Dezenformasyon ve kaos siyaseti kaybetti
- GİRİŞ17.05.2023 09:18
- GÜNCELLEME18.05.2023 08:54
Aylardır üzerine konuştuğumuz 14 Mayıs seçimlerini geride bıraktık.
Siyasetçiler, gazeteciler ve yorumcular konuştu.
Konuşma sırası bu sefer sözüne en fazla kulak verilmesi gereken milletteydi.
Millet kararını verdi.
Sayın Erdoğan’a, Kılıçdaroğlu ve koalisyonundan daha fazla güvendiğini dile getirdi.
Verdiği sözleri tutanla, tutmayanı birbirinden kuyumcu terazisi hassasiyetinde ayırdığını da göstermiş oldu.
Mecliste ise Cumhur İttifakı’na ezici bir şekilde destek vererek “itibar ettiğim ittifak burası” dedi.
Ancak daha önceki seçimlerden farklı olarak bu sefer millet, adayları bir kez daha kantara koymak istediğini de söylemişti.
Memleket için hayırlısı oldu…
Seçim, yüzde 50,1’lik oranla Recep Tayyip Erdoğan lehine ilk turda bitmiş olsaydı; dezenformasyon ve manipülasyonu siyasetinin merkezine koyan, “gerideyken dahi öndeyiz” ifadesini yüzü kızarmadan rahatlıkla söyleyebilen muhalefetin yaygaralar kopararak uzun zamandır mağlubiyetine aradığı günah keçisi veya keçileri de bulunmuş olacaktı.
Yüksek Seçim Kurulu ve Anadolu Ajansı’nın seçimlerde alnının akıyla çıktığından kimsenin tereddütu kalmadı. (Gerçeklerle vedalaşanları dışarıda tutuyorum.)
CHP’nin kendi veri akışındaki sorunlar yüzünden bilgi ve teknolojiden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı görevi bıraktı veya bıraktırıldı. Anadolu Ajansı’nın işini doğru yaptığı, Kemal Kılıçdaroğlu ve Ekrem İmamoğlu’nun ülkede kaos oluşturmak istediği ve manipülasyon yaptığı net bir biçimde ortaya çıkmış oldu.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun elinden Muharrem İnce’den sonra bu günah keçisi de alınmış oldu.
Ayrıca Cumhur İttifakı seçmeni rehavete kapılmadan ilk turdan daha da motive bir biçimde seçime katılır ve gerekli desteği verirse; Recep Tayyip Erdoğan’a Kemal Kılıçdaroğlu’na karşı 14 gün arayla iki kez seçim zaferi yaşatmış olacak. Bu da demokrasi tarihimizde bir ilk olarak yerini alacak…
Bu seçimlerin birinci turda Erdoğan lehine az farkla bitmesini en fazla isteyecek kişi tartışmasız Kılıçdaroğlu’dur. Kemal Bey, “İlk turda bitsin de biz CHP’deki genel başkan koltuğunu muhafaza için mücadele sürecine devam edelim. İki hafta arayla iki mağlubiyet bu konuda elimi zayıflatacak” demiş midir? Demiş olabilir…
Bu nedenlerle hayırlısı oldu diye düşünüyorum…
Seçim gecesi 14 saatin üzerinde televizyon ekranlarında sonuçları yorumladığımız için, muhalefet medyasında o gece neler olduğuna dair incelemeleri daha kapsamlı yapma imkanını ancak ertesi gün bulabildik.
Seçim sonuçlarını muhalefet partilerinden ve muhalefete yakın medyadan takip etmenin ciddi bir enformasyon sorunu olduğunu da bir kez daha tescillemiş olduk.
Gerçeklerle vedalaşmış bir kitle ile karşı karşıyayız...
Bir önceki seçimde, kaybettiğini dürüstçe açıkladığı için Muharrem İnce'ye yapılan ardı arkası kesilmeyen ve senelerce süren faşist tavrın sebebi tam da bu...
Sözcü gazetesi, dünkü sayısında seçimle ilgili manşetinde deprem bölgesindeki AK Parti ve Cumhur İttifakı oylarının daha fazla olduğuna dikkati çekerken; “Demek ki depremzedeler çadır hayatı yaşamayı çok sevmiş” ifadesini kullanarak muhalefet faşizmini bir kez daha göstermiş oldu.
Depremzedelerin evlerine daha hızlı kavuşmak için Cumhur İttifakı’na destek verdiğini ve CHP’nin 2019 yerel seçimlerde verdiği sözleri tutmadığı için vatandaşın CHP’ye güvenmediğini göremeyecek kadar gerçeklerle vedalaşmış bir kesimin karşısında olmak da ayrı bir mesele…
Sosyal medyada da Sözcü gazetesine benzer insanlık dışı, aşağılık içerikler var…
Bunlara en güzel cevabı 28 Mayıs’ta millet bir kez daha verecektir.
Bazı vatandaşlar ise o güne bırakmadan CHP’li belediyelerin yaptığı yardımların karşılığı tutarındaki çorba ve su paralarını Kemal Kılıçdaroğlu’nun seçim için açtığı banka hesabına göndermeye başlamış bile…
Bakalım bu sefer yüzleri kızaracak mı?
Yorumlar4