Ey Koltuk Sen Nelere Kadirsin
- GİRİŞ25.07.2023 08:00
- GÜNCELLEME26.07.2023 08:03
Gerçeklerin ortaya çıkmak gibi kötü bir huyu vardır…
Son günlerde CHP’de yaşanan gelişmelere baktığımızda, öyle olmadığı söylenen pek çok durumun ayan beyan ortaya çıkarak tam da öyle olduğunu; seçim öncesinde, sonrasında televizyon programlarında ve bu sütunlarda CHP ile ilgili yaptığımız analizlerin delillendirilmiş olduğunu hep beraber görmüş olduk.
Ekrem İmamoğlu ile ilgili “Mart 2024’te İstanbul’da seçimi almaktan ciddi endişe duyuyor. Bu nedenle şimdiden CHP Genel Başkanlığı koltuğuna geçiş yapmak istiyor” demiştik.
Ekrem İmamoğlu’nun cumartesi günkü belediye başkanları toplantısında Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’na yönelik, “Genel başkanlığa devam edecekseniz ben yokum” ifadesi tam da bu gerçeğin altını çiziyor.
Ayrıca İmamoğlu’nun 14 ve 28 Mayıs seçimlerindeki başarısızlık faturasındaki tüm payı Kılıçdaroğlu’na yüklediği konuşmalarında olduğu gibi; “İstanbul’u kaybedersek, İBB adayı ben olduğum için değil, Kemal Kılıçdaroğlu genel başkan olduğu için kaybedildi” benzeri seçim sonrası açıklamaların zeminini hazırlamak ve güçlü bir ihtimal olan İBB’deki mağlubiyetin faturasını da yine sadece Kemal Kılıçdaroğlu’na kesmekten ibaret olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.
Kemal Kılıçdaroğlu için de Ekrem İmamoğlu’nu yeniden İBB adaylığına yönlendirme motivasyonunun temelinde; Ekrem İmamoğlu’nun kaybetme ihtimalinin güçlü olmasının yattığını ve başkanı olduğu İBB’yi kaybeden İmamoğlu’nun bundan sonra CHP Genel Başkanlık koltuğunda esamesi okunmayacağını da dile getirmiştik.
Kılıçdaroğlu, Habertürk’te Mehmet Akif Ersoy’a konuk olduğu programda; “İBB adayı Ekrem İmamoğlu olmalı” dedi. Programın cumartesi günkü belediye başkanları toplantısındaki “Sen varsan ben yokum” çıkışı öncesi olduğunu hatırlatalım.
CHP, meşhur zoom toplantısının ortaya çıkması sonrası iyiden iyiye freni boşalmış kamyon misali bir o tarafa bir bu tarafa savruluyor…
Otokontrol kaybedilmiş durumda…
Öncesinde de tutarsız, savruk bir bir durum söz konusuydu ancak ‘zoom’dan sonra durum tam bir felaket…
Peki bu otokontrolsüzlüğün arkasında ne var?
Koltuk.
CHP genel başkanlığı koltuğu…
Koltuğu bırakmamak veya koltuğu ele geçirmek öyle güçlü bir motivasyon ki; CHP’deki her iki kanadın sağduyulu ve mantıklı hareket etmeyi arka planda tutmasına neden oluyor…
Otokontrol kaybolunca da, tüm gerçekler ortaya saçılabiliyor.
Halk TV ve CHP arasında bir sözleşme varmış mesela…
Yandaş medya ve havuz medyası ifadeleriyle iktidarı destekleyen medyayı tecrit etmeyi siyasetinin merkezine oturtan CHP’liler, meğerse muhalefete yakın medyaya alenen partiden fon aktarıyormuş.
Bu otokontrolsüzlük yandaşın, fondaşın aslında kim olduğunu da ortaya çıkarmış oldu…
Seçimden önce Kemal Kılıçdaroğlu’na verilen desteğin de; Türkiye’nin Millet İttifakı tarafından daha iyi yönetileceğine olan inancından dolayı değil aktarılan fonlardan dolayı olduğu anlaşılmış oldu…
Muhalefet medyası tarafından seçimden önce Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin başına layık görülen Kemal Kılıçdaroğlu’nun, seçimden hemen sonra CHP’nin başına layık görülmemesinin sebebi de bu fon durumu anlaşılan…
Fonu veren düdüğü çalar misali…
Kemal Bey’in Habertürk’teki programı da bu otokontrolsüzlüğün eseri…
Kemal Kılıçdaroğlu’nun programı gerçekleştirme amacının mevcut gelişmeler sonrası kamuoyundaki algı noktasında elini güçlendirmek olduğu aşikar…
Ancak Kılıçdaroğlu’nun programdan önce daha güçlü olduğunu rahatlıkla ifade edebiliriz.
Programda rakiplerine onlarca malzeme verdi Kemal Bey…
Otokontrol siyasette önemli bir denge unsurudur…
Otokontrol devreden çıkınca yumurtalar birbirine vurur, vurdukça yumurtalar kırılır ve gerçekler ortaya saçılmaya başlar…
Sanırım daha pek çok bilinmeyen konu ortaya çıkmaya devam edecek…
Yakından takip edenler bilir, değişim tartışması ortaya çıktığı ilk gün söylediğim bir şey var; Değişimden kasıt nedir? Kişilerin değişimi mi? Zihniyet değişimi mi?
CHP’deki asıl ihtiyaç zihniyet değişimidir…
Anlaşılan o ki; iki taraf da zihniyet değişimi yani bir siyasi pozisyon değişimi vadetmiyor.
Kılıçdaroğlu, seçim öncesinde kendi altında bulunanları seçimden sonra değiştirerek değişimi tamamladığını söylerken; İmamoğlu da Kılıçdaroğlu’nun seçim sonrasında gönderdikleriyle genel başkanı değiştirmekten bahsediyor…
Son olarak gündemdeki tartışmalardan CHP’de üst düzeyde siyaset yapan çok büyük bir kesimin amacının millete hizmet etmek olmadığı, şahsi siyasi ikballeri olduğu çok net bir biçimde gün yüzüne çıkmış oldu…
Ey koltuk sen nelere kadirsin…
Bakalım daha neler göreceğiz…
Yorumlar19