Geçtiğimiz hafta CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener’i ziyareti sonrası “Yerel seçimlerde CHP ve İyi Parti arasında ittifak olacak mı?” sorusu ‘şimdilik’ cevabını buldu ve İyi Parti 26 Ağustos’tan bu yana söylediği ‘hür ve müstakil, özü başımıza seçimlere gireceğiz’ kararına devam dedi…

Şimdilik diyorum muhtemelen bu hafta boyunca özellikle İstanbul ve Ankara büyükşehir belediye başkanlarının teşvikleriyle İyi Partili ilçe başkanlarının istifa sopasıyla genel merkezlerini tehdit etme ihtimalini bir kenara koyuyorum…

Gerçi İyi Parti Genel Başkan Yardımcısı Sedat Aksakallı’nın Genel İdare Kurulu’nun kararı sonrasında konukları arasında olduğum Taksim Meydanı programında; tartışmaların önünü kesmek adına TV 100 Ankara Temsilcisi Deniz Gürel’e yaptığı “karar kesindir, dönüş yok” minvalindeki açıklamasını da hatırlatalım…

Ancak konu İyi Parti olduğunda temkini bir kenarda tutmakta fayda var…

İyi Parti kendisi adına en doğru kararı aldı…

Birincisi HDP ile aynı fotoğraf karesine tekrar girmekten kurtuldu…

İkincisi; 2019’da CHP ile ittifak yaparak sadece 18 ilçe belediyesi kazanabilmişti…

CHP siyaseten İyi Parti’yi kazıklamıştı…

Muhalefetin güçlü olduğu yerlere kendi adaylarını, iktidar oylarının yüksek olduğu yerlerde İyi Partili adayların çıkmasını sağladı…

Üçüncüsü; 3-6 Mart sonrası seçmendeki güven düzeyi oldukça aşağıya düşmüş durumdaydı…

Yine sözünden dönen bir görüntü vermekten kurtulmuş oldu…

Defalarca, kararlı bir şekilde; “hür ve müstakil, özü başımıza gireceğiz” dedikten sonra kararından yine dönmüş olsaydı İyi Parti’den yapılacak hiçbir açıklama güvenilir bulunmayacaktı…

Kararından dönseydi; İyi Parti için “Dört diyor, dokuz diyor, topluyor otuz diyor” şeklinde yorumlar yapılma ihtimali de yüksekti..

Dördüncüsü ise; yerel seçimlerde ne sonuç alırsa alsın, önümüzdeki genel seçimler için seçmende bir alternatif olma ihtimalini güçlendirdi…

Kendisine 2028’e sağlıklı bir zeminde gitme yolunu açtı…

HDP ile öyle ya da böyle işbirliği yapması İyi Parti’nin sonunu getirebilirdi…

Beşinci olarak ise; geçen hafta kaleme aldığım CHP’li belediyelerin operasyonuna boyun eğmeyen bir görüntüyü ortay koymuş oldu…

‘Hür ve müstakil’ olarak seçime girmek, ‘gür ve sakil’ girmekten daha iyi gelecek…

GÖSTERMELİK DEĞİL GERÇEK SOSYAL BELEDİYECİLİK

Hafta sonu Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi’nin davetiyle Şanlıurfa’daydım…

Cumhuriyetimizin yüzüncü yılına atfen yüz projenin açılışı gerçekleştirildi…

Yerel yönetimlerin amacı şehirdeki yaşam konforunu artırmak adına projeler gerçekleştirmektir.

Şanlıurfa’ya her gittiğimde yeni projelerle gelişim içerisinde olduğunu görüyorum.

Ancak size bunları anlatmayacağım.

Açılışı yapılan yüz yeni projeden de bahsetmeyeceğim.

Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanı Zeynel Abidin Beyazgül, görev süresinin başından bu yana çok özel ve duyurmaktan imtina ettiği bir çalışma yürütüyor.

Açıkçası bu konuyu yazdığım için bir miktar üzüleceğini de tahmin ediyorum.

Ancak ‘iyilikler paylaştıkça çoğalır’ sözünden hareketle diğer şehirlere örnek teşkil etmesi açısından paylaşmakta fayda görüyorum.

Zeynel Abidin Beyazgül başkanlığındaki Büyükşehir Belediyesi, Şanlıurfa’da eşi vefat eden veya eşinden ayrılan kadınlara kimsesiz değilsiniz, biz varız diyor…

Kimsesizlerin kimsesi olmak özellikle bu dönemde çok önemli…

Ev kirası desteği sağlanıyor, çalışmak isterse iş bulunuyor, erzak yardımları yapılıyor, ev eşyası desteğinden tutun da çocukların neye ihtiyacı varsa belediye tarafından karşılanıyor…

Dört yılı aşkın süredir bu işi sessiz sedasız yürütmüş Zeynel Abidin Beyazgül…

Bence tebriği fazlasıyla hak ediyor…