Cumhuriyet Halk Partisi ve bileşenleri bundan on ay önce ağır bir hezimete uğramışken...

CHP içinde liderlik kavgaları yaşanıyorken...
 

Psikolojik üstünlüğü AK Parti kanadı elinde bulunduruyorken...
 

Mahallî seçimde Cumhur İttifakı nasıl bu kadar büyük gerileme yaşadı?
 

Kıyılara hapsedilen CHP nasıl dip dalga oluşturup birçok büyükşehri kazanarak, için için Anadolu'ya yayıldı.
 

Afyon, Kütahya, Denizli gibi sağın kalesi olan illeri CHP'nin adayı nasıl kazandı?
 

Bir önceki yerel seçimde CHP'ye yüzde 18, genel seçimde Erdoğan'a yüzde 65 destek veren Kastamonu nasıl CHP'ye yüzde 50'ye yakın oy verdi?
 

10 ayda ne değişti?
 

Süleyman Demirel'in ünlü bir sözü var: Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur...
 

AK Parti tek kelimeyle pahalılığın kurbanı oldu.
 

Seçmen, genel seçimde bayrağı bırakmadı ama yerel seçimde 2019 olduğu gibi iktidarı cezalandırdı. Hem de CHP ile... Garabete bakın!
 

CHP kazanmadı, AK Parti kaybetti.
 

Bakın seçimin kilit şehri İstanbul'a...
 

Aldıkları mevcut hizmetleri bile yürütemediler. Taş üstüne taş koymadılar. İhalesi yapılan projeleri iptal ederek ilçe belediyelerini cezalandırdılar.
 

Bozulan metroları, toprak atılıp kapatılan projeleri, yanan otobüsleri, borçlanma rekorlarını, para kulelerini, şehrin kaynaklarının talan edilişini ilk defa gördü İstanbullu.
 

Bütün bunlara rağmen ipi yine Ekrem İmamoğlu göğüsledi. Hem de fark atarak. Diğer illerde de durum farklı değil. Demek ki proje vadetmek her şey değilmiş!
 

Hiçbir seçimde genel problemler, yerel siyasete bu kadar tesir etmemişti...
 

Şüphesiz bu sonuç, siyasetteki yeni gelişmeler için büyük göstergedir.
 

'Sağ'ın çöküşü!
 

Yerel seçimde ideolojik ayrışma genel seçim kadar belirgin değildir. Ama bu seçim benzerlerinden de farklıydı.
 

İstanbul'da çarşaflı teyzeler, cübbeli amcalar, cemaatçi kitleler CHP'nin adayı İmamoğlu'na oy verdi.
 

CHP'liler "gerici" diye ezdikleri çarşaflıların oyuyla ve Yeniden Refah'ın can suyuyla öne çıktı.
 

Yavuz Ağıralioğlu, genel seçim öncesi "CHP'ye gece rüyasında oy verdiğini gören klasik sağcılar gusül abdesti alır, tövbe estağfirullah der" tespitinde bulunmuş, sonra da şöyle demişti: Oy gecişkenliklerinde İyi Parti oy verilebilir bir siyasal esneme imkânı vermiştir.
 

Hakikaten öyle oldu. İyi Parti'si, Saadet'i, Deva'sı, Gelecek'i CHP ile dirsek teması yaparak sağ seçmenin CHP'ye gönül kaymasına sebebiyet verdi. Akşener tehlikeyi görüp tedbir almaya çalışsa da iş işten geçti.
 

CHP de sağa yakın kişileri aday göstererek, derenin taşıyla derenin kuşunu vurdu!
 

Bu tablo, her seçim CHP'ye yüzde 30'dan fazla şans tanımayan Türk sağı ve muhafazakârlar için büyük bir ibret vesikasıdır.
 

El birliğiyle CHP'ye rüyasında bile göremeyeceği bir sandığı hediye ettiler.
 

Anketçiler abartmamış...

Zevksiz, tatsız, tuzsuz bir seçimdi. Seçmeni ramazan rehaveti sardı. Meydanlar hareketsizdi. "Düşman" yoktu. Erdoğan ilk defa televizyonda canlı yayına katılmadı. "Abartıyorlar, çarpıtıyorlar, manipülasyon yapıyorlar" dedik ama bu seçimin kazananı anketçiler oldu. Söyledikleri çıktı.
 

Demek ki neymiş...

Kimi muhalifler diyorlardı ki: "AK Parti İstanbul'a polemik yapmayacak, kutuplaştırmayacak, çalışacak bir aday çıkarmalı..." Ama gittiler İstanbul'da polemikçinin feriştahını seçtiler!
 

Yine kimi muhalifler diyorlardı ki: "AK Parti dini kullanıyor. Kur'ân ile takke ile siyaset yapıyor..." Ama seçim öncesi aynı kişiler evleri Mushaf, takke, tespih, seccade ve gül suyu ile donattılar.
 

Altaylı'nın hesabı
 

Seçimi hangi televizyon kanalından takip ettiniz bilemiyorum.
 

Anadolu Ajansı ilk verilerini geçmeye başladığı sırada Fatih Altaylı'nın YouTube kanalında anlık izlenme oranları 200 bini geçmişti. Çirkin el hareketleriyle goygoy yaptığı hâlde!..
 

Bu sırada haber kanallarının YouTube'da izlenme sayısı ise üç beş bin arasındaydı.
 

Televizyon, ülkemizde büyük kitlelere ulaşmak için hâlâ en önemli mecra... Bu kırılır mı? İlerleyen zamanlarda. Yukarıdaki veriler onun işareti.

TÜRKİYE GAZETESİ