Birleşe birleşe kaybettiniz…
- GİRİŞ13.06.2023 08:08
- GÜNCELLEME14.06.2023 08:08
Geçtiğimiz hafta katıldığım bir televizyon programında, “Seçimden önce Kemal Kılıçdaroğlu’nun ülkenin başına geçmesi adına kampanyanın bir parçası olan isimler, bugün CHP’nin başında kalmamalı diyor. Bu günlerde CHP’nin başına layık görmediğiniz birini, 3-5 gün önceye kadar neden ülkenin başına layık gördünüz? O halde hepiniz istifa edin. Çünkü muhalif seçmenin kaldırılmasında hepinizin katkısı var” ifadelerini kullanmıştım.
Sonrasında epey bir gündem oldu.
Burada kastım; muhalif seçmenin seçim sonrası yaşadığı travmanın oluşmasına neden olan muhalefet bloğundaki siyasetçilerin yanı sıra, muhalefet medyası, muhalefete yakın araştırma şirketleri, muhalefeti destekleyen sosyal medya fenomenleri ve sanatçılardı.
“Geliyor gelmekte olan, Türkiye tarih yazacak, bu cuma Erdoğan yönetimindeki son cuma, haftaya gidiyorsunuz. Yolcudur Abbas bağlasan durmaz” bu ifadeleri 14 Mayıs’ın hemen öncesinde kimler kullanmıştı hatırlıyorsunuz değil mi?
Kemal Kılıçdaroğlu, Meral Akşener, Ekrem İmamoğlu, Mansur Yavaş, Ali Babacan, Ahmet Davutoğlu, Temel Karamollaoğlu, Gültekin Uysal, Mithat Sancar, Pervin Buldan, Selahattin Demirtaş, Erkan Baş, Özgür Özel, Engin Altan ve Sera Kadıgil siyaset mecrasında bu ve benzeri cümleleri kuran bazı isimlerdi.
Bu ifadeleri onlara kullandıran, yankı odalarının inşa edilmesine neden olan ve dolayısıyla kollektif bir zehirlenmenin de oluşmasına katkı koyan isim ve etkenlerin de önemli ölçüde bu sorumluğu taşıması gerekiyor.
Kemal Kılıçdaroğlu, daha seçim yapılmadan 13’üncü Cumhurbaşkanı ilan edildi.
Siyasetçiler yalnız değildi. Oldukça kalabalık bir kadro ve geniş bir ağ adeta seçim kampanyasının parçası olmuşlardı.
Gülşen, Şahan Gökbakar, Melek Mosso, Kadir Çöpdemir, Fazıl Say, Berna Laçin, Atila Taş, Cem Yılmaz, Tolga Çevik, Öykü Serter, Sarp Apak, Selda Bağcan, Ahmet Ümit ve daha pek çok isim sanat camiasından Kemal Kılıçdaroğlu’na desteğini açıklayanlardı.
Medyada ise; Uğur Dündar, Fatih Portakal, Merdan Yanardağ, Deniz Zeyrek, Sevilay Yılman, Fatih Altaylı, Barış Pehlivan, Emin Çapa, Ayşenur Arslan, Ruşen Çakır, Necdet Saraç, İsmail Küçükkaya, Murat Yetkin, Çiğdem Toker, Doğan Şentürk , Selçuk Tepeli, Gülbin Tosun, Mehmet Tezkan ve diğerleri cansiperane bir çaba sarf ettiler…
PKK’nın sözde elebaşları ve FETÖ’cüler açıktan destek istemişti.
Yurtdışında kaçak olan FETÖ’cülerden bazıları işi daha da ileri götürerek 15 Mayıs sabahına Türkiye’ye dönüş bileti dahi almıştı…
Biletler yandı, ayrı bir bahis…
FOX Tv, Sözcü, Halk Tv, KRT, Tele 1, Birgün, Karar, Cumhuriyet, T24, Diken, Yeniçağ ve daha niceleri…
Yabancı basını da unutmamak gerek; The Economist, L’express, Le Point, Der Spiegel, BBC, Reuters…
KONDA, Türkiye Raporu, MAK, Gezici, Aksoy, Alf, Avrasya, Bulgu, Yöneylem, Artıbir, ORC, Piar araştırma şirketleri de Kemal Kılıçdaroğlu’nun kazanacağını ilan etmişti…
Trol ağlarının yanı sıra sosyal medyada binlerce hesap var…
Şimdi bu isimler, (bir bu kadar da sayamadığım vardır) mağlubiyetin faturasını tek bir kişiye kesmeye çalışıyor.
Başarısızlıktan kendilerini sıyırma çabası içerisindeler… Kendi etkilerini unutturmaya çalışıyorlar.
“Birleşe birleşe kazanacağız” diyen sizlerdiniz.
Kaybedince neden bütün sorumluluğu sadece Kılıçdaroğlu’na yüklediniz?
Birleşe birleşe kaybettiniz!
Eğer mağlubiyete bir fatura kesilecekse, o sofraya oturan herkesin hesaba ortak olması lazım.
Yani pamuk eller cebe…
Malum ‘sofra’ oldukça kalabalıktı, Kemal Bey o hesabı tek başına ödeyemez…
Değişim; sadece Kılıçdaroğlu’nun değişmesiyle sağlanamaz.
Topyekün bir değişim şart…
Yorumlar53