Kurban Bayramının ardından iki haftalığına tatile çıktım.
Sıcak denizlere inmedim bu sene.
Dağa, ovaya, ormana verdim kendimi.
Vatandaşı gözlemledim.
 
Twitter'da anketleri patlatıp çıt çıt çıt hükûmet devirenlere kötü bir haberim var!
Halkın gündemi başka. Bazen biz gazeteciler de kısır gündemin anaforuna kapılıp gidiyoruz.
Memleket, öyle masabaşında görüldüğü gibi değil.
Hele hele kimilerinin iddia ettiği gibi batmış bitmiş hiç değil.
 
Güney illerimize inen otoyolları ilk defa bu kadar kalabalık gördüm. Acayip bir yoğunluk vardı. "Demek ki akaryakıtın yirmi beşe dayanmasını kimse dert etmiyor" diye düşünmeden edemedim.
Her yer alabildiğine kalabalıktı. Ticaret de çok canlı.
 
Uçsuz bucaksız tarlalar çarşaf çarşaf mahsul ekiliydi. Buğday, pancar, ayçiçeği, fasulye...
Gördüm ki "ürünüm para etmiyor" diye bir şey yok. Abartmıyorum, tarlaya taş ek tezgâha çıkar alıcısı var.
Ama her ne kadar alışılmış olsa da pahalılık gerçeği gün gibi yüzlere vuruyor, o başka!
Hükûmet şu fiyat artışlarını dizginlesin, değil altılı on altılı masa kurulsun AK Parti'nin karşısında şansı yok!
  
Meslek lisesi meselesi
 
Meslek liselerinin doluluk oranı bu sene yüzde 95'e çıkmış.
Geçen yıl oran yüzde 77'de kalmış.
Bu büyük artışın haberini, manşetimize taşıdık.
 
Planlama eksikliği ve nitelik sıkıntısından dolayı genç işsizlik oranının yüzde 21'lerde olduğu ama öte yandan işverenlerin harıl harıl nitelikli eleman aradığı bir ortamda bu ilgi güzel. Fakat yeterli değil!
Millî Eğitim Bakanlığı'nın yayınladığı kontenjan kılavuzunu didik didik ettim.
Meslek liseleri; akademik başarısı yetersiz, anne babalarının 'okuyamayacak bari meslek öğrensin' diyerek gönderdiği gençlerin okulları gibi görülüyor hâlâ.
 
Bu anlayışı kırmak adına yakın dönemde İstanbul, Ankara, İzmir ve Konya gibi illerimizde önemli meslek liseleri kuruldu.
Pendik Teknopark, Teknopark Ankara İvedik OSB, İstanbul Havalimanı Meslek Lisesi, İstanbul Teknik ve Yıldız Teknik Üniversitesinin liseleri, ASELSAN'ın Ankara ve Konya'daki meslek liseleri bunlar arasında...
Bu okullar Fen Lisesi puanıyla öğrenci aldı. Yalnız sayıları mahdut. 400 puan üzerinde öğrenci kabul eden meslek lisesi sayısı çok az. Bunun artırılması, meslek liselerinin bilek değil beyin gücüyle anılması lâzım.
 
Hükûmetin İmam Hatip Liselerine yönelik özel bir ilgisi ve teşviki var. Şehirlerimiz proje imam hatip okullarıyla dolu. Bunlar Fen Lisesi müfredatında eğitim yapıyor. Meslek liseleri de bu ilgiyi fazlasıyla hak ediyor. Her ilimizde proje meslek liseleri oluşturulsa, bunlar hem meslekî hem akademik eğitimle ön plana çıksa ne güzel olur. Bu konuda iş adamlarına da büyük iş düşüyor. Mesela, Demirören Grubu bu sene Bağcılar'da iletişim meslek lisesi açtı. Okul, yüzde 1'lik dilimden öğrenci aldı. Demek ki iyi okul kurarsan tercih edilebiliyormuş. Memleketin ihtiyacı budur. 
 
Allah müstahakınızı versin emi!
 
Bir Sözcü muhabiri vardı. Diyanet'in internet sitesine abuk subuk sorular gönderir, aldığı cevaplardan da abuk subuk haberler yapardı. Önceki ay öldü.
 
Görevi Cumhuriyet muhabiri devralmış olmalı ki geçen hafta gazete hadsiz bir manşetle çıktı.
Diyanet'e "Ticarette kâr haddi var mıdır?" diye bir soru gelmiş. (Muhabirin kendi sorusu mu bilmiyoruz tabii.)
Onlar da "İslam dini, alım satım akitlerinde kesin bir kâr haddi koymamış, bunu piyasa şartlarına bırakmıştır" diye cevap vermiş. Cevapta Peygamber Efendimizin "Fiyatları tayin eden, darlık ve bolluk veren, rızıklandıran ancak Allah’tır" sözüne atıf yapılmış; karaborsa oluşur, halk mağduriyet yaşarsa kamu otoritesinin (yani devletin) müdahale edebileceği belirtilmiş.
 
Cumhuriyet gazetesi, hadis-i şerifteki dört kelimeyi (Fiyatları tayin eden Allah'tır) çekip manşete vermiş. Günlerce tartıştılar. Diyanet'i, hükûmeti aklamakla itham ettiler.
 
Manadan ve maneviyattan zerre nasip alamamış pozitivist tipler akıllarınca dalga geçtiler.
Birisi dün "Fiyatları Allah belirliyorsa, ne hakla etikete müdahale edeceksin. Belki de süpermarket sahibine pahalı fiyatları bizzat Allah yazdırmıştır!" diye yazma hadsizliğinde bulundu! 
 
Yetmedi "Rızkı Allah verir inancı boyun eğdirir" dedi. Bilmiyor ki nasipsiz, o söz kulun kula boyun eğmemesinin şiarıdır.
Oysa inancımızı uygulamaya kalsa iş düzelecek.
Dinimizde karaborsacılık, fahiş fiyatla mal satmak haramdır!
Fakirin ihtiyacı için sattığını ucuza kapmak haramdır!
Piyasayı bilmeyenlere yüksek fiyatla mal satmak haramdır!
Satılan şeyin ayıbını gizleyerek aldatmak haramdır!
Nas ortadayken, hadis-i şerifi bile çarpıtanların, dinimizin emirlerini alaya alanların Allah müstahakını versin. Ne diyelim!
TÜRKİYE GAZETESİ