İyi Parti’de Kazan Taşıyor
- GİRİŞ14.11.2023 09:17
- GÜNCELLEME15.11.2023 09:17
Yerel seçimler yaklaştıkça siyasette de sıcaklık artıyor…
Dünya ve ülke gündeminden bihaber şekilde kendi gündemini merkeze alarak gerçekleştirilen CHP’deki değişim tartışmaları sonucunda; 13 yılı aşkın süredir genel başkanlık koltuğunda oturan Kemal Kılıçdaroğlu gitti yerine Özgür Özel geldi…
4 Kasım’dan bu yana CHP’deki bu altı doldurulmasa da gerçekleşen değişimin arka planında en fazla konuşulan isim ise kuşkusuz İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’ndan başkası değil…
İBB imkanlarının delegeleri etkilemek adına seferber edildiği de bir süredir CHP kulislerinde konuşuluyor…
İlk hedef Kemal Kılıçdaroğlu’nu koltuktan etmekti, hedefe ulaşıldı…
Acaba şimdiki hedef ne?
Bu yazıda buna bir cevap arayacağız…
Bilindiği gibi İyi Parti’de bir yaprak dökümü var…
Aslında bu tartışmalar İyi Parti’de 28 Mayıs’tan sonra içten içe kaynıyordu ancak CHP’deki değişim süreci ve dünyada yaşanan gelişmeler tartışmaların üzerinin örtülmesine, gündeme gelmemesine sebep oldu…
Partide bir istifa furyası başladı…
Haftasonunda; parti kurucusu ve eski milletvekili Durmuş Yılmaz ve Genel İdare Kurulu Üyesi Bahadır Erdem partiden istifa etti…
Durmuş Yılmaz şeffaflık olmadığına vurgu yaptı…
İstifa için başka isimlerin de sırada olduğu konuşuluyor…
Akşener’in geçtiğimiz hafta grup toplantısında kürsüden kullandığı; “İsterse en yakınım olsun. Vallahi billahi değiştireceğim. En yakınım olsun, en güvendiğim olsun. Kazık atan herkesi buradan silmezsem adımı değiştireceğim” şeklindeki ifadelerinin adresinin kısa bir süre öncesine kadar en yakınında bulunan Sakarya Milletvekili Ümit Dikbayır ile Antalya Milletvekili Uğur Poyraz olduğu İyi Parti kulislerinde konuşuluyor…
Hemen hemen aynı zaman dilimi içerisinde Ümit Dikbayır’ın TBMM İyi Parti Grubu Disiplin Kurulu’na verdiği dilekçe ise çatışmaların fitilini iyiden iyiye ateşledi…
Dilekçesinde kullandığı dil ise oldukça manidar…
Dedikodulardan aklanmak ve kendine olan güvenini kamuoyu ile paylaşmak adına disiplin kuruluna verdiği dilekçedeki; "Genel Başkanımız Sayın Meral Akşener'in aile bireylerinin ve ayrıca özel kalem müdürü ve eşinin banka hesaplarının inceletilmesi” ifadesiyle kendisinin böyle bir işin içinde olmadığını dile getirmek isterken, bir taraftan da “Bunu ülke gündemine getirerek Meral Akşener’e zarar vermek veya bir şeye zorlamak amacıyla mı yapıldı?” sorularını akla geliyor…
Dün gece konukları arasında benim de yer aldığım Tv 100’de yayınlanan Gürkan Hacır ile Taksim Meydanı programında Deniz Gürel’in paylaştığı çarpıcı bilgiler İyi Parti’de kazan kaynama sürecinin ötesinde bir durum olduğunu bir kez daha ortaya koydu…
Gürel’in paylaştığı bilgiler arasında; İYİ Parti’de olan biten her şeyin Ankara’da bir merkezden bir ofisten yönetildiğine dair iddialar da var. Akşener’in de bu iddialarla ilgili bilgilendirildiği ve bu iddiaların çok güçlü bir şekilde İYİ Parti’nin tepe yönetiminde kale alındığı da belirtiliyor…
Deniz Gürel daha birçok bilgiyi paylaştı, önemli bir gazetecilik yaptı tebrik edelim…
Ancak benim dikkatimi çeken en ilginç ayrıntılardan biri İyi Parti’de yaşanan gelişmelerin tek bir merkezden olduğu iddiasıydı…
Meral Akşener, 3-6 Mart döneminde Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığına itiraz ederek önce masadan kalktı, sonra ise CHP medyası tarafından ağır hakaret ve yoğun bir baskıyla karşı karşıya kalarak masaya geri döndü ve Saadet Partisi önünde o meşhur fotoğrafı vermek zorunda kaldı…
Başkaca baskılar da var mıydı bilemiyorum…
Akşener’in 26 Ağustos’tan bu yana İyi Parti’nin yerel seçimlere kendi adaylarını çıkaracaklarını dile getirmesi ve bazı şehirlerde adaylarını açıklaması sonrasında; özellikle İstanbul ve Ankara’da CHP’li belediye başkanlarının bundan en fazla rahatsızlık duyan isimler olduğunu rahatlıkla ifade edebiliriz…
Öncelikle…
Özellikle İstanbul Büyükşehir başta olmak üzere belediye imkanlarıyla CHP Genel Merkezi’nde genel başkan değişimini yapıp ilk hedefi tamamlayıp…
“Şimdi de İyi Parti’yi hizaya getirerek ittifaka zorlamak gibi bir amaç mı?” söz konusu…
Burada da yine belediye imkanları havuç olarak bazı İyi Partililere gösterilip, partinin zayıflama ihtimaline karşı Meral Akşener’in İstanbul ve Ankara’da aday çıkartmaması mı tesis edilmeye çalışılıyor?
Partisi para/menfaat iddialarıyla toplum gözünde itibarsızlaştırılarak oylarının önemli bir kısmı CHP’li belediye başkan adaylarına transfer etmeye çalışma ihtimali bulunsa da; asıl amacın Meral Akşener’in “her yerde aday çıkaracağız” sözünden geri dönmesini sağlamak olma ihtimalini daha güçlü görüyorum…
Son dönemde Nebî Hatipoğlu dışındaki İyi Parti’den ayrılan veya ayrılacaklar arasında isimleri geçenlerin Ankara ve İstanbul’un CHP’li belediye başkanlarına yakınlığı da bu ihtimali güçlendiriyor…
Kılıçdaroğlu’nun sırtından çıkan hançerlerin rotası Akşener’e mi yöneldi?
Zaman gösterecek…
Bu ihtimallerin dışında bir ihtimal daha var onu da önümüzdeki günlerde yazarız…
Yorumlar10