Türkiye Yüzyılı milat olur mu?

  • GİRİŞ06.06.2023 09:17
  • GÜNCELLEME07.06.2023 08:58

14 Mayıs ve 28 Mayıs’ta milletimiz tercihini yaptı ve çok önemli mesajlar verdi.

Millet algı siyasetini değil, olgu siyasetini arzu ettiğini dile getirdi.

Millet, bana dezenformasyonla ve soyut konularla değil; somut, elle tutulur ve sac ayakları yere basan konularla gel dedi.

Vatan, bayrak, asker kısacası millî meselelerde tavizim yok mesajını net bir biçimde verdi.

Pek çok mesaj var ancak okumak isteyene…

İktidar ile muhalefetin en temel farklarından birisini de milletin verdiği mesajları okuyup, okuyamaması veya okumaktan kaçınması olarak ifade edebiliriz.

İktidar, seçimlerde iktidarı yeniden elde etmesine rağmen oylarındaki kayıpları bir cerrah hassasiyetinde masaya yatırıp, radyoloji uzmanı gibi sorunların röntgenini çekip tedavi sürecini acilen başlatırken; muhalefet ise bir o kadar hassasiyetsiz ve bir kulağından girip diğerinden çıkan, üç senedir sınıf tekrarı yapan tembel bir öğrenci kıvamında süreci analiz ediyor.

O kadar da acımasız olma diyebilirsiniz, o zaman gelin karnelere bir göz atalım…

2014 yılındaki Cumhurbaşkanlığı Seçimi’nde, muhalefet bloğu Ekmeleddin İhsanoğlu ve Selahattin Demirtaş’ı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın karşısına çıkarmış ve toplamda yüzde 48,2 oranında oy alabilmişti.

Gelelim 2018’deki seçimlere…

Orada da muhalefet bloğu Muharrem İnce, Meral Akşener, Selahattin Demirtaş ve Temel Karamollaoğlu’ndan oluşan aday kadrosuyla çıktı iktidarın karşısına…

Erdoğan’a karşı; Doğu Perinçek’i bu bloğun toplam oylarına eklemeden yüzde 47,25 oranında oy alabildiler…

Ve dünyada yılın en önemli seçimleri olarak öne çıkan 2023 seçimlerinde aynı blok; iktidarın aleyhine pek çok olumsuz durum olmasına rağmen yüzde 47,82 oranında oy alabildi…  

Yani; muhalefet bloğu son 3 seçimde milletten geçer not alamadı…

Bir öğrenci üç yıldır aynı sınıfı geçemediğinde;  bu çocuk okumaz kanaatine varılması muhtemeldir.

Çocuğun okumasına dair inanç söz konusu ise; bir yerde yanlış var deyip şapkayı öne alıp derin bir muhasebe yapmak gerekir.

İşte muhalefetin yapmadığı/yapamadığı muhasebeyi de halk tarafından üçüncü kez cumhurbaşkanı seçilen Sayın Erdoğan yaptı ve aslında derin bir mesajı da ortaya koydu.

Erdoğan, "Türkiye'nin ve Türk selameti açısından, muhalefetin de, mesuliyet bilinciyle hareket etmesini bekliyoruz. Gazetecisi, yazarı, sivil toplumu, sanatçısı, siyasetçisiyle, tüm muhalefet cenahının artık milli iradeyle barışmasını istiyoruz" diyerek milletin sesine kulak tıkayan zevata önemli bir çağrıda bulundu.

14 Mayıs, 28 Mayıs ve 3 Haziran’daki konuşmalarının tamamı kucaklayıcı ve 85 milyonu merkeze alan içerikleri net bir biçimde barındırıyordu.

Muhalefetin sınıfı geçmek için yapması gereken; bu çağrıya mukâbele etmekten başka bir şey değil.

Ancak ilk derslerde yine tembel öğrenci özelliklerinin sergilenmeye devam edildiğini görüyoruz.

Cumhurbaşkanı’nın yemin töreni için Türkiye Büyük Millet Meclisine girdiğinde ve yeminini ettiği esnada; Cumhuriyet Halk Partisi’nin ülkenin cumhurbaşkanı makamına gösterdiği saygısız tavır, milletin dediğine kulağını tıkamaya devam edeceğine dair kuvvetli bir beklentinin de oluşmasına neden oldu. Milletin oylarıyla o makama getirdiği bir isme yapılan saygısızlık, milletin iradesine de bir saygısızlık anlamını taşıyordu. Yapılan hareket, aynı zamanda Atatürk’ün de makamı olan Cumhurbaşkanlığı makamına saygısızlıktı. Atatürk’ün partisinin bu saygısızlığı yapması da ayrı bir bahis…

Muhalefet, bu başarısız karneye rağmen babasının şiddetinden korkan öğrenci gibi zayıf notlarını çamaşır suyu ile silip, üzerine başarılı notları yazmayı sürdürüyor. Kendi kendisini kandırmaya devam ediyor.

Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan, kucaklayıcı mesajlarını daha önce de vermiş, muhalefetin mukâbele etmesi beklenmiş ancak sonuç dezenformasyon ve manüplasyon siyasetine devam şeklinde gerçekleşmişti.

15 Temmuz’dan hemen sonra Yenikapı’da genel başkanların milletin huzurunda verdiği o görüntü çok anlamlı ve umut verici idi…

Ne yazık ki; kısa bir süre sonra muhalefetin 15 Temmuz ile ilgili kontrollü darbe ve tiyatro benzetmeleri umutları yerle yeksan etmişti…

Türkiye Yüzyılı’nın muhalefet tarafından milat kabul edilerek Türkiye siyasetinde yeni temiz bir sayfa olarak ele alındığı; dezenformasyon siyasetinin tarihe karıştığı, dezenformasyonların doğrularının ne olduğu ile vakit kaybetmeyeceğimiz, sadece ülkeye katma değer sağlayacak projeleri konuşacağımız, tartışacağımız, yurt dışında bir ve beraber görüntü vereceğimiz bir dönemin kapısını aralar mı?

Umudum olmasa da temennim budur…

Yaşayıp göreceğiz…

Yorumlar4

  • Bülent DUMAN 1 yıl önce Şikayet Et
    biz önce kendimizden başlayalım.yolumuz hak yolu adalet yolu olsun.gerisi gelir.
    Cevapla Toplam 3 beğeni
  • İsmail 1 yıl önce Şikayet Et
    Ben ekonomistim, faiz sebep-enflasyon sonuç... Nas' a rağmen söylemlerinden vaz geçildiğine göre sizin çocuk okuyamamış olmuyor mu?
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • Memduh 1 yıl önce Şikayet Et
    Elinize sağlık, çok güzel bir yazı olmuş. Yazılarınızı büyük beğeni ile takip ediyorum.
    Cevapla Toplam 3 beğeni
  • HAYRETTİN 1 yıl önce Şikayet Et
    mükemmel olmuş eline sağlık
    Cevapla Toplam 3 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat