İmamoğlu neden ihraç edilmedi?

  • GİRİŞ27.06.2023 08:57
  • GÜNCELLEME28.06.2023 09:28

Tanju Özcan da tıpkı Ekrem İmamoğlu gibi medya görünürlüğü noktasında gündemde olmadığında keyfi kaçan belediye başkanlarından…

Konuşulmaktan, ülke gündemini işgal etmekten büyük bir keyif alıyor… 

Bolu’nun nüfusu 320 bin civarında…

Yani küçük bir il olarak değerlendirilebilir. 

Tanju Özcan, belediye başkanlığının gerektirdiği vazife veya icraatların haricinde ülkenin siyasi gündemiyle ilgili sürekli olarak yaptığı açıklamalarıyla biliniyor.

Ve kendisini konuşturmayı başarıyor.

Hatta bu yazının konularından biri olmayı dahi başardı.

Bolu ile büyüklük olarak benzer diğer CHP’li il belediye başkanlarının ismini biliyor musunuz? 

Edirne’nin 415 bin, Kırşehir’in 246 bin, Kırklareli’nin 370 bin, Sinop’un ise 222 bin nüfusu var…

Ama bu şehirlerin CHP’li belediye başkanlarının isimlerini o şehirlerde yaşayanlar dışında bilen pek kimse yok…

Gelelim disiplin konusuna…

Tanju Özcan’ı disipline veriyorsanız Ekrem İmamoğlu’nu da kesin ihraç talebiyle disipline göndermeniz gerekir.

Ekrem İmamoğlu, 81 CHP il başkanının imza koyduğu Kılıçdaroğlu’na destek açıklaması ile ilgili manüplatif olduğu parti sözcüsü tarafından da dile getirilen, partinin itibarına zarar veren ve 77 il başkanını töhmet altında bırakan, “81 il başkanının aynı fikirde olduğunu düşünmüyorum. Açıklama dört il başkanına ait" ifadelerini kullanmamış mıydı?

Kullandı.

İmamoğlu’na herhangi bir disiplin uygulaması yapılmadı.

Tanju Özcan geçen yıl CHP’den neden geçici olarak ihraç edilmişti?

Bolu Belediye Meclisi 2022 Mayıs ayı ikinci oturumunda yapılan oylamada el kaldıran AK Parti Meclis üyesi Hacer Çınar’a, "Bana niye el sallıyorsunuz hanımefendi. El sallamak ayıp oluyor. Ben evli barklı adamım. Öyle şey olmaz" diyerek ahlaki açıdan hoş olmayan bir ifade kullanmıştı.

Yani geçici ihraç edilme nedeni kesin ihraç nedeninden daha ağır bir eylemdi.

Bu eylemi nedeniyle Özcan’a geçici ihraç talebi istiyorsunuz. Ancak Kılıçdaroğlu’nun eleştirilmesi söz konusu olduğunda kesin ihraç talebi ile disipline sevk ediyorsunuz.

Muhtemelen partiden ‘kesin olarak’ ihraç edilecek.

Buradan aslında şu anlam çıkıyor; sen gerekirse ahlaki olarak sorunlu bir açıklama yapabilirsin ancak Kılıçdaroğlu’nu zinhar eleştiremezsin...

Değişimi yüksek sesle dile getirdiği ve kaybedilen seçimlere dikkat çektiği için kesin ihraç talebi var. 

Muhalefet kanadı tarafından Kılıçdaroğlu’na seçimi kazandıracak seviyede başarılı bulunan meşhur YouTube yayınında; “Gençler beni özgürce eleştirebilirsiniz” diyen Demokrat Amca, seçim sonrasındaki ilk ciddi eleştiride Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan’ı kapının önüne koymuş oldu…

Söylenenler uygulamada karşılık bulmayınca vatandaş size nasıl inansın? 

Seçmen, Kemal Kılıçdaroğlu’nun emeklilere 20 bin lira bayram ikramiyesi vereceğim demesine de bu nedenle inanmadı.

Veya iki farklı televizyon kanalında önce “Büyük kurultay yerel seçimlerden önce yapılacak” sonra aynı soruya “İnsanları etkilememek için ben fikrimi en son söylerim” diyen de Kemal Kılıçdaroğlu idi…

İki söylemi arasında 13 gün vardı…

Siyasette eylem söylem birliği önemli ama muhalefet bunu hala anlayabilmiş değil…

REÇETE SİYASETİ ‘İYİ’ GELMİYOR

İYİ Parti hafta sonu büyük kurultayını gerçekleştirdi.

Meral Akşener son derece agresif bir konuşma yaparak İyi Parti’nin başarısızlığındaki kendi namına düşen payı, parti içindeki muhaliflere ve CHP’ye transfer etme amacındaydı.

Vatandaşın sandıkta verdiği mesajın üzerinden bir ay geçmiş olmasına rağmen Akşener tarafından tam olarak anlaşılamadığını görmüş olduk.

Beden dili oldukça sertti. 3 Mart’ta masadan kalktığını sandığımız konuşmasındaki ve mecliste kurşunları sağa sola fırlattığı görüntüleri anımsattı.

Milletin beklentisi samimi bir özeleştiriydi oysa…

Akşener seçim mağlubiyetindeki payını gölgelemek için bağırmayı, masaya vurmayı ve hedefe başkalarını koymayı tercih etti.

Siyasette en büyük hile samimiyettir.

Samimiyet ile İyi Parti yan yana koyulduğunda, seçim dönemindeki tiyatral görüntüler hatırlanınca haliyle sırıtıyor.

Muhalefetin temel problemi özgün siyaset üretememesi, ‘reçete siyaseti’ uygulaması… 

Nedir bu reçete siyaseti? 

Birilerinin genel başkanın veya partilerin tepe yönetimlerinin eline tutuşturduğu politikayı uygulamak. Buna göre bir siyasi pozisyon almak.

Ele tutuşturulan bu politika, Türkiye’nin sosyolojisi ile uygun mu? Türkiye’deki seçmen buna itibar eder mi? Bu politika kendilerini iktidara taşır mı?’ gibi sorgulamaları yapmadan, daha da önemlisi ‘Bu politika Türkiye’nin menfaatine mi?’ diye düşünmeden, batının veya emperyalist güçlerin menfaatinin ön planda tutulduğu politikaları uygulamayı maalesef sürdürüyorlar.

Reçete siyaseti ‘iyi’ gelmiyor lakin seçimden önceki tutumun seçimden sonra da benzer şekilde devam ettiğini rahatlıkla söyleyebiliriz.

Bu anlayışını değiştirmeden CHP ve İyi Parti kolay kolay iktidara gelemez…

 

Yorumlar10

  • Serpil 1 yıl önce Şikayet Et
    Bunların hepsinden öö geldi artık
    Cevapla
  • Puhahaaaaf 1 yıl önce Şikayet Et
    Sana sözzzz, beni rahatça, korkmadan eleştirebileceksin.şşşş söyleyebileceklerin bu kitapçıkta. kk
    Cevapla Toplam 2 beğeni
  • İkramiye 1 yıl önce Şikayet Et
    KİLİCDAROLU ve Saz arkadaşlarının Hiç bir sözüne inanladik ki, ikramiyeye inanalım, def olup gitsinler biz onlara 40 bin ikramiye verelim
    Cevapla Toplam 3 beğeni
  • Hakan 1 yıl önce Şikayet Et
    Bunlarin hepsi ayni sey. 28 mayista millet necasetten taharet etti bir kez daha.
    Cevapla Toplam 8 beğeni
  • ömer 1 yıl önce Şikayet Et
    halktan uzak ve halka tepeden bakan anlayışlarla yapılan siyaset kördür sağırdır dilsizdir, sadece anlık olumsuzluklardan medet umarlar ve bu olumsuzlukların kendilerini bir yere getirmesini beklerler, kurşunları fırlatma buna örnektir ama millet YEMEDİ, deprem buna örnek birileri şamar dan bahsetmişti millet YEMEDİ,
    Cevapla Toplam 6 beğeni
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat