Akşener’in psikolojisi normal değil
- GİRİŞ04.04.2023 09:22
- GÜNCELLEME04.04.2023 09:23
İyi Parti’de işler iyi gitmiyor.
Son bir ayda kamuoyu araştırmalarına bakıldığında, parti önemli bir oy kaybı yaşadı.
Oy kayıplarına neden olarak 2 faktör öne çıkıyor.
Birincisi; çok sert ifadeler kullandığınız, kendinize kumpas kurulduğunu iddia ettiğiniz, noter masasına benzettiğiniz 6’lı masaya 2 gün sonra tekrar oturulması… (Bu arada Akşener, metni de kendim yazdım demişti.)
Noter masası olarak tabir ettiğiniz yere geri döndüğünüzde, birileri masadaki ikinci büyük partinin genel başkanı olarak noter başkatibi olduğunuzu söyleyebilir…
İkincisi ise; 6’lı masa ile HDP ve hatta PKK görünürlüğünün fazlasıyla ön plana çıkması…
Bu nedenlerden dolayı son bir ayda; İyi Parti güvenilir firmaların araştırmalarına göre yüzde 40, bazı merdiven altı araştırma firmaları ile girişilen algı operasyonu amaçlı araştırma sonuçlarına göre ise yüzde 70’in üzerinde eridi.
Giden kesim ise kendisini milliyetçi olarak adlandıran seçmen grubu…
İstanbul Milletvekili Yavuz Ağıralioğlu’nun da partiden ayrılması tabandaki gidişin tavana yansıması oldu. 9 Nisan sonrasında tavanda yeni kopmaların yaşanması da muhtemel…
İşler iyi giderken özgüveniniz daha yüksek, olaylara bakış açınız ve yorumlama şekliniz daha sağlıklı olur. Ancak stres anında doğru kararlar vermekte zorlanmanız kadar doğal bir durum yoktur.
Bu gidişe dur diyebilmek için bir şok etkisi yaratmanız beklenir. Bu da otokontrolü devre dışı bırakmanıza neden olabilir.
Saraçhane sürecinde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile yapılan ‘çak’ hala hafızalarımızda…. Yapılan ‘çak’ istenen sonucu doğurmadı ve Kemal Kılıçdaroğlu bir şekilde 6’lı masanın ortak adayı olarak açıklandı.
İkinci ‘çak’ denemesi ise, cuma günü İyi Parti İstanbul İl Başkanlığı’na isabet eden kurşun sonrasında yaşandı. O da istenen sonucu doğurmadı ve emniyet kısa sürede işin iç yüzünü ayrıntılarıyla kamuoyuna duyurdu. İsabet eden kurşunun ‘kaza kurşunu’ olduğu ortaya çıktı.
Önce “Devri iktidarınızda; evime, dava arkadaşlarıma yönelen tüm saldırılar cezasız kalmıştı.Bugün de İstanbul İl Başkanlığımıza silahlı saldırı düzenlendi Recep Bey! Tehditlerini vazife bilerek üzerimize gelen kurşunları çek; eğer geleceksen, sen gel!” şeklinde bir tivit atarak olayın faili olarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı işaret etti.
Sonrasında İl Başkanlığı’nın önünde kendini göstererek; “Bir erkek siyasetçiye yapılamayan her türlü pislik bana yapıldı. Şimdi bu ucube sistemin sona ermesi için cumhurbaşkanı adayımız Kemal Kılıçdaroğlu'na ve bu kadına, bana oy vereceksiniz” dedi Akşener…
Yapılan bu açıklamalar partisinin içinde bulunduğu dramatik durum nedeniyle sağlıklı olmayan bir psikolojinin tezahürü olarak akıllarda kaldı.
Kayıpların telafisi için Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kendisini muhatap alması ve buradan bir çıkış umması da keza öyle…
2018 seçimlerinde Cumhurbaşkanı adayı olarak da benzer bir yöntem izlemiş, ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan kampanya döneminde kendisini muhatap olarak almamıştı.
Akşener, 2018’de partisinin de altında bir oy almıştı.
Sonuç olarak ikinci ‘çak’ deneyimi de başarısızlıkla sonuçlanmış oldu…
Sıra yeni ‘çak’ denemelerinde…
SECCADE
Bez parçası tek başına bir değer ifade etmez, taşıdığı değerlerle anlamlı hale gelir.
Başörtüsü bir bez parçasıdır. Toplumun değerleriyle bütünleştiğinde mana kazanır.
Bayraklar için de aynı şeyi söyleyebiliriz…
Amerikan bayrağı Amerikalılar için mana yönünden hassasiyet taşımayabilir. İç çamaşırı olarak kullanılması sorun teşkil etmeyebilir.
Ancak Türk bayrağı yere düştüğünde yerden alır, layık olduğu yere koyarsınız. Kutsaldır, kıymetlidir.
Seccade de bu toplum için böyledir. Üstüne ayakkabınızla bastığınızda Türkiye’de iletişim krizi yaşamanız doğaldır. Tıpkı Anadolu’da bir evin içine ayakkabıyla girdiğinizde yaşayabileceğiniz gibi…
Toplumun kodlarından uzak olduğunuzda, seccade üzerine ayakla basmanın sorun olmayacağı sonucuna ulaşabilirsiniz.
Eminim Kemal Kılıçdaroğlu, seccadeyi fark etmemiştir. Bilerek basmamıştır. Belki de kilim sanmıştır.
Bu durum şu üç sonucu ortaya çıkarır.
Birincisi; kötü bir kampanya iletişim ekibinizin olduğunu…
İkincisi; toplumun kodlarına, değerlerine olan uzaklığınızı…
Üçüncüsü ise; ayağının dibinde ne olduğunu göremeyecek birinden Türkiye’nin geleceğini görme konusundaki beklentilerin düşük olacağını ifade edenlerin haklılığını…
Yorumlar107