazanalım” diye meydana çıktı.
Peki ne oldu?
Muharrem İnce’ye etmedik hakaret bırakmayıp adaylıktan kaçırttılar..
Medyadaki eli kalemlisi de, sahil kenarındaki enteli de, teşkilattaki fanatiği de sorgusuz sualsiz Kılıçdaroğlu’nun arkasında hizalandı.
Yüzde 45 oy verdiler Kılıçdaroğlu’na..
Yetmedi, ikinci turda yüzde 48 yaptılar Kılıçdaroğlu’nun oy oranını..
Ve şimdi “Yeniden lider olma Kılıçdaroğlu” diyorlar..
Derler..
Kılıçdaroğlu yarınki kurultayda aday olmayacağını ilan etti.
Bir nevi ‘şimdilik’ çekildi..
Kılıçdaroğlu o koltuğa otursa ne yapacaklardı peki?
Tabii ki;
Biat edecekler ve peşine takılacaklardı.
SATILMIŞLIK SENDROMU
CHP içindeki (Süleyman Soylu’nun enfes tabiriyle) taht, baht ve rant kavgasının izdüşümü olarak yargıya yansıyan skandalları örtme gayretini Türkiye’nin yanı sıra bütün dünya izliyor.
Sadece izliyor..
Batı kamuoyu eskisi gibi; CHP’nin vandallık eylemlerine canlı yayın araçları göndermiyor.. Etki ajanları vesilesiyle kamuoyu oluşturmuyor.. Protesto gösterilerinden mağduriyet ve kahramanlık hikayeleri türetmiyor..
Batılı liderler tekmili birden; usulen konuşup, konuyu geçiştiriyorlar..
CHP’nin taht ve rant kavgalarından dolayı başlatılan tartışmaların kendilerine hiçbir şey kazandırmayacaklarından eminler çünkü.
Ve iktisadi olarak darboğazdalar..
Bu da yetmez gibi, bütün güçleriyle yüklenip kötüledikleri Trump’ın ABD seçimlerini kazanması üzerine bu “sarı saçlım cebi dolum”un Avrupa ülkelerini siyasi ve iktisadi sahada tartaklamaya başlamasının tesirindeler.. Yıllardır süren Rusya-Ukrayna savaşında taraf oldukları Zelenski’nin hali de ortada.. Artık diplomasi masası kuramıyorlar.. Kurulan masalara oturamıyorlar.. Teknoloji çağının hızlı ilerleyişi karşısında geride kalıyorlar..
Böylesi bir zamanda, kritik savaşlarda tarafgir olmayıp sulh ve selamet yolunu izleyerek güçlü ve zinde kalan, Suriye gibi cephelerde muazzam kazanımlar elde eden bir Türkiye, onlar için bir kutup yıldızı.. Bir “güç kazanma” merkezi.. Ve bir “gençlik” aşısı..
İmamoğlu ve Özel gibi diploması da serveti de liderliği de şaibeli karakterlerin gazına gelip Türkiye’yi karşılarına alabilecek dönemde değiller..
Özgür Özel’in İngiliz dostlarına hitaben “Terk edilmişlik hissediyoruz” sözündeki gerçeklik budur.
İktidarsız Almanya’da kurulması planlanan koalisyon hükümetinin olası Dışişleri Bakanı Armin Laschet’ın, “İmamoğlu yüzünden Ankara ile ilişkileri bozmayalım” şeklinde sözleri de bu hakikati yansıtıyor..
Yani Batı’daki tek dişi kalan sözde medeniyet canavarının CHP’yi maşa olarak tutmaya mecali de hevesi de projesi de artık yok..
*
CHP’nin taht ve rant kavgacılarına bu şartlarda, Saraçhane’deki “Kaçan Pikachu” kostümünün içine doluşup Ankara-İstanbul arasında turlamak düşecek gibi..
Faruk Arslan / Haber7
Yorumlar14