Kim bu Sezar?
- GİRİŞ13.01.2025 10:58
- GÜNCELLEME14.01.2025 09:10
Suriye rejim ordusunda görev yapan bir asker…
Tüm dünya onu konuşuyor…
İç savaş boyunca askeri hastanelere getirilen cesetleri kayıt altına almakla görevliydi…
Kod adı Sezar…
Peki kim bu Sezar?
Çektiği fotoğraflarla, Sednaya'da olanlara ışık tutan "Sezar" kod adlı eski rejim askeri, yaşları 20 ile 40 arasında değişen ve yaklaşık 11 bin kişiye ait on binlerce fotoğraftan oluşan dosyaya da ismini veriyor.
VAHŞET GÖZLER ÖNÜNE SERİLİYOR
Suriye'de devrilen rejimin vahşi yüzünü belgeleyen "Sezar Dosyası"ndaki dehşet verici fotoğraflar ise mahkûmların yaşadığı vahşeti ve maruz kaldığı sistematik işkenceyi gözler önüne seriyor.
2013 yılının Ağustos ayında, ‘Sezar’ kod adlı Suriyeli bir askerî fotoğrafçı, Esed rejiminin parmaklıklar ardındaki kötü şöhretli ve gizli gözaltı merkezlerinde yaşanan vahşeti gözler önüne seren 53.275 fotoğrafı gizlice Suriye dışına taşıdı.
Tüm bu gelişmeler uluslararası organizasyonların gözlerini Suriye’de yaşanan Esed zulmüne çevirmesini sağlayacaktı. Öyle de oldu.
ESED’İN YARGILANMA SÜRECİNDE ÖNEMLİ BİR KANIT!
Yaşananların dünya kamuoyuna duyurulması ile birlikte başlığında yine "Sezar" kod adının yer aldığı, “Sezar Suriye Sivil Koruma Yasası” çıkarıldı.
Bugün ise Suriye'de 61 yıllık Baas rejiminin devrilmesinin ardından “Sezar Dosyası” yeniden açılarak Esed’in yargılanmasında önemli bir kanıt teşkil edecek.
BİR DİĞER ÖNEMLİ RAPOR: “ÖLÜLER KONUŞABİLSEYDİ”
Suriye'den kaçırılan ve ilk kez Ocak 2014'te kamuoyunun dikkatini çeken hükümet gözetimindeki ölümlere ait 28.000'den fazla fotoğrafın ardındaki insan hikâyelerinden bazıları dokuz aylık bir araştırmayla ortaya çıkarıldı. “Ölüler Konuşabilseydi: Suriye'deki Gözaltı Tesislerinde Toplu Ölümler ve İşkence” başlıklı 86 sayfalık rapor, Sezar dosyası olarak bilinen fotoğrafların gerçekliğine ilişkin yeni kanıtlar ortaya koyuyor. Kurbanların bir kısmının kimliklerini belirlendiği bu raporda bazıların temel ölüm nedenleri de vurgulanıyor. İnsan Hakları İzleme Örgütü, 27 mağdurun 33 akraba ve arkadaşının; gözaltında ölen insanları gören 37 eski tutuklunun ve Suriye hükümetinin gözaltı merkezlerinde veya fotoğrafların çoğunun çekildiği askeri hastanelerde çalışan dört sığınmacının yerini tespit etti ve onlarla görüştü. Söz konusu kurum, uydu görüntüleri ve coğrafi konum belirleme tekniklerini kullanarak, katledilenlerin bazı fotoğraflarının Mezze'de bulunan 601 Numaralı Askeri Hastanesi'nin bahçesinde çekildiğini ortaya koydu..
İKİNCİ KANIT 2015 TARİHLİ BU DOSYA OLACAK!
Sezar'ın çektiği fotoğraflarda görülen 6 bin 786 kurbanın çoğu ülke istihbarat teşkilatının Şam'daki beş şubesince gözaltına alındı. Kurbanların cesetlerine dair fotoğraflar Sezar'ın dosyaları kopyalayıp işyerinden kaçırmaya başladığı Mayıs 2011 ile Suriye'den kaçtığı Ağustos 2013 tarihleri arasındaki tarihleri kapsıyor. Bu cesetlerin Şam'daki iki askeri hastaneye gönderildiği biliniyor.
İnsan Hakları İzleme Örgütü, Suriyeli yetkililerin gözaltı tesislerinde işkence, açlık, dayak ve hastalıkların yaygın olduğuna dair kanıtlar buldu. Araştırmacılar fotoğraflarda görülen 27 kişinin kimliklerini tespit ederek bu kişilerin Suriye istihbarat teşkilatları tarafından tutuklandıklarını ve bazı vakalarda gözaltında kötü muamele ve işkence gördüklerini belgelediler. Ailelerin, yakınlarının nasıl tutuklandığına dair ifadelerini topladılar; teşhis edici izleri, darp izlerini ve vücut dövmelerini karşılaştırdılar. Ardından kurbanlarla aynı dönemde, bazen de aynı hücrelerde tutulan eski tutuklulardan deliller istediler.
YARGI SÜRECİ NE KADAR MÜMKÜN?
Esed'in suçlarını ele alacak en belirgin mahkeme Lahey'deki Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) olacaktır. Bu mahkeme savaş suçları ve insanlığa karşı suçlar gibi konularda bireylerin sorumluluğuna hükmetmektedir. Fakat ne Suriye ne de Esed'in kaçtığı Rusya UCM'ye taraf devletler değil. Bu da prensipte mahkemenin yargı yetkisinin olmadığı anlamına geliyor.
Bununla birlikte, UCM'nin insanlığa karşı işlenmiş ağır suçlar, kapsamlı savaş suçları ve potansiyel soykırımla suçlanan Esed ve rejiminin diğer liderlerine karşı harekete geçmesi için hala bir yol var.
Esed rejiminin UCM'de yargılanmasına giden yol karmaşık olsa da aşılamaz değildir. Geçici Suriye hükümetinin Roma Statüsü Madde 12(3) uyarınca yapacağı bir açıklama, Suriye'deki kanlı katliamın mağdurları için adaleti sağlayacak hayati bir ilk adım olabilir.
Yorumlar6