Fransa seçimlerini Müslümanlar etkiler mi?
- GİRİŞ11.06.2012 09:58
- GÜNCELLEME11.06.2012 09:58
2007’de Sarkozy’nin partisi açık ara kazanırken bu sefer Hollende’un partisi UMP ile başa baş gidiyor. Ancak toplam sol partileri alırsak çoğunluk elde ediliyor.
Fransa, Hollande’a inanarak oy vermedi. Sadece Sarkozy’e karşı oy kullandı. Ancak milletvekilliği seçimlerinde UMP yine başarılı oldu. Fakat 2 turlu seçimlerde oy oranı fazla bir şey ifade etmiyor. Türkiye’de %6 ile bir parti 30’dan fazla milletvekili çıkartırken, Fransa’da %15 oy ile ırkçı parti Ulusal Cephe belki de 2 milletvekili çıkartacak. Üstelik rekor bir oranla seçmenlerin % 43’ü sandığa gitmedi. Yani neredeyse her 2 seçmenden biri oy kullanmadı. Bu durumda hangisi daha demokratik varın siz karar verin.
UMP ile PS’in oy oranlarının birebir olmasına rağmen, Sosyalist parti daha çok milletvekili çıkartacak. Onun yanında yeşiller ve komünistleri de eklersek mutlak çoğunluğu elde edecek. Burada bizi ilgilendiren Müslümanların durumu.
Laikliğin uygulanmadığı bizim bölgede yine sağcılar önde geldi. Bu bölge ırkçılığa açık bir bölge. Köylerde hiç bir yabancı olmamasına rağmen en çok ırkçı partilere oy veren yine bu köyler. “Bir gün yabancılar köyümüzü basacak, karılarımızı, kızlarımızı, mallarımızı hatta canımızı alacak korkusuyla yaşıyor ve öyle oy veriyorlar.” Büyük şehirlerde ise özellikle de mahallelerde solcular önde.
Yine bedavadan, pazarlıksız oyumuz verdik. Sosyalist adaylardan biri mahallelerden çok yüksek oy alarak 1. Bölgede açık ara önde bitirdi. 4. Dönemi olan bu şahıs cami kapısından bir kez bile geçmedi. Türklerle hiç dostluk kurmadı, Müslümanlar için hiç bir iyiliği olmadı. Bu da yetmezmiş gibi bir sonraki dönemde yerine geçecek olan kişi siyonist ve Müslüman düşmanı. Ve biz solcu diye ona oy verdik!
Başka bir bölgede seçildiği günden beri Müslümanlara, Türklere yakın olan. Ermeni meselesinde canla başla bizim için savaşan sağcı Milletvekili 2. Sırada bitirebildi. Önünde ise yine bir sosyalist var ve bir kez olsun o da Türkler ve Müslümanlar için bir şey yapmadı. Yine bu bölgede ilk defa bir Türk aday bağımsız olarak seçimlere girdi. Ancak Türk ismi ile değil Fransız ismi ile yarıştı. Birçok kişi onun Türk olduğunu bilemezdi. Bağımsız bir aday ne kadar başarabilir ki? Üstelik çok yanlış bir mesaj veriyordu: Türkler siyaset yapacaksa kendilerini gizleyecek, kimliklerini saklayacak yoksa başaramaz! Ancak yedek olabilir! Çünkü ona karşı başka bir parti adayı yedeğini Türk seçerek, Türklerin oyunu kaptı. (Milletvekilliği seçimlerinde adayların mecburi olarak bir de yedeği oluyor)
Bana göre bu çok yanlış bir yaklaşım. Kendisi sadece 283 oy alabildi ve %1’e bile ulaşamadı. Üstelik Türk ismiyle yine bağımsız bir şekilde çok farklı bir bölgede seçimlere katılan başka bir Türk ise %2,39 aldı. Lyon bölgesinde ise yine Türk ismi ile Yeşiller adına seçime katılan Türk aday %3 aldı. Demek ki isim gizlemek bir çare değil. 2. Tura kalmak için de kayıtlı seçmenlerin %12,5’nin oyuna tekamül eden oy almak gerekiyor ki bu da oy kullananlar arasında %20 falan yapıyor.
Önemli olan bu işi örgütlü bir şekilde ve büyük partiler içinde güçlü olarak yürütmek gerekiyor. Geçen yazımda size bahsettiğim aday geçen yıllara göre oylarını ikiye katlayarak 2. Sırada yer aldı. Onun aday olduğu bölgelerde Türklerle tanıştırdık ve bir takım sözler aldık. Bize bağımsız Türk adaylardan daha çok faydalı olacak.
Biz şartlarımızı önceden belirleyerek desteğimizi ona göre vermeliyiz. Elbet politika çıkar işi. Ama hep başkalarının çıkarı mı olacak?
Geçen gün Fransa’nın ünlü gazetesi Liberation manşet atmış “Valls Sarkozy gibi konuşuyor” diye. Manuel Valls yeni içişleri bakanı ama solun Sarkozy’si gibi. Hollande onu bu yüzden içişleri bakanı yaptı. Güvenlik ondan sorulur diye. Bu alanı sağın eline bırakmak istemedi.
Gazetenin bu manşeti atmasının sebebi Müslümanlar. Gazeteci “Müslüman Kardeşler” grubuna yakın bir okulda röportaj yapmış ve bir gencin bu sözünü manşete çekmiş.
Röportajda Müslümanların sırf Sarkozy karşıtlığı yüzünden Hollande’a oy verdiğini, illa onun projelerini paylaşmadığı kanaatine varmış. Hollande’ a kaç Müslüman oy verdiğini bilmediğini yazmış ama Müslüman derneklere göre 2 milyon yani %93! Orada gazeteciye konuşan gençler çok akıllı şeyler söylemişler. “Otomatik oy vermemeliyiz”, “Müslümanların partisi yok, adaylara göre oy veririz”, “Kim İslam karşıtıs ise ona “degaj” (dışarı) deriz” demişler.
Bunlar sevindirici gelişmeler. Eğer tüm Fransa’lı hatta Avrupa’lı Müslümanlar bunun farkına varsa başaramayacağımız iş yok. Mesele bu ince ayrıntıyı yakalamakta. Bütün bunlar olurken bir de Mahalleler adına Arap Müslümanlar parti kurmuş. Bazı medyada geniş yer buldu. 10 yıldır üzerinde çalışıyorlarmış. 2014’te ki yerel seçimlere hazırlanıyorlar.
Ben Fransa’lı Müslümanların kendi partilerini kurmalarını pek doğru bulmuyorum. Burada ne Ermenilerin ne de Yahudilerin partisi var. Zaten ulusal seçimlerde zafer elde etmesi imkânsız. Ama şu da var ki belki geleneksel partiler korkar da söylemlerini ona göre yapar. Ama bunun tersi de olabilir. Başarı elde edemeyen bir Müslüman parti karşısında daha da sertleşebilirler.
Bu nedenle yine geleneksel partilerde üye olmayı, geçersiz de olsa muhakkak oy kullanmayı, parti içinde görev almayı ve o partiler adına aday olmayı hedef edinmeliyiz. Ancak bu şekilde birinci sınıf vatandaşlığa geçeriz.
Haftaya 2. tur yapılacak. Kapalı kapılar ardında ne pazarlıklar dönecek. Ya o kapalı kapılar ardında biz olacağız ya da o kapılar yüzümüze kapanacak.
Hangisini tercih ediyorsak ona göre davranmak zorundayız.
Fatih Karakaya - Haber 7
karakaya.fatih@gmail.com
Yorumlar10