Macron’un imaj oyunu çabuk bozuldu
- GİRİŞ15.11.2020 17:21
- GÜNCELLEME17.11.2020 09:19
Fransa’da Müslümanlara uygulanan baskılar giderek artıyor. Cumhurbaşkanı Macron Fransız kamuoyuna asla geri adım atmayacağız mesajları verirken yabancı ülkelere karşı tamamen farklı algı üretmeye çalışıyor. Ancak Macron’un oyununa artık kimse inanmıyor.
Öyle ki Cumhurbaşkanı 2 Ekim konuşmasından sonra Müslümanlara karşı acımasız olacağının sinyallerini vermiş, bunun için de kamuoyunu şartlandırmaya başlamıştı. Tam o sırada okulda karikatür gösterdi diye bir öğretmen ardından da bir kilisede saldırılar olmuş ve “devlet söylemine” ters düşen ne kadar Müslüman varsa “islamist”, “terörirst” etiketi ile suçlu durumuna düşmüştü.
Ardından camiler kapatılmış, Kur’an kursları basılmış, insani yardım derneklerinin kapısına kilit vurulmuştu. Birçok önde gelen Müslüman şahsiyetler tamamen hukuka aykırı bir şekilde gözaltına alınıp İçişleri Bakanının dediği gibi “mesaj” verilmişti.
Ancak Macron ve ekibinin beklemediği bir şekilde Müslüman ülkelerde tepkiler geldi. Boykot kampanyaları inanılmaz dereceye ulaştı. Her ne kadar Macron yine de geri adım atmayacağız dese de apar topar Arap dünyasının en çok izlenen kanalı Al Jazeera kanalına kendini savunmaya gitti.
Ardından Dışişleri Bakanını Mısır’a gönderdi ve El-Ezher imamı ile görüştürdü. Ancak Fransa ile yakınlığı ile bilinen ve tartışmalı açıklamaları olan Sisi’nin kontrolündeki El-Ezher bile Fransa’yı eleştirirdi.
Kendi ülkesinde Helal ürünlerden rahatsız olduğunu ve terörizme giden ilk yol olarak gördüğünü anlatan İçişleri Bakanı 3 mağrip ülkesine ziyarette bulundu. Amacı hem Fransa’da radikal bulduğu kişileri sınır dışı edip o ülkelere kabul ettirmek hem de bizim derdimiz İslam ile değil demekti.
Tabii bu yalanları o ülkeler de yemedi. Nasıl inansınlar ki? Başta Macron olmak üzere tüm siyasilerin doğrudan Müslümanları hedef alan açıklamaları var. Mesela başörtülü kadınları “ezilmiş, koca baskısı altında olan, cumhuriyet değerlerine savaş açmış” kişiler olarak sunuyorlar.
Fransa’da başörtülü bir anne çocuğunun okul gezisine katılmasına izin verilmiyor. Hatta bazı okullarda artık çocuğunu diğer anneler gibi sınıftan değil okul dışından alabiliyor.
Başörtülü bir genç TV’ye çıksa anında linç ediliyor. Öğrenciler sendikası üyesi meclisten kovuluyor. Birçok iş başörtülü kadınlara yasak.
Şimdi birileri neden başörtüsü mağduriyeti edebiyatı yapıyorsunuz diyebilir ama gerçek şu ki, hep o kadınlar üzerinden savaş açıyorlar. O kadınlar okullardan atıldı, o kadınlar artık birçok işe erişemiyor.
Öte yandan 2 Kasım’da 10 yaşında 3’ü Türk 1’i Faslı 4 öğrencinin evine polis baskın yapmıştı. Silahlı ve maskeli polisler 11 saat boyunca çocukları gözaltına almış ve sorgulamıştı. Olay medyada yeteri kadar yer buldu. Detaylı öğrenmek isteyenler araştırabilir. Ancak burada akılda tutulması gereken daha olayları kavrayamayan, güvendikleri öğretmenlerine düşüncelerini açan öğrencilerin terörist muamelesi görmesidir. Camiye gidiyor musun soruları da terör ile camiyi yan yana getirme çabasıdır.
Dışarıya verilen mesaj çok farklı
Hal böyle iken Fransa’nın BM’deki temsilcileri 11 Kasım dünya bilim gününde attıkları bir twitte yine başörtülü bir kadın resmi kullandılar.
Bu twitin ardından binlerce yorum yağdı. Bir taraftan Fransa’nın bu iki yüzlülüğünü eleştirenler olurken diğer taraftan “İslamcılara” boyun eğildiğini iddia edenler oldu. Kısa sürede twit 5000 yorumu geçti.
Özellikle insan haklarına saygılı kesimler, Fransa’da başörtülü kadınlara yapılan ayrımcılığı dile getirdi. Allah’ın her günü polemik konusu yapılmaları, aşağılanmaları tokat gibi yüzlerine vuruldu.
Buna rağmen BM’de Fransa’nın böyle bir resim kullanması “dışarıya yönelik” mesaj olarak algılandı. Ama kimse saf değil. Macron zannediyor ki, içeride söyledikleri Fransa sınırlarından öteye gitmiyor. İçe başka dışı başka politika işe yaramıyor. Bir taraftan “yeni aşırı ve ırkçı seçmen kitlesine” sizinleyim mesajı verirken diğer taraftan “dışarıya” ekonomik kaygılardan dolayı zeytin dalı uzatıyor. Ancak bu siyaset çökmüş durumda. Zaten hesap da yorumlara dayanamayıp twiti sildi. Macron’un iletişimi ile ilgilenen ekip çok amatörce davranıyor.
2022’de Macron yine “aşırı sağcı ırkçılara karşı Cumhuriyet değerlerini” savunalım diyecek ancak buna kargalar bile gülecek. Tabii Fransızlar bir kez daha bu tuzağa düşecek mi, göreceğiz?
Zorunlu hatırlatma
Daha önce gerek bu köşede gerekse başka mecralarda Fransız siyasetçileri ile ilgili detaylı bilgiler verdim. Bu sıralar Türk medyasında Melenchon’un açıklamaları yer buluyor. Solcu liderin açıklamaları bağımsız bir şekilde dinlenince gayet mantıklı geliyor.
Ancak Türk halkının bilmediği, Macron bile seçilmeden önce aynı şeyi söylüyordu. “Laiklik adına Müslümanlar eziliyor, her saldırıdan sonra Müslümanların hedef gösterilmesini kabul etmiyorum” diyordu. Şimdi Macron’a göre her Müslüman erkeğin 4 eşi, her kadının da 3 kuması var!
Peki bu durumda Macron mu değişti, değiştirildi mi? Ya da oy avcılığı mı yaptı?
Melenchon da aynıdır. Bazen kendini tutamıyor ve Müslümanlara karşı abuk subuk laflar ediyor sonra toparlıyor çünkü artık oy verecek kitle sadece Müslümanlar kaldı. Ama kendisi çok güzel bir terörist sevicidir. Macron’un dillendirmeye cesaret edemediği “PKK terör listesinden çıkartılsın” söylemini söyleyecek kadar terör sevicidir.
O yüzden lütfen bu adamı parlatmaya kalkmayın !
Fatih KARAKAYA
Yorumlar3