Dil sürçmesi değil, bilinçaltının dışa vurumu!
- GİRİŞ23.12.2024 08:08
- GÜNCELLEME23.12.2024 08:08
Gazeteci Özlem Gürses, YouTube yayınındaki ifadelerinden dolayı gözaltına alındı. Suriye'deki gelişmelerden mütevellit gündemde yer bulamamanın ezikliğini yaşayan muhalefet, mal bulmuş mağribi gibi sarıldı.
Kamuoyunda bilinen, isnat edilen suçun şekil itibarıyla kaçma şüphesi bulunmadığı aşikâr olan kadın meslektaşımızın gözaltına alınış ve emniyete götürülüş biçimi doğru değil. Bunu bir kenara koyalım. Ancak Gürses'in 'troller hedef gösterdi' diyerek suç bastırmaya çalıştığı o sözleri de yenilir yutulur cinsten değil. Hadisenin haberini yapan CHP medyası, Gürses'in 'TSK'ya ilişkin söylediği sözleri' ve 'Devlet kurumlarını ve organlarını aşağılama ve yanıltıcı bilgiyi yayma suçunu işlediği' gerekçeyle gözaltına alındığını yazdı. Soruşturmaya konu olan ifadeleri ise perdeledi. Oysa Özlem Gürses haritada Suriye'yi anlatırken "Gördüğünüz üzere DEAŞ yapısı, yani TSK-SMO yapısı Kürtlerin olduğu bölgelerde küçük küçük kazanımlar elde etmiş" dedi. TSK'yı terör örgütü DEAŞ ile bir tuttu. PKK’yı ise “Kürtler”le özdeşleştirip meşrulaştırmaya çalıştı.
Peki, o sözleri kimilerinin iddia ettiği gibi bilinçsizce mi söylemişti? Niyet okuyuculuğu yapmak haddime değil. Ancak görünen üzerinden yorum yapabilirim.
Gürses videonun ilerleyen dakikalarında iki defa "TSK ve SMO" diyor. Yani daha sonra DEAŞ'la birlikte anmıyor.
Ama aynı Özlem Gürses, "SDG ya da YPG" değil de "Kürt bölgeleri" ifadesini kullanıyor. YPG'nin işgal ettiği yerler için "Kürt toplumunun kontrol ettiği bölge" diyor. Terör elebaşının fotoğrafı çıkınca "Mazlum Kobani işte bu beyefendi" ifadesini kullanıyor.
"Cübbe çıktı, sarık çıktı, takım elbise giyecek neredeyse. Bir anda adam terör örgütü lideriyken şirket CEO'su oldu. İşleri size vereceğiz diyor. Maraba pazarınca iş dağıtan taşeronlar gibi hepimize iş dağıtıyor" diyerek HTŞ liderini eleştiriyor. Böylece tavrını ortaya koyuyor, niyetini açık ediyor. Yani o ifadeleri dil sürçmesi değil, bilinçaltının dışa vurumu…
O haberimize niye atlamadılar!
Suriye’de rejimin nasıl kolayca devrildiğini ilk biz anlattık. Esad'ın milyarlarca dolar parayı kaçırdığını ilk biz ifşa ettik. Esad, Putin ve Rusya'dan gelen açıklamalarla Batı medyasına konuşan rejim askerlerinin manşetlerimizden bir hafta sonra anlattıkları haberlerimizi teyit etti.
Cuma günü de manşetten Şam'da Erdoğan hazırlığı yapıldığını duyurduk. Özel haberimize balıklama atlayan Türk medyası nedense "bu bomba haber"e çekinceyle yaklaştı. İki gün sonra bu haberimiz de teyit edildi. Şam Büyükelçiliği Geçici Maslahatgüzarı Burhan Köroğlu "Dışişleri Bakanımız Hakan Fidan'dan sonra Cumhurbaşkanımız Erdoğan da Şam'a gelmeyi düşünüyorlar" açıklamasını yaptı. Ne yazdıysak o çıktı.
Hiç eleştirmeyin güzel reklam
Şehir meydanlarında koyu fon üstüne "Ölünce beni kim yıkayacak?" yazılı afişleri sosyal medyada viral oldu. Kimi 'moral bozucu' diye kızdı. Kimi 'acı ikaz' dedi. Sonra afişlerin TRT'de yayınlanacak bir ölü yıkayıcının hayatını anlattığı "Gassal" isimli dizinin reklamı olduğu ortaya çıktı. Zengin, fakir, siyah, beyaz, sarışın, esmer, güzel, çirkin, çulsuz, vatansız... Herkesi eşitleyen tek hakikat ölüm! İster beğenin ister eleştirin Gassal'ın yapımcıları, müthiş bir reklama imza attı.
Oryantalist bakış açısı
Suriye'nin fiilî lideri Colani ile röportaj yapan BBC muhabirinin ilk sorularından biri "alkollü içecek tüketimine izin verip vermeyeceği" oldu.
Şam'a giden Türk gazetecilerden bazıları da barların ve eğlence mekânlarının açıldığını, kızlı erkekli arkadaş gruplarının başkent kafelerinde takıldığını yazdı.
Aynı şeye dair iki bakış açısı. Birincisi oryantalist, ikincisi Kemalist!
Özgürlüğün içki şişesine hapsedilmesi ne garip değil mi?
Öyle kolay mı?
Hürriyet'te, hafta ortasında Suriye'deki normalleşmeye dair şöyle bir manşet atılmıştı:
Bir gecede İsviçre olamaz! Öyle kolay mı? Biz 100 sene geçti İsviçre olamadık. Hem de adamların medeni kanununu aynen alıp uygulamamıza rağmen!
Türkiye gazetesi
Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol